38. BÖLÜM - YÜZLEŞMEK

76 7 1
                                    

"Ne yaptın, ne yaptın?" dedi. Şaşkınlık ve sinir vardı bu kez sesinde.

"Kızma lütfen, içimden bir ses ona her şeyi anlatabileceğimi söyledi. Hem zaten öncesinde konuşmak istiyorum, sonra söyleyip söylemeyeceğime karar vereceğim. Seninde yanımda olmanı istiyorum" derken gözlerinin içine yalvarır gibi bakıyordum.

"Üzgünüm ama sen kendini yakarken, ben orada olmak istemiyorum" yüzü ifadesizdi.

"Yapma lütfen" elini tutup, avucunun içini öptüm. Tepkisiz ifadesini koruyarak, ayağa kalktı. Gözlerimi ayırmadan onu izliyordum.

"Geç oldu, ben yatıyorum" diyerek, gitti. Arkasından kapattığı kapıya bakakaldım. Ne yapacağımı bilemeden, kısa bir süre daha oturdum. Sonra kalkıp, yatak odasına gittim. Okan yatakta yatıyordu. Üzerimi değiştirip yatağa geçtim. Okan'ın uyumadığına emindim ama gözlerini kapatmıştı. Belli ki benimle konuşmak istemiyordu. Ben sırt üstü yatarken, her zaman bana sarılıp uyuyan adam, bu kez bana sırtı dönük yatıyordu. Sinirlenmem normal mi bilmiyorum ama bir anda ani hareketlerle ayağa kalktım.

"Bu yatakta, tek başıma yatmayacağım" dedim titrek ve yüksek çıkan sesimle. Onun bana sarılmaması yalnızlıktı evet, tek başıma kalmaktı. Sonra odadan çıktım, Ay Işığı'na geçtim. Koltuğuma yine cenin pozisyonunda yattım. Gözlerim dolup taşmaya başladı. Göz yaşlarım gözlerimi yakıyordu. Kapının açıldığını duydum. Burnumu çektim ve sessiz ağlamaya devam ettim. Okan, yanıma yaklaşıp, başımda durdu. Elleri belinde duruyordu. Derin bir nefes verdi.

"Seninle ne yapacağım ben?" bunu daha çok kendine söylüyor gibiydi. Cevap vermeyip, omuz silktim. Üstümden atlayarak arkama geçti. Bana sarıldı. Bende koluna sarılıp, bu kez hıçkırarak ağlamaya devam ettim. "Şşşhh tamam, ağlama" diye şefkatli sesiyle kulağıma fısıldadı. Ona dönüp göğsüne yaslanıp, sıkıca sarıldım. Artık ağlamıyordum.

"Beni, seninle sınama" diyebildim titrek sesimle. "Kız, bağır, kavga edelim ama bana sırtını dönme" sesim biraz küskün çıkmıştı. Burnundan bir gülüş çıktığını duydum.

"Odamıza gidelim mi?" diye sordu. Başımı hayır anlamında salladım. Yattığı yerden kalktı, şaşkınlıkla yine ona bakıyordum. Odadan hızla çıktı, merdivenlerden ayak seslerini duydum. Yine arkasını dönüp gitti diye düşünürken, merdivenlerden tekrar ayak seslerini duydum. Odanın kapısından kucağında bir battaniyeyle girince kahkaha atmıştım. Galiba ani duygu değişimleri sinirimi bozmuştu. Sonra dudaklarımı birbirine bastırdım. Yanıma yattı, beni göğsüne çekerek, üzerimizi örttü. "İyi uykular sevgilim" dedi.

"Seni çok seviyorum" dedim. Bir eli saçlarımda geziniyordu. Uyku beni hızla kendine çekiyordu.

Sabah Sevinç Hanım'ın hazırladığı kahvaltı masasına beraber inmiştik. Masada her şey harika görünüyordu ama beni rahatsız eden bir koku vardı. Midem alt üst olmuştu yine. Merdivenleri koşarak çıktım. Kendimi banyoya attım boş mideyle kusmaya başladım. Sarı sudan başka bir şey yoktu. Okan kapıya ne zaman geldi anlamadım.

"Sevgilim iyi misin?" kapıyı tıklattı, sesinden endişe akıyordu.

"Geliyorum" dedim sadece. Elimi yüzümü yıkayıp, aynada kendime bakmaya başladım. Düşünmeyi kendime yasakladığım şey, oradan bana göz kırpıyor gibiydi. Bugün imzalar atılacak, yarın ihale olacaktı. Yarın, ihaleden sonra bir hastaneye gitmeye karar verdim. Eğer sonuç beklediğim gibi olursa, hem ihaleyi, hem bu haberi kutlardık. Banyonun kapısını açtığımda, Okan karşımdaydı. Yüzümü ellerinin arasına aldı, alnıma dokundu.

"Neyin var güzelim, hasta mısın?" diye endişeyle sordu.

"İyiyim, merak etme" diyebildim.

"Bunlar hep stresten oluyor, ihaleydi, imzaydı, Can'dı derken kendini fazla yükün altına sokuyorsun. İşi bırakmayı bir kez daha mı düşünsen" soru tonlamasıyla ve bitmeyen endişesiyle konuştu.

AY IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin