~
"Çünkü insan kötülük yapmıyorsa, fırsat çıkmadığındandır."
'Emile Zola'
~
Kollarımı iki yana açıp esnedim. Dün kütüphaneden geldikten sonra odama gidip ölü gibi uyumuştum. Şimdi de yine kütüphanedeydim. İmparatorun sarayındaki kütüphanede.
Kütüphanenin kapısı gürültüyle açılınca tavana diktiğim bakışlarımı kapıya çevirdim. Lucas elindeki kitabın sayfalarını çevirip bir şeyler arıyor gibiydi. Garip olan da sayfaları çevirmek için elini kullanmıyor oluşuydu. Evet, her büyücüyü gördüğümde bu şekilde garipseyecektim. Lucas kafasını kitaptan kaldırıp masanın başında oturan benle göz göze geldi. Ayaklarım masanın üzerinde bacak bacak üzerindeydi. Lucas'ın adımları durduğunda kaşlarının çatıldığını gördüm.
Tek kaşımı havaya kaldırıp ona baktım. Lucas elini kaldırıp ileriye doğru hareket ettirdiğine masanın üzerindeki ayaklarım hızla yere düştü. Kaşlarım çatıldığında oturuşumu düzelttim. "Son zamanlardaki bu kütüphane aşkı nereden çıktı?" Sorusu biter bitmez önümdeki sandalyeye kuruldu.
" Bir yaratık olduğum için böyle yerlere gelme şansım oldukça az bu yüzden gitmeden önce bir şeyler araştırıyorum." Lucas bir süre yüzüme baktı ardından elimde tuttuğum kitabı gösterdi." Önce kitabı düz tutmayı öğren." Bakışlarım kitaba inince gerçekten de ters tutuğumu gördüm. Kitabı düzeltip kapattım ve masaya koydum." Dalgınlık." Diye fısıldayıp arkama yaslandım. Kollarımı göğsümde birleştirip, bakışlarımı yere indirdim.
Dünya üzerinde bulunan bir sürü varlık vardı. Cxhleyt Kütüphanesinde bulabildiğim kadarını okumuştum ama emindim başkaları da vardı. Bakışlarımı Lucas'a çevirdim. O bir büyücüydü ve belki de dünyadaki varlıklar hakkında bir sürü bilgi biliyordu. Lucas'ın bakışları yavaşça bana dönerken gülümsedi. " Bu yakışıklı yüzüme biraz daha delici bakışlarını yollamaya devam edersen kafamda delik açacaksın." Dedi kafasını göstererek." Kafandaki deliği bakışlarım ile değil de hançerim ile açmak daha cazip geliyor." Dedim. Lucas kafasını iki yana salladı.
" Yapamayacağın şeyleri çok fazla dile getiriyorsun." Dedi ve ayağa kalkıp arkasındaki rafa ilerledi." Ama bundan korkmuyor değilim." Demişti. Bakışlarımı Lucas'a sabitledim. " Belki gerçekten karanlığa düşersem yapabilirim." Dedim. Lucas aldığı kitaptan başını kaldırıp bana baktı. " Bana söylemediğin ama içinde bulunan bu büyük güç seni ele geçirmemeli, Adrienne." Dedi ve bakışlarını benden çekip kitaba geri döndü.
O haklıydı.
Eğer içimdeki karanlık beni ele geçirirse seneler önce olan olay tekrar edecekti ve belki de bu sefer bir kişinin ölümü değil de bir krallık haritadan silinecekti. Kafamı iki yana sallayıp bu düşünceden kurtuldum." Lucas." Lucas'a bakmadan konuştuğumda bana baktığını hissettim. " Bana Axtersan'ların en korkunç özelliğini söyler misin?" Sorum üzerine Lucas'a döndüm. Yüzü kayayı andırırken omuzlarının gerildiğini gördüm." Kendi türünden olan insanların bile ruhunu emebiliyor olmaları."
Ürperdiğimi hissettim. Lucas ve ben çok farklı düşünüyorduk. Ben onların gözlerini çok korkunç buluyordum. Kitap da gördüğüme göre gözleri dipsiz bir kuyuyu andırıyordu.
Soğuk ve karanlık.
"Neden bir anda bu soruyu sordun?" Lucas'ın tedirginlikle sorduğu soru ile kaşlarımı çattım. " Neden bu kadar geriliyorsun, Lucas? Merak ettiğim için sormuştum." Bakışlarım Lucas'ı bulduğunda kafasıyla beni onaylayıp kapıya adımladı." Sonra görüşürüz." Elini sallayıp gürültüyle açılan kapıdan çıkıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN RUHU
ФэнтезиBazı gerçekler vardır, insanın canını yakacak. Bazı gerçekler vardır, insanın kurtuluşu olacak. Bu iki gerçekleri tatmak ise bir hayata bedeldir. Ben bunları bile bile bir hayatı feda etmeyi seçmiş, geleceğimi sonsuza kadar karanlığa boğmuştum. Kara...