~
"Korku bir kez yüreğe sızdı mı, artık başka bir duyguya yer bırakmaz."
'Lev Tolstoy'
~
"Sen, Axtersan'sın!"
Aaron'un hareketleri dondu. Ben hayretle elimi Aaron'a uzattım. Aaron'ın kemikli yanağını kavrayıp ona yaklaştım. " Bu yüzden mi benimle anlaşma yapıp, saraya götürmeye çalışıyorsun." Aaron bana garip bir şekilde bakmaya başladığında fısıldadım. " Karanlık seni ele geçiriyo-"
At arabası aniden durunca elim Aaron'ın yanağından çekip tutundum. Aaron hala bana bakmaya devam ettiğinde beni hızla kendine çekti. Aaron yere düştüğünde bende üstüne düşmüştüm. O sırada sol camdan gelen ve kafamın hemen üzerinden sağ cama giden, rüzgar kadar hızlı olan şey iki camı da kırıp geçmişti. Camın kırıkları yere dağıldığında kulağım feci şekilde çınlıyordu. Ellerimi kulaklarıma götürüp bastırdım. Kulağım çıkan sesten dolayı ağrıyordu. Bakışlarımı Aaron'a çıkardım. Gözleri normale dönmüştü ve etrafa bakınıyordu.
" O da neydi?" Bende kafam eğik bir şekilde etrafa bakmaya başladım. Aaron omzumdan tutup beni biraz daha eğdi. Yüzlerimiz birbirine daha da yakınlaşınca aynı ses tekrar duyuldu, at arabası sallandı. " Tahminlerim var ama emin olmalıyım." Aaron fısıldadığında yerlerimizi hızla değiştirdi." Çabuk olup buradan çıkmamız gerek." Aaron'ı kafamla onaylayıp ne yapacağını anlamaya çalıştım.
Aaron hızla doğruluğunda at arabasının kapısını açıp kılıcını çekti. Aynı ses tekrar duyulduğunda Aaron'un kılıcına hızla sert bir şey çarptı. Bende doğrulup arkasından indim. Yere düşün şeye baktım. Yavaşça eğilip elime aldım. " Bu kurşun mu?" Kaşlarımı çattım. " Her kimse silah kullanıyor gibi." Aaron kaşları çatık bir şekilde etrafı izliyordu.
Pekala şuan açık hedef olan bendim.
Belimdeki hançeri çekip önüme tuttum. Aaron'a arkamı döndüm ve sırtına yaslandım." Silah kullanmanın yasaklandığını sanıyordum." Sorum ile hançere bir kurşun daha geldi. Nereden geldiği belli olmuyordu. " Yasak." Aaron beni onaylandığında durup devam etti." Ama onlar bunu umursamıyor gibi." Derin bir nefes alıp, gözlerimi kapadım. Sesleri dinlemeliydim. O zaman nerede olduğunu anlayabilirdim.
Ayak sesi duymuyordum ama nefes alış veriş seslerini çok iyi duyuyordum. " İki kişiler." Fısıldayışım üzerine sağımdan küçük bir tık sesi duydum. Elimdeki hançeri sağıma tuttum. Hançere değen kurşun metalik bir ses çıkarıp yere düştü. " Biri sağda diğeri de.." Durup diğerinin nerede olduğunu anlamaya çalıştım. Kulaklarıma ilişen sesle gözlerimi hızla açıp yukarı baktım.
" Yukarıda!"
Uzun beyaz saçları havada süzülürken bizi doğru tuttuğu namluyu ateşledi. Aynı anda arkamda da ateşlendiğinde Aaron'la birbirimizden ayrılıp geriye çekildik. Aaron'la aramda oldukça fazla mesafe açıldığında dişlerimi sıktım. İçimden bir ses onlar benim için burada diyordu. Bakışlarım uzun beyaz saçlı, sert yüz hatları olan adama kaydı. Diğer elinde tuttuğu şapkasını kafasına koydu. Diğer elinde de şerif silahı vardı.
Ah, birde dudaklarının arasındaki sönmek üzere olan sigarası vardı.
Kafasını biraz daha kaldırıp bizi süzdü." Yanlış tahmin ettin yaratık. Ben tek kişiyim." Gözlerimin titrediğini hissettim. Elimdeki hançerin kabzasını sıktım. " Yaratık...mı?" Sesim oldukça soğuk çıkmıştı ki ben bile hayret etmiştim. " Karanlık Ruh." Elindeki silahı bana doğrulttu." Burada öyle biri yok." Adam tek kaşını kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN RUHU
FantasyBazı gerçekler vardır, insanın canını yakacak. Bazı gerçekler vardır, insanın kurtuluşu olacak. Bu iki gerçekleri tatmak ise bir hayata bedeldir. Ben bunları bile bile bir hayatı feda etmeyi seçmiş, geleceğimi sonsuza kadar karanlığa boğmuştum. Kara...