20.Bölüm

41 1 2
                                    

~

"Maskeyi sadece maskeli balolarda takarım, insanların arasında dolaşırken değil."

'Fyodor Dostoyevski'

~

Koridorda yankılanan ayak seslerim ile Aaron'ın odasının önünde durdum. Kapıda ki şövalyeler ne diyeceklerini bilmez bir şekilde bana bakmaya başladıklarında dudaklarımı araladım. " Prens Aaron müsait mi?" Kırmızı saçlı şövalyeye bakarak sorduğumda hızla kafasını salladı." Evet ama içeri-" Şövalyenin sözünün bitmesini beklemeden içeri girip kapıyı sertçe kapattım. Bakışlarım odada gezindiğinde aynanın karşısında bana şaşkınca bakan Aaron ile göz göze geldim.

Pekala keşke şövalyeyi dinleseydim de pat diye odaya girmeseydim!

Aaron üstü çıplak bir şekildeydi. Elinde tuttuğu havluyla belli ki ben gelmeden önce saçını kurutuyordu. Hızla kafamı yere eğip saçlarımın önümü kapamasına izin verdim. " İçeriye böyle daldığım için bağışlayın. En iyisi ben sonra geleyim." Hızla arkama dönüp gidecektim ki duvarda asılı ikili katanalara kaydı gözlerim. Büyüleyici görünüyorlardı. Kendimi toparlayıp elimi kapı koluna götürdüm. O sırada kapı kolundaki elimin üzerinde bir el belirdi. Kafamı kaldırıp sahibine baktım. Aaron diğer elini kaldırıp geçmem için işaret verdi. İlk başta tereddüt etsem de hızlı adımlarla tekli koltuğa kuruldum.

Başımı yerden kaldırmak istemesem de kaldırıp yatak başlığının biraz üstündeki duvara sabitli katanalara bakmak için geri kaldırdım. Bunlar küçük yerleşke yerinde gördüklerimden daha güzelerdi. " Bu katanalara olan hayranlığın nereden geliyor?" Aaron üstü giyinik bir şekilde önümdeki koltuğa oturduğunda ona döndüm." Bana göre normal kılıçlardan daha iyi kontrol ediliyor. Hafif ve ince. Bir rüzgar gibi saldırı yapabilirsin." Söylediklerim ile Aaron arkasına yaslandı. Kafasıyla beni onaylandı.

" Ne kadar iyi olsa da kötü yanları da var. Bir kılıca göre iyi değildir. Bir katana ile yararlanırsan yaşayabilirsin ama kılıç için aynısı olmaz. Aralarında ki fark da bu. Görünüşlerine aldanmamak gerek." Çok bilmiş konuşması sinirlerimi bozmuştu. Bende arkama yaslanıp kollarımı göğsümde bağladım. " Herkesin farklı görüşleri vardır. Ancak buraya görüşlerimden bahsetmek için değil size bir şey sormak için geldim." Cümlem biter bitmez Aaron da kollarını göğsünde bağladı.

"Alex'in gücünü neden istiyorsunuz?" Cevabı merak ediyordum çünkü az kalsın onu öldürmeye çalışırken ben ölüyordum." Bana hesap sorar gibisiniz?" Aaron tek kaşını kaldırıp söylemişti. Derin bir nefes alıp verdim. " Size hesap sorduğumu düşünebilirsiniz. Ancak ben ölümden döndüm ve bunun cevabını merak ediyor olmam çok normal." Tüm kelimeleri iki kez düşünüp cevap vermiştim. Aaron bir süre yüzümü inceledi.

" Biliyor musun Adrienne, sende diğer insanlara göre sevdiğim bir özellik var." Düşünceli bir şekilde bana bakıyordu. Benim kaşlarım havalandı." Diğerlerinin aksine gözlerimin içine bakarak korkusuzca konuşabiliyorsun. Bu özellik seni diğerlerinden farklı kılıyor." Konuşmanın sonlarında doğru sesindeki sert tını yumuşamıştı. Dudağımın kenarı kıvrıldı. " Bunu iltifat olarak kabul ediyorum." Aaron'ın yüzünde bir gülümseme yayıldı. Kırışan gözleri sert yüz hatlarına zıttı ama ona farklı bir hava katıyordu." Alex'in gücünü onu öldürdükten sonra bir şekilde dirilmesini engellemek için istiyorum." Aaron bir anda gülüşünü bozup ayağa kalktığında söylediklerini sindirdim.

" Engellemek? Alex'in gücü başka bir bedende hayat bulacak. Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz?" Şaşkınca söylediklerim ile Aaron arkası bana dönük bir şekilde kafasını salladı." Biliyorum Adrienne, bu konu hakkında herkes den daha bilgiliyim." Büyük camın önüne geçmiş dışarıyı seyretmeye başlamıştı. Bakışlarımı önüme çevirip düşündüm. "Bunu yapmak zorunda mısınız?" Sorum bir süre havada asılı kalmıştı. Kafamı Aaron'a doğru çevirdim. Bana doğru dönmüştü ve ayın altında parlayan gözleri, onu vahşi bir hayvan gibi göstermişti." Vitorja'nın gelecek Kralıyım. Halkımın güvenliği için şimdiden küçük adımlar atıyorum." Sert sözcükleri tüylerimi diken diken yapmıştı. İçimde anlamadığım bir his doğmuştu. Bende onun için bir tehdit değil miydim?

KARANLIĞIN RUHUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin