1 hafta geçti Azemle hiç konuşmadık, konuşmak için yanıma gelmedi, aramadı, mesaj atmadı, yatağımda uzanıp ağlamaya başladım bir hafta bir ömür gibi geçiyordu koşarak gelip bana sarılıp özür dilerim her şeyi açıklayacağım sana ben katil değilim inan bana demesini bekliyorum, ama ondan haber alamıyordum, Rojdayla konuşuyorum ama o da abisinin nerede olduğunu bilmiyor. Aklıma kötü şeyler gelmeye başlıyor ya tekrar vurulduysa, kafayı yemek üzereyim nerede bu adam neden benle konuşmak için ulaşmak için çaba göstermiyor.
Kapının çalmasıyla ayağa kalktım aynadan kendime bakıp göz yaşlarımı silip kapıyı açmak için odadan çıktım, kapıyı açınca karşımda Azem vardı sonunda gelmişti, hemen boynuna sarılıp kokusunu içime çekip ağlamaya başladım, o da ağlamaya başladı geri çekildiğim zaman göz yaşlarını sildi mahcup mahcup gözlerim içine baktı onun bu halini görünce kıyamadım ona gözlerinden belli oluyordu suçlu hissettiği, birlikte içeri girip salondaki kanepeye oturduk.
Azem: özür diliyorum sevgilim sana haber vermediğim için. Onun göz yaşlarını silip tekrar sarıldım.
Zeynep: çok korktum sana bir şey olacak, neden gelmedin.
Azem: gelemedim özür dilerim. Beni affet. Geri çekilip göz yaşlarımı silip elini tutum
Zeynep: affettim ama bir daha bana haber vermeden ortadan kaybolma.
Azem: söz veriyorum küçük hanım diyerek anlımdan öptü.
Zeynep: neredeydin ne yapıyordu.
Azem: işlerim vardı onu hallettim.
Zeynep: Azem bir hafta senden haber alamadım, her gün telefon başında bekliyorum ararsın ya da mesaj atarsın diye her kapı çaldığı zaman sen geldin diye koşarak kapıyı açıyorum ama sen bana kısa bir açıklama yapıyorsun sadece.
Azem: babamla işlerim vardı onu hallettim lütfen daha fazla soru sorma sensiz olmak bana da zor geldi senin yanında olamamak bahar kokunu içime çekememek.
Zeynep: peki tamam ama daha sonra bana her şeyi anlatacaksın.
Azem: her şeyi anlatacağım ama şimdi değil.
Arkasına dönüp ceketinin cebinden bir kutu çıkarıp bana uzattı "bana söz vermeni istiyorum bunu ömür boyu saklayacağına söz ver" kutuyu alıp açtım içinde eski ama yenilenmiş bir yüzük vardı.
Zeynep: söz veriyorum ama kimin bu yüzük.
Azem: annemindi, şimdide senin ne olursa olsun senden başka kimseye ait değil, onu ömür boyu sakla.Neden böyle konuştuğunu anlamıyordum sanki beni terk edecekmiş gibi geliyordu korkuyordum onu bırakmak istemiyordum, kalkıp masanın yanındaki sandalyeye oturdu kağıt ve kalem alıp bir şeyler yazmaya başladı, kalkıp yanına gittim başlığı okudum, Midyat İlçe Sağlık Müdürlüğüne yazıyordu, yazmaya devam ediyordu beni adıma istifa dilekçesi yazıyordu. Sonra imzalamam için kalemi bana uzattı, kalemi aldım ama imzalamadım.
Zeynep: Azem neden yazdın bunu
Azem: burada artık bizim için hayat yok, buradan gitmek için ilk adım lütfen imzala.
Zeynep: sonunda gitmeyi kabul ettin, çok mutlu olmuştum kağıdı imzalayıp ona sarıldım, o daha sıkı sarıldı benden ayırlamak istemiyor, sonsuza denk öyle kalmak istiyor gibiydi ağladığını fark ettim, geri çekilip elimle göz yaşlarını sildim " Azem ağlama lütfen biliyorum buradan gitmek senin için zor ama ben hep senin yanında olacağım asla elini bırakmayacağım"
Azem: biliyorum sevgilim, kağıdı alıp katlayıp cebine koydu. Ben bunu götürüp geliyorum.
Zeynep: ama hafta sonu kapılı orası.
Azem: merak etme ben konuştum müdürle sadece bu kağıdı bekliyorlar sen eşyalarını toplamaya başla yarın gideceğiz.
Zeynep: peki tamam. O çıktıktan sonra etrafa baktım zaten yeni taşıdığım için çoğu eşyam kutudaydı, geri kalan eşyaları toplamaya başladım. 1 saat sonra Azem geldi, bende kitaplarımı kutuya yerleştiriyordum.
Zeynep: sevgilim ben eşyaları satın aldığım yerle konuştum bir öğretmen atanmış eşyaya ihtiyacı varmış bende mobilyaları ve bir kaç eşyamı satmaya karar verdim yarın gelip alacaklar. Ankaraya götürmek istemiyorum orada evimiz için yeni eşyalar alırız.
Azem: iyi yapmışsın hayatım, hadi hazırlan dışarıda yemek yiyelim
Zeynep: eşyalar, elimdeki eşyaları masaya bırakıp elimi tutup " sonra hallederiz". Peki tamam burada bekle ben hazırlanıp geliyorum diyerek odadan çıktım.
Hazırlanıp odaya girdiğimde Azem şalımı kokluyordu, beni görünce baştan aşağı süzdü şalı bırakıp yanıma geldi, ellerimi tutup anlımdan öptü "çok güzelsin". Dışarı çıkıp elimden tuttu, "bugün yürüyelim mi havada güzel", "olur" diyerek koluna girdim sokak sokak gezmeye başladık konuşmuyorduk, sadece birlikte zaman geçirmek istemiştik, hiç fotoğrafımızın olmadığı fark ettim, Azem'e dönüp "sevgilim hiç baş başa fotoğraf çekmedik", "haklısın hiç baş başa fotoğrafımız yok" diyerek telefonunu çıkarıp yoldan geçen birine telefonunu verdi. Yanıma gelip bana sarıldı, fotoğraf çektikten sonra yürümeye devam ettik ilk karşılaştığımız sokakta durduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
ChickLit.... Mardine hemşire olarak atanan Zeynep ve ilk görüşte ona aşık olan aşiret ağasının oğlu Azem arasındaki aşk hikayesi. ..... "aşk sevdiğini korumak değilmiydi onu anlıyorum beni korumak istiyordu bende onu korumalıydım"