33. BÖLÜM - KIZ İSTEME

80 6 0
                                    

Yine kahkahayla gülmeye başladı. "Çok teşekkür ederim sevgilim, kendin için bir şey yapmadın yani, sadece beni sevdiğime mi kavuşturdun?" kahkahası hafiflemişti ama hala gülüyordu.

Ona içten bir gülümseme sundum ve "En büyük iyiliği kendime yaptım. Beni bu kadar çok sevecek ve bu kadar çok sevebileceğim biri daha yoktur herhalde yeryüzünde. Sana evet demek, hayatımın en doğru kararı"

Okan da aynı şekilde bana baktı. Masanın üzerindeki elimi tutup, uzun bir öpücük bıraktı. Siparişlerimiz gelince, ellerimiz ve gözlerimiz ayrılmak zorunda kaldı. Yemeğimiz bitince tekrar şirkete döndük. Masama geçince, İpek'i aradım, yanına uğrayacağımı haber vermek için. Şu an müsait olduğunu söyleyince "Hemen geliyorum" diyerek kapattım. Okan'ın kapısını tıklatıp, başımı içeri uzattım.

"Gel sevgilim"

"Yok, ben İpek'in yanına gidiyorum. Haftasonu programını söyleyeceğim. Beni özle" gülümsedim. O da bana gülümseyince başımı çektim, çıktım.

İpek, ben gelmeden kahvelerimizi söylemişti. Kahvelerle beraber girdim odasına. Kahvelerimizi içmeye başladık.

"Nasılsın İpeğim?"

"İyiyim güzelim, sen?"

"Ben çok iyiyim, sana bir iyi, bir de iyi mi kötü mü olduğunu pek bilemediğim haberlerim var"

"Merak ettim şimdi"

"Önce hangisini istersin?"

"Imm" kısa süreli düşündü "Önce iyi mi kötü mü olduğunu bilemediğini söyle ki, beraber karar verelim"

"Tamam" hızlıca bir nefes alıp verdim. "Bahar'ı aradım, umutlandırdım. Bir süre bekleteceğim, sonra arayıp, bir şans vermek istediğimizi söyleyeceğim"

"Gerçekten iyi mi, kötü mü belli değil. Sonucu iyi olursa, bizim için iyi olacak"

"Sonucu bizim için iyi, onlar için yıkıcı olacak" yüzüm, bütün mutluluğum yok edilmiş gibi düştü.

"Her neyse, yaşayıp göreceğiz. Şimdi iyi habere geçelim lütfen" dedi İpek yapmacık bir mesafeyle.

Yeniden heyecanlanıp, mutlu olmuştum. "Hafta sonu, Mert seni istemeye gelecek"

Şaşkınlığını gizleyemedi, bir süre konuşamadı. Kısa sürede kendine gelince, "Benim neden haberim yok?" hesap sorar gibi değilde daha çok şaşırmış gibiydi.

"Yeni karar verdim. Hem sen diyordun ya, Mert beni istemek istiyor diye. Hafta sonu gelsin, bakalım verecekmiyim?" kendimi beğenmiş bir ifade takındım. İpek kendini tutamayıp güldü. Bende gülmeye başladım. "Neyse ben gideyim de patronum kızmasın" yapmacık bir ifadeyle.

"Peki git de kızmasın" diye güldü İpek.

"Sen Mert'e haber ver, hafta sonu gelsin"

"Tamam canım görüşürüz" başımı salladım ve odasından çıktım. Çok heyecanlıydım, İpeğimi benden isteyecekti Mert. Mert'i sevmesem, isteme işini burnundan getirirdim. Ama tabii seviyorsamda kıvrandırmayacak değildim. Acaba şimdi de yanına uğrayıp, kızı vermem gibi şeyler mi desem, heyecan yapsın biraz. Kız cepte nasılsa diye düşünmesin.

Asansörden giriş katını tuşlayıp, aşağı indim. Holdingden çıkıp, etrafa bakındım. Mert, arkası dönük telefonda konuşuyordu. Yanına yaklaştım. "Cık cık cık" kınayan sesimi duyunca bana döndü. Telefonu 'ben seni ararım' diye kapattı. "İş yerinde aylaklık yapmak, pek hoş değil. Bir de duyduğuma göre evlenmeye kalkışmışsın" sahte bir şaşkınlıkla baktım.

AY IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin