8. BÖLÜM - AY IŞIĞI'M

212 11 0
                                    

"Kara yoluyla gidemez miyiz?" diye sordum. Kaşlarımı kaldırdım vereceği cevabı bekledim.

Omuzlarını kaldırıp indirdi ve "Maalesef yapamayız, doktorun korkularının üzerine gitmemiz konusunda kararlı. Ve bende ona hak veriyorum. Uçakla gideceğimize kendini hazırlamanı istiyorum" dedi. Omuzlarım düştü.

"Ben böyle düşünmüyorum ama. O zaman bende buraya yerleşmeye karar vermek istiyorum" dedim. Kaşlarım çatık ona bakıyordum...

Kahkaha attı. "O ne demek öyle; 'karar vermek istemek'" dedi ve gülmeye devam etti. Bozulmuştum.

"Neyse yoruldum ben uyumak istiyorum" dedim.

"Tabii ki ne istiyorsan, yapabilirsin" dedi ama hala bana gülüyordu. Daha çok sinirlendim ve uyumak için yatağıma yerleşmeye çalıştım. Bacaklarımın ağrısıyla, boğazımdan hafif bir inilti çıktı. Yüzüm ağrıyla buruşmuştu. Bacaklarıma masaj yapmaya başladım.

Okan Beyefendi kaşlarını çatarak gülmesine ara verdi. Yanıma yaklaştı. "Bana bırak" dedi ama bu sözüyle benden izin istiyordu. Kafamı salladım. Ellerimi çektim. Masaj yapmaya başladı. Dokunuşları benimkilerden daha iyiydi. Ben acıtarak yapıyormuşum meğer. O dokununca anladım.

"Teşekkür ederim ama keşke sen eğlenceni yarım bırakmasaydın" dedim. Alıngan bir ses tonuyla. Dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı.

"O konu da kaynamasın, uyuyarak kurtulamazsın. İstanbul'a uçakla gideceğiz" dedi kararlılıkla.

"Olur, beni bayıltırsanız, olabilir tabi" dedim. Yine gülmeye başlayınca, gözlerimi kıstım ve üzerine diktim. Sesli bir nefes verdim. Masajı bitirdi. Gerçekten çok iyi gelmişti...

"Sen en iyisi uyu ve dinlen" dedi. Uyarıcı bir ses tonu kullanmıştı. Ona tavır yapmamdan pek hoşlanmamıştı galiba.

"Peki, uyuyacağım ama sende bana borçlusun şimdi" kaşlarını çatıp sorguladı. "Ben kimseyle paylaşmayacağım şeyleri sana anlattım. Sende bana anlatacaksın söz mü?" dedim.

"E hani sen bana olan borcunu ödüyordun anlatarak?" diye sordu.

"Haklısın başta öyle konuştuk. Ama istemesem anlatmazdım. Arkadaş olduk artık. Sende bana bir şeyler anlat ki arkadaşlığımız pekişsin" dedim.

Kafasını aşağı yukarı sallayarak "Arkadaşlık... Evet haklısın.." Bu söylediğimde bozulacak ne vardı ki? "Tamam da ben sana ne anlatacağım" dedi.

"Şirket sırlarını değil tabii ki. Ben ne anlattıysam, sen de senin hayatındaki versiyonunu anlat. Ailen olur, sevgilin olur ne biliyim herhangi bir şey" dedim.

"Tamam" dedi kafasını sallayarak. "Şimdi yat, yarın anlatırım" Gülümseyerek iyi geceler diledim. O da "İyi geceler" dedi ve odanın ışıklarını kapatarak çıktı.

İpek için hazırlanan odada kalacaktı. Sevgilini anlat dediğimde, itiraz etmemişti. Demek ki bir sevgilisi vardı. Burada nasıl durabiliyordu? Hangi kadın sevgilisinin başka biriyle bu kadar ilgilenmesine izin verirdi? Her neyse bugün ki sohbet yüzleşme gibi geçmişti benim için.

Uykum gelmişti. Rüyamda annemi ve babamı gördüm. Sıçrayarak uyandığımda, uyurken ağladığımı fark ettim. Oda karanlıktı. Yatağın yanındaki ışığı açtım. Sakinleştim. Tekrar uyumaya çalıştım ama yapamadım.

Sabah, kahvaltıyla birlikte Okan Bey de gelmişti. "Günaydın, erkencisin, nasılsın bakalım" dedi. Benim aksime daha dinç ve mutlu görünüyordu.

Kendimi gülmeye zorlayarak "İyiyim galiba" dedim.

Kaşlarını çatarak "Galiba?" dedi soru sorar gibi. Derin bir nefes alıp verdim.

AY IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin