~
"Gerçekler illaki gün yüzüne çıkardı, ne kadar geç olursa olsun."
~
Kollarım göğsümde dolanmış bir şekilde dışarıyı izlemeyi bırakıp arkamı döndüm. Saatler önce misafir odalarından birine geçmiştim ve şimdi de İmparator'un beni davet ettiği akşam yemeğine gitmem gerekiyordu. İmparatorla yediğim ilk yemek aklıma gelince kafamı iki yana salladım. Orada her şeyi yapan Alex idi imparator sadece kandırılmıştı. İmparator kendini suçluyor olsa gerek.
Kapı çaldığında içeriye, elinde bir kaç kıyafet bulunan bir hizmetli girdi. Elindekileri yatağın üzerine bıraktı." Bunları efendim gönderdi. Hangisini beğendiyseniz onu giymenizi istiyor." Deyip eğildi ve odadan çıktı. Bakışlarım yatağın üzerindeki kıyafetlerde dolaştı. Hepsi kadınlar için hazırlanmış özel kıyafetlerdi. İmparator bir prenses ya da leydi gibi giyinmeyeceğimi tahmin etmiş gibiydi. Elim hafif boğazlı, kırmızı üstlüğe gitti. Yer yer altın işlemeleri vardı. Ardından deri siyah pantolonu ve yere bıraktığı siyah çizmeleri aldım. Hepsini üzerime geçirip saçımı arkada sıkı bir at kuyruğu yaptım.
Son kez kendime aynada bakıp odadan çıktım. Siyah temalı koridorlarda başım dik bir şekilde yürüyüp yemek odasında durdum. Kapı yavaşça aralandığında içeriye girdim. Elimi göğsüme götürüp hafif eğilip selam verdim. Kafamı kaldırıp masada oturan kişiye baktığım da sadece Aaron'ı görmem ile kaşlarımı çattım. Yavaş adımlarla kafasını geriye atıp tavanı izleyen Aaron'ın karşısına oturdum. Masaya baktığım da ise mumlarla süslenmiş bir masayla karşılaştım.
Tek kaşımı kaldırıp Aaron'a baktım. Dudaklarımı aralayıp bir şey sormak üzereydim ki kapı aralandı. İmparator asi ve başı dik içeriye girdiğinde arkasından başka biri daha girdi. Sarı parlak saçı ve gözleri anında tanıdığımda o kimseye bakmadan Aaron'ın yanına oturdu. Öylece ona baktığımda bunun Alex mi Yoksa Lucas mı olduğunu çözememiştim. İmparator da baş uca oturduğunda yavaşça kafasını kaldırıp sarı parlak gözlerini bana dikti.
" Benim, Lucas." Zihnimde yankılanan cümlelerle yüzümde büyük bir gülümseme oluştu.
O Lucas'tı. Benim tanıdığım Lucas!
Lucas da hafif gülümsediğinde Aaron'ın bakışlarını üzerimde hissettiğim için gülüşümü silip ona döndüm. Aaron hiçbir şey demeden başını imparator'a çevirdi. " İyileşmene sevindim Adrienne." İmparator'un konuşmasıyla ona döndüm." Senin sayende Alex'i yakaladık. Bu iyiliğini unutmayacağım." Hafif gülümseyip kafamı eğdim.
" Sizde Prens Aaron." İmparator, Aaron'a döndüğünde ben de ona döndüm. O da benim gibi yapıp hafif kafasını eğmişti." Afiyet olsun." İmparator yemeğe başladığında Lucas'a odaklandım. Bana olanları açıklaması gerekiyordu. Ayrıca Alex'i öldürmeye çalıştığımda yaratık formuma dönmüştüm ama uyandığımda insan formundaydım. Diğerleride bu konu hakkında konuşmamıştı bu da demek oluyordu ki Lucas bir şeyleri halletmişti.
Onlara ne anlattı?
"Yemekten sonra salon da buluşalım." Zihnimdeki ses ile yemeğime döndüm. Herkes sessizce yemeğini yemeğe başladığında ben öylece duruyordum. Sabahtan beri iştahım yoktu. Keskin bakışlarımı Aaron'a çıkardım. Sabah onu hizmetli sanıp yemek istemediğimi söylemiştim. Bu yüzden benim iyi olduğumu söyleyerek bir akşam yemeği hazırlatmıştı. Aaron'ın bakışları beni buldu. Yüzümde nasıl bir ifade gördü bilmiyorum ama yüzünde bir gülümseme belirdi. Burnumdan soluyup önümdeki yemeği zorla da olsa yemeğe başladım.
Lanet olsun Prens Aaron!
"İmparatorum sizinle bir şey konuşmak istiyorum." Aaron'ın sesi kulaklarıma ulaştığında masanın üzerindeki bardağa uzandım. İmparator Aaron'u onaylandığında suyu kafama diktim." Cxhleyt Kütüphanesine giriş izni talep ediyorum." İçtiğim su boğazımda kaldığın da öksürmeye başladım. Elimi yumruk yapıp göğsüme bir kaç kes vurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN RUHU
FantasíaBazı gerçekler vardır, insanın canını yakacak. Bazı gerçekler vardır, insanın kurtuluşu olacak. Bu iki gerçekleri tatmak ise bir hayata bedeldir. Ben bunları bile bile bir hayatı feda etmeyi seçmiş, geleceğimi sonsuza kadar karanlığa boğmuştum. Kara...