"korkma bişey yapmam sana"
"böyle olmasını ben istemedim hicran benden sana koca olmaz ama elimden de bişey gelmez benim bir hayatım var bu hayatta sana yer yok"
"bilirim ağam benim senden bir beklentim yok beş sene öncede yoktu şuanda yok merak...
Dün gecenin ilerleyen saatlerinde İstanbul'a inmiş ve hemen eve gelmiştik. Düğün yol derken çok yorulmuş ve hemen uyumuştuk.
Şuan baran hala uyuyordu kalkıp duş aldım. Dolabın önüne geçip üzerime giyinmek için bişeyler aradım kapığı açmamla ağzına kadar dolu kıyafetler ile karşılaştım baran herşeyi düşünmüştü.
Kıyafetin çoğu spor tarzındaydı Mardin'de giyemeyeceğim tarzda hemde çoçukluğumdan beri oturaklı ve sade kıyafetler giymem alıştırılmıştı bana helede hanım ağa olduysan giyimine kuşamına iki dikkat etmen gerekirdi dışarıda öyle kot muş tişörtmüş dolaşamazdım.
Ama şimdi İstanbul daydım bir konuşmamız esnasında baran'a spor giyinmeyi sevdiğimi söylemiştim sanırım bunun için hep spor tarzında şeyler almıştı.
Alt için siyah kot pantolon giyindim üzerine beyaz crop seçtim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hava soğuk olduğundan dolayı üzrimede siyah uzun salaş bir hırka aldım. Beyaz Spor Ayakkabılarımıda giyinip aynanın karşısına geçtim.
Saçlarımı tarayıp açık bıraktım ve aşağıya mutfağa indim.
Baran uçakta evde yardımcı isteyip istemediğimi sormuştu bende istemediğimi burada kaldığımız süre boyunca başbaşa olmak ve herşeyi kendim yapmak istediğimi söylemiştim.
Önce çayı demledim ardından buzdolabından kahvaltılık bişey çıkarıp masaya yerleştirdim. En son yumurta için tava çıkarıp ocağa koydum ve yumurtaları çırpmaya başladım.
Belime kolanan kollarla birden yerimden sıçradım. "yavrum sakin benim"
"Baran ya ödümü kopardın" dedim elinin üstüne vurdum hafifçe
"yerim senin ödünü hayır benden başka kimse sarılabilir kızım sana niye korktun" diye sordu
"ay ne bilim dalmışım irkildim bir den"
"hımm" dedi saçlarımı tek omzuma topladı dudaklarını boynuma bastırdı.
"Baran rahat dur bak yumurta yanıyor"
"ben yanıyorum be yavrum yumurta yanlış çok mu" dedi kollarından çıkıp yumurtayı tabaklara ayırdım baran ise çayları dolduruyordu.
Sofraya geçip kahvaltımızı yapmaya başladık. "baran biz kaç gün kalıcaz"
"sen nekadar istersen yavrum"
"ama işlerin" diye sordum
"hallettim ben düşünme sen bunları" dedi
"evdemi olucaz peki hep"
"hayır sana bütün İstanbul'u gezdiricem yavrum" dedi mutlu olmuştum çünkü İstanbul'u çok merak ediyordum. Biz sohbetimize devam ederken baran'nın telefonu çaldı.