Mert beni eve getirdi. Hava kararmıştı artık. Eve öyle mutlu girdim ki, Ela'ya sarılmak istiyordum. "Elaa!" diye seslenerek girdim. Salonda yoktu. Yukarı doğru seslendim, yine ses yok. Çıkıp odasına baktım, orada da yoktu.
Tam her şey yoluna giriyor derken yine nerede bu kız? Ah güzelim benim...
Aradım birkaç kez telefonunu açmadı. Tekrar aradım, bu kez açıldı, çok sesli bir ortamdaydı. Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim. "Ela? Neredesin, ne oluyor?" diyebildim.
"İpeğimm, burası çok güzel, hadi sende gel" dedi sesi sarhoş gibi mi geliyordu bana mı öyle geldi bilemedim.
"Neredesin, geliyorum hemen. Konum at" dedim telefonu kapattı. İnşallah unutmaz diye düşünürken, mesaj geldi.
Mert'le telaşla, adrese doğru yola çıktık. Mert'te en az benim kadar endişeliydi. Tek kelime konuşamadık. Adrese geldiğimizde Mert şaşırmıştı, bense tahmin ediyordum. Burası bir gece kulübüydü.
"Canım, sen burada bekle, ben Ela'yı alıp geleyim" dedim gözlerine itiraz etmemesi için ısrarla baktım.
"Peki, bekliyorum" dedi anlayışlı bir gülümsemeyle. Yanağından öpüp arabadan indim. Gece kulübünün kapısında durdum, derin bir nefes alıp içeri girdim. Renkli ışıklar arasında, ortadaki kocaman pistte herkes dans ediyordu. Ela'yı aradım bir süre,dans ettiğini düşünerek, pisti inceledim, yoktu. Etrafa bakmaya devam ettim. Barda oturan birini ona benzettim ama kafasını bara dayamış yatıyor gibiydi. Yanına gittim.
"Ela" diye seslendim,duymadı yaklaştım. Evet bu Ela'ydı. Sırtına dokunarak "Ela" diye bağırdım, müzik sesinden, konuşmalar duyulmuyordu. Bağırınca anca duydu.
Beni görünce, sevindi. "Aa benim İpeğim gelmiş, öpücem" diye boynuma sarıldı öpmeye başladı. Bir sarhoş muhabbetimiz eksikti yani.
"Hadi güzelim, evimize gidelim" dedim kolundan tutmaya çalışarak.
Kolundaki elimden kurtuldu, rahatsız olmuş gibiydi. "Hayır İpeğim, ben hiçbir yere gitmiyorum, Okan sevgilisiyle mutlu mutlu yemek yerken, bende burada eğleneceğim" dedi kaşlarını çatmaya ve bağırmaya çalıştı. Sonra gülümsedi "Sende gitme, bu gece yalnızlığımızı kutlayalım" ciddileşti "Gerçi sen yalnız değildin dimi, Mert iyi çocuk" iç çekti, "Çok şanslısın biliyomusun" ağlamaya başladı. "Hep böyle mutlu olun" önündeki içkisiyi kaldırıp "Mutluluğunuza" dedi ve kafasına dikti.
Duygudan duyguya giriyordu. Sarhoş olduğu için konuşması da yavaşlamıştı, kelimeleri yuvarlayarak konuşuyordu. "Tamam güzelim, hadi evde konuşalım bunları. Hem Okan yemeğe falan gitmedi" dedim anlayışlı bir tonla.
"Hayır, ben dans edicem, hem sana inanmıyorum, beni kandıramazsın" diyerek, kendini piste attı. Yürümekte bile zorlanırken, ne dansı acaba.
Ne yapacağımı şaşırmıştım. Belli ki beni dinlemeyecekti. Şu anki en iyi çözüm, Okan'ı aramak diye düşündüm. Telefonumu çıkardım, Okan'ı aradım. "Okan, Ela bir gece kulübünde ve hiç iyi değil. Buraya gelmen lazım" dedim. Sesim gitsin diye bağırıyordum. Bir anda telefonum kapandı. Okan'ın teleşlanacağını düşündüm. Dışarı çıkıp, Mert'in yanına geldim. "Hemen, Okan'ı ara, konuşurken şarjım bitti. Buranın adresini ver, gelsin" dedim telaşla.
"Ne oldu?" diye sordu.
"Ela'yı çıkaramıyorum, kendini kaybetmiş, hiç iyi değil. Neyse sen şimdi Okan'a haber ver, ben Ela'nın yanına geçiyorum" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
RomanceHayatı bi anda alt üst olan bir kız... Hayatla, vazgeçiş arasındaki adımları... Ona seçmesi gereken tarafı göstermek isteyen, yeni hayatının güzel olması için uğraşan bir adam...