~
"Her insanın aynalara göstermediği bir yüzü ve kimseye söylemediği bir hüznü vardır."
'Robin Sharma'
~
7 yıl önce;
Siyah uzun saçları sırtından yere dökülen güzeller güzeli Adrienne, kilitli kalmış olduğu odanın büyük camının önünde dışarıyı izlerken uyuyakalmıştı. Çok güzel ve huzurlu bir uykudaydı birazdan olacaklardan habersiz. Küçük kız kardeşide aynı şekilde odasında hiçbir şeyden habersiz huzurlu bir şekilde uyuyordu.
Büyük koridorlarda yankılanan ayak sesleri küçük Adrienne'nin odasına gidiyordu acımasızca. Kapıya geldikleride ilk kilit'i açtılar ardından diğer kilitleri. O sırada küçük Adrienne huzursuzca kıpırdadı uykusunda. Ardından içiriye girdi o acımasız ayakların sahibi. Küçük Adrienneye yaklaştı ve kızın saçını tuttuğu gibi kapının önüne fırlattı.
Küçük Adrienne hızla uyanırken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ardından küçük kız uykulu gözleri ile karşısındaki adama baktı. Küçük kızın gözleri büyürken bütün odayı kaplayan o ses duyuldu." Onu götürün!" Dedi Kral Exile, yani küçük Adrienne'nin babası.
Küçük Adrienne ne olduğunu anlayamadan iki koluda şövalyeler tarafından tutuldu ve o büyük koridorlarda sürüklenmeye başlandı. Küçük kız ne kadar dirensede ne kadar bağırsada onu duyan kimse yoktu.
Ya da vardı.
Küçük Adrienne'nin biriçik kız kardeşi, Vanessa.
Küçük Vanessa duyduğu bağrış sesleri ile yatağından sıyrılmış ve bağrışların sahibine, ablasına doğru gitmeye başlamıştı. O sırada küçük Adrienne şövalyeler tarafından saraydan çıkarılmış kasabaya indirmişlerdi.
Kasaba halkı ise ellerinde gaz lambaları ile büyük bir merakla bağıran kişiye bakıyordu. Şövalyeler ise küçük Adrienneyi alıp kalabağın ortasına atmışlar ve Kral Exile'nin öne geçmesine izin vermişlerdi. Kral Exile kalabalıktan uzak durdu ve yere fırlatılmış olan kızına tiksinir bir şekilde tepeden baktı ardından konuşmaya başladı.
" Bildiğiniz üzere dilden dile dolaşan bir söylenti vardır." Dedi Kral Exile. Herkes pür dikkat kral'ını dinlemeye başladı.
O sırada küçük Adrienne büyük bir korkuyla etrafına bakıyordu.
Korkuyordu, hemde iliklerine kadar.
" Söylentiler doğrudur." Dedi Kral büyük bir tiksintiyle. Bütün kasaba halkı korku içinde gerilerken hepsinin bakışları yere fırlatılmış olan ve onlara korku ile bakan küçük Adrienne ile buluştu.
" Benim kızım bir yaratık." Dedi Kral Exile. Küçük Adrienne duyduğu şey ile hızla dizlerinin üzerine geldi ve babasına sesini duyurmayı diledi.
" Değilim! Ben yaratık değilim!" Dedi Küçük Adrienne sivri dişleri ile babasına.
Babası ise kızına hala tiksinti ile bakıyordu.
" Ben yaratık değilim! Lütfen inan bana baba." Dedi Adrienne babasına yalvarırken. Fakat babası bu dediğine sinirlenmiş ve küçük Adrienneye bir tekme atmıştı. Küçük Adrienne acı ile yere tekrar düşerken babasının gür sesi yankılandı koca kasabada.
" Ben senin Baban değilim! Bana bu şekilde seslenme pis yaratık." Dedi babası kızına tükürerek konuşarak.
Küçük Adrienne güçsüzlükle fısıldadı" Ben iyi biriyim.." Dedi. Ancak onu kimse duymadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/322215975-288-k345022.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN RUHU
FantasíaBazı gerçekler vardır, insanın canını yakacak. Bazı gerçekler vardır, insanın kurtuluşu olacak. Bu iki gerçekleri tatmak ise bir hayata bedeldir. Ben bunları bile bile bir hayatı feda etmeyi seçmiş, geleceğimi sonsuza kadar karanlığa boğmuştum. Kara...