15. BÖLÜM - İLK GALİBİYET

164 9 0
                                    

Kapı çaldı. İpek geldi diye düşünüp kapıyı açtım. Karşımda o vardı... Gözlerimi kırpıştırdım. Kendimi rüyada sandım bir an.

Okan... Öylece duruyordu kapıda...

Çenem titremeye başladı. Kapıyı açtığımda gülümsüyordu ama beni görünce yüzü düştü. Bana sarıldı. Ben de ona sarılıp ağlamaya başladım. "Şşştt, hani ağlamak yoktu" dedi sitem eder gibi. Ayrılınca gözlerimi silip tamam anlamında başını salladım "Hadi kahvaltıya gidelim" dedi. Yine kafamı aşağı yukarı salladım. Odanın kapısını çekip çıktım.

Beraber kahvaltı salonuna indik. İpek'le Mert bir masada oturmuş bizi bekliyorlardı. Yanlarına oturduk. İpek "Nasılsın canım" dedi.

Ona gülümseyerek "Daha iyiyim merak etme" dedim. Hep beraber sessizce kahvaltımızı yaptık.

İpek sessizliği bozarak "Okan sabaha karşı özel uçağıyla geldi" dedi.

"Bu kadar süre beni mi beklediniz? Keşke uyandırsaydınız" dedim İpek'e hafif sitemle.

"Güzelim zaten zor uyudun. Kıyamadım uyandırmaya" dedi. Birbirimize gülümsüyorduk.

Okan'a gözüm kayınca gülümsediğini gördüm. Bana bakarak söze girdi. "Önemli değil dinlenmen daha iyi oldu zaten" derin bir nefes alarak, İpek ve Mert'e bakarak onlardan güç almak istiyordu sanki. Bana dönerek devam etti. "Sizi almaya geldim" dediğinde bir anda gülen yüzüm düşmüştü.

"Nasıl gideceğiz peki?" diye korkuyla sordum.

"Uçakla gideceğiz ama her şey senin istediğin gibi olacak. Sen ne zaman dersen o zaman kalkacak uçak. Yanında ben, yani biz olacağız" dediğinde İpek'le aralarında bir bakışma geçti. İpek'e baktığımda Okan'a dudağının kenarıyla gülümsüyordu. Okan ona hafif kaşını çatmıştı. Aralarında gözleriyle konuşuyorlardı sanki. Bana dönerek tekrar konuya devam etmişti. "Bu sefer korkmana gerek yok" dedi. Kafamı iki yana salladım. Gözlerim doldu.

"Yapmayalım lütfen" dedim. Güçlükle çıkan sesimle yalvarıyordum.

Okan "Korkma Ela. Bana güven" dedi. Sözleri çok içtendi güvenmemek mümkün değil gibiydi.

"Güveniyorum ama-" daha fazlası konuşamadım. Korku yine beni esir almıştı. Yinede, ne kadar erken olursa o kadar acısız olur diye düşünüyor olmalıydım ki, dudaklarımdan dökülen cümlelere şaşırmıştım. "Ne zaman gidiyoruz" diye sordum ama hala sesim çıkmıyordu.

"Toparlanın alana doğru gidelim" dedi Okan. Boğazım düğümlenmişti sanki. Stresle ne yaptığımı bilmezken, sert bir hareketle yerimden kalkınca, sandalye geri doğru kaydı. Pek umrumda olduğunu söyleyemezdim. Tedirgin ve hızlı adımlarla odaya doğru yürümeye başladım. İpek peşimden geliyordu. Yine ağzımı açamamış, hiç konuşamamıştım.

Odadan hızlıca toparlanıp çıktık. Havaalanına geldik. Arabadan inmek istemedim. İpek "Hadi güzelim" deyince inmek zorunda kaldım. Küçük adımlarla içeri girdik. Dün akşam ki İpek'le oturup ağladığımız yeri görünce gözlerimden yaşlar istemsizce akmaya başladı. Ellerimi kendi kollarıma doladım. Kollarımı sıvazladım. Kendimi teselli ediyordum sanki. İpek yapmak istediğim şeyi anlamış, bir kolu ile bana sarılmıştı. Beraber yürüyorduk. Uçağa ulaşmak için tüm engelleri geçmiştik. Bineceğimiz uçak karşımdaydı. Onu görünce adımım yarım kaldı. Olduğum yerde kalakaldım. Yanımdaki herkes benimle birlikte durdular.

AY IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin