11.Bölüm

37 3 0
                                    

~

   "Keşke tanımasaydım dediğim hiç kimse olmadı benim. Keşke beni tanımasına izin vermeseydim dediklerim oldu."

 Gabriel Garci Marquez

~


Günün ilk ışıkları ile kimse uyanmadan bahçeye çıkmış ve bir yere oturmuştum. İçimden Bir ses Edward yakında burada olacağını söylüyordu.

Dün Lucas'ı zindandan çıkarmam gerekiyordu ama bu iş geçikmişti. Eğer Kral Vitorja bir şeyleri kontrol etmek için zindana indiyse Lucas'ın başı kesinlikle belâdaydı.

Derin bir nefes alıp verdim. Eğer Lucas'a bir şey olsaydı şu ana kadar kolyem ısınırdı ama bir uyarı almamıştım. Bu da demek oluyor ki şövalyeler hala gücümün etkisindeydiler. Bunu da hafifte olsa yorgun olmam kanıtlıyordu. Gücümü kullandığım zaman yorgun düşerdim bu da gücümün yan etkisiydi.

Bakışlarımı yerden çekip etrafa bakındım. Eğer Edward şuan da burada olmazsa onu gidip kendim bulacaktım. Bakışlarım boş bahçede gezmeyi bitirdiğimde yanıma gelen hizmetliyi fark ettim. Kaşlarım çatıldığında hizmetli tedirginlikle duraksadı ama hiçbir şey yokmuş gibi yanıma geldi.

Neden bir anda tedirgin olmuştu? "Leydim size bir şeyi haber vermemi istedi ama sizi odanızda bulamadım." Başımı yavaşça aşağı yukarı salladım. "Dük bugün kahvaltıyı erkene aldı. Bu yüzden sizi bekliyorlar. Size eşlik edeyim." Kaşlarım daha da çatılırken oturduğum yerden kalktım.

Saat daha çok erken değil miydi?

Hizmetli yanımda koridorda ilerlerken uzaktan yemek odasına giren Hadrian'ı gördüm. Bende hızlanıp yemek odasına girdim. Herkes gelmişti bende Keitha'nın yanında yerimi aldım. Bakışlarım sofradakilerde gezerken odada ki gerilimi hissetmemek mümkün değildi.

Kaşlarımı daha da çattım ama hiçbir şey sormadan tabağıma dönüp kahvaltı etmeye başladım. Buraya geldiğimden beri bu şekilde yemek yemeğe alışmıştım. "Bugün olan bütün işleriniz iptal edilecek." Suya uzanan elim Dük'ün konuşması ile havada kaldı. Bakışlarımı Dük'e çevirdiğimde sıkıntıyla nefesini dışarı verdi. "Bugün kasaba meydanına iniyoruz."

Donuk bakışlarım Dük'e sabitledim.

Bu normal bir şey değilmiydi neden bu kadar gerginler?"Bu kadar gergin olma. O bir suçluydu." Hadrian'ın soğuk sesi odayı doldururken kaşlarımı çattım. Bir dakika bu kasaba meydanı-

Lanet!

"O küçük bir kızı öldürdü, cezasını çekmeli." Keitha'nın cümlesi beynimden vurulmuşa dönmeme neden olurken yumruklarımı sıktım. Kasaba meydanına inecektik çünkü Lucas için idam emri verilmişti."Bir suçlu olsa bile ölümün her türlüsüne karşısın biliyorum ama lütfen, o bir katil." Düşes Dük'ü sakinleştirmeye çalışıyordu.

Ne yapacaktım? Lucas bu gidişle idam edilecekti. "Bugün kılıç dersim vardı."

"İptal oldu."

Dük'ün Keitha'ya verdiği kısa cevap ile dişlerimi sıktım.

Edward buraya gelmeyecekti. Bu da demek oluyordu ki bana yalan söylemişti. Belki de başından beri suçlu oydu. Dişlerim kaşınmaya başlamıştı. Göğsüm hızla inip kalkarken masada ki suyu alıp kafama diktim.

Ona, kiminle oynadığını göstereceğim.

⚔️

Sarayın önünde duran at arabasıyla adımlarım durdu. Dük ve Düşes yanımdan geçip arabaya bindiklerinde arkasından gelen başka bir at arabası önümde durdu. Hadrian at arabasına bindi Keitha ise kapının önünde durup bana döndü.

KARANLIĞIN RUHUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin