3. Bölüm

1K 35 0
                                    

Sabah furkan erkenden çıktı mobilyaları almak için Midyata gidecekti, bende Hatice abla ile kahvaltı yapıp asmye gitmek için evden çıktım (asm = aile sağlığı merkezi, sağlık ocağının yeni adı). Yolda etrafa baka baka gidiyordum, dün akşam gördüğüm şeylerden pek farklı bir şey yoktu, evin bulunduğu yer biraz köy dışına doğruydu onun için pek ev yoktu çevresinde ama köye doğru baktığım zaman konakların üst katları belli oluyordu, acaba kim yaşıyordu içinde diye merak ettim.

Asmye vardığım zaman etrafına baktım, tek katlı küçük bir yerdi bina yeni yapılmışa benziyordu tahminimce 1 doktor, 1 ebe, 1 hemşire çalışıyordu, bahçesinin etrafı çitlerle çevrilmişti, bahçede 4 kişilik masa vardı çitlerin etrafında çiçekler vardı. İçeri girdiğim zaman sadece 1 kadın vardı, ona doğru yürüyerek
Zeynep: kolay gelsin dedim
Kadın: sağolun
Zeynep: ben Zeynep buraya yeni atandım, doktorla görüşecektimde
Kadın: hayırlısı olsun demek benim yerime gelen hemşire sensin, bende Sena doktor hanım öğleden sonra gelecek.
Zeynep: tanıştığımıza memnun oldum.
Sena: bende, gel çay içelim sana burayı anlatırım
Zeynep: olur peki. 1 saatte yakın Senayla oturup konuştuk buranın işleyişi hakkında bana bilgi verdi, etrafı gezdirdi, tahmin ettiğim gibi 1 doktor vardı ama ebe yoktu, ara ara destek olsun diye bir tane daha hemşire geliyormuş, gelen hastalar genelde yaşlı kişilermiş çoğu kişi Midyat 1 saat uzaklıkta olduğu için oradaki hastaneye gidiyormuş, burayı da yeni açmışlar.
Furkan arayınca konuşmak için dışarı çıktım mobilyaları getirmişti, daha kimse gelmemişti doktorun gelmesinede daha vardı, bu ara eve gidip yardım etsem diye düşündüm, içeri geçip " Sena evim için nişanlım mobilyaları getirmiş gitsem olurmu"
Sena: tabi gidebilirsin, nişanlın gitmeden evi dizmene yardımcı olsun, doktor hanım gelince haber veririm.
Zeynep: çok teşekkür ederim, sana numaramı vereyim acil bir şey olursa ara hemen, zaten yakında oturuyorum hemen gelirim.
Sena: kolay gelsin sana
Zeynep: sağol, diyerek eve gitmek için dışarı çıktım.

Eve vardığım zaman Furkan ile bir kaç kişi mobilyaları yukarı çıkarıyordu, bende eve çıktım, mobilyalar dizildikten sonra temizlik yapmaya başladım, Hatice ablada yukarı çıkıp biraz bana yardım etti daha sonra yemek için bizi aşağı çağırdı. Furkanla aşağıya indik.
Hatice abla: kızım gördüm mü sağlık ocağını
Zeynep: evet Hatice abla, sadece Sena hemşire vardı. Doktor hanım öğleden sonra gelecekmiş, bende temizlik için geldim, Senayada söyledim bir şey olmaz eve git dedi, zaten numaramı verdim acil bir şey olursa arayacak
Hatice abla: Doktor hanım anlayışlı biri, zaten o da buralı köyün dışında Asoğlu konağı var orada yaşıyor, buranın en zengin ailelerinden tek burada değil Midyat'ın en zenginlerinden, Doktor Rojda'da konağın kızlarından biri, babası Abdullah aşiretlerinin başı.
Zeynep: Ne kadar saçma şeyler aşiret, törede varmı, diyerek güldüm.
Hatice abla: bende gençken senin gibi gülüyordum bu olaylara ama buradayım aşiret ve törenin içindeyim. Ben Aksaraylıyım bahsetmiştim dün akşam, eşim askere gelmişti öyle tanıştık aşık oldum ama ailem karşı çıktı ilk başta üniversiteye gitmemi istediler ama kısmette evlilik varmış.

Dün gece tanıştığımız zaman buralı olmadığını anlamıştım, konuşması ve giyinişi buralı olmadığını hemen ele veriyordu, onu da buraya sürekleyen aşkıydı.
Hatice abla: sizin düğün ne zaman
Furkan: Zeynep gelsin Ankaraya öyle yapacağız
Hatice abla: hemen gidecekmisin kızım
Zeynep: yok abla 1 yıl sonra yapacağız, şimdilik buradayım bir şey olmazsa
Hatice abla: çok uzatmayın hemen evlenin, uzakta olmak size zor gelecek.
Furkan: bende isterim ama Zeynep biraz daha kalsın istiyor.
Zeynep: abla daha 22 yaşındayım 23 olayım evleneceğim.
Hatice abla: siz bilirsiniz ama bence uzatmayın. Yemekten sonra eve çıkıp kalan işleri bitirip uyuduk.
Sabah olmuştu evin çoğu işini bitirmiştim Furkanda sabah 5 gibi yola çıktı, bende asmye gitmek için hazırlanıp çıktım.

Asmnin giriş kapısında iki yaşlı kadınla karşılaştım, onlara çıksınlar diye yol verdim ama söyledikleri şeyler beni rahatsız etti " bu sakat doktoru niye getirmişler buraya önce kendi tedavi olsun, babası ağa olmasaydı gelemezdi zaten" bu söyledikleri şey beni aşırı sinirlendirdi arkalarından seslenerek "bakaramısınız" dedim, ikiside durup bana baktılar "bize mi dedim kızım "
Zeynep: evet size seslendim. Sizce bu konuştuklarınız doğru mu, bir insanın sakat olması onun elinde olan bir şeymi, belki onun vücudu sakat ama sizin kalbiniz sakat. Kadınlar bir şey demeden gittiler. İçeri girdiğim zaman koridorda doktor hanım vardı tekerlekli sandalyede oturmuştu elindeki kağıtlara bakıyordu.
Zeynep: günaydın
Rojda: günaydın yeni gelen hemşiresin değilmi.
Zeynep: evet benim adım Zeynep diyerek elimi uzattım.
Rojda: bende doktor rojda tanıştığımıza memnun oldum. Rojda da benim gibi tesettürlüydü, çok güzel bir yüzü vardı, gözleri yeşildi taktığı yeşil şal ile gözleri tam belli oluyordu.
Zeynep: tanıştığımıza memnun oldum, geç gelmedim değilmi.
Rojda: merak etme geç kalmadım, ben erken geldim, bu arada boyun baya uzun umarım iletişim sorunu yaşamayız, diyerek güldü. Sık sık duyduğum cümle aslında Ankarada çok uzun hissetmiyordum ama buraya gelince öyle hissetmeye başladım.
Zeynep: aslında çokta uzun değilim 1.74. Buradaki insanların boy ortalaması kısa.
Rojda: özellikle benimki diyerek güldü, ayrıca benim için dediklerinden dolayı teşekkür ederim. Demek konuştuğumuz şeyleri duymuştu.
Zeynep: önemli değil ben yapmam gerekeni yaptım.
Rojda: buradaki insanlar böyle, etrafı gezdim mi gezdireyim sana gerçi büyük değilde
Zeynep: sağol dün Senayla gezdim, o yokmu.
Rojda: o bu sabah gitti, artık yeni ekip arkadaşım sensin.
Zeynep: o zaman kahve koyup biraz tanışalım
Rojda: ben sana yapmak isterdim ama durumum malum, diyerek bacaklarını gösterdi.
Zeynep: önemli değil, ben yaparım
Rojda: o zaman hastalar gelmeden oturup dedikodu yapalım.

Sohbetimiz baya sardı hatta hasta geldiğini bile fark etmedik. Rojda'nın bir tane öz abisi varmış. Babası annesi vefat edince yeni biriyle evlenmiş, 3 tanede üvey kardeşi varmış, konakta ailecek yaşıyorlarmış ayrıca bekar halasıda onlarla kalıyormuş.
Rojda: bu akşam seni yemeğe davet ediyorum
Zeynep: gelmezsem olmazmı
Rojda: hayır geliyorsun gelmezsem darılırım, diyerek çok ısrar etmeye başladı, genelde kalabalık yerlere gitmem ve böyle aile yemeklerine dahil olmak istemem ama kırmakta istemedim
Zeynep: peki tamam.
Rojda: eve haber veriyorum hazırlık yapsınlar. Ee evlilik ne zaman
Zeynep: 1 yıl sonra düşünüyoruz
Rojda: uzakta olmak zor olmuyormu
Zeynep: çok zor ama yapacak bir şey yok.
Rojda: haklısın biraz daha sabret et.
Hastalar yavaş yavaş geliyordu onlar yokken sohbet ediyorduk, Rojdayı sevmeye başladım, kalbide yüzü gibi temizdi, bazı insanları ilk görüşte güvenirsiniz ya o da öyleydi.
İş çıkışı eve uğrayıp üstümü değiştirdim, Rojda araba göndermek istedi ama ben sokaklarda yürüyüp yaşadığım yeri tanımak istediğim için kabul etmedim.

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin