Otobüs hareket etmeye başladı, yaklaşık 14 saatlik bir yolculuk beni bekliyordu sabah 8 gibi orada olacaktım Şeyma gelip beni alacaktı onunla hediye ve pasta işini halledip Furkanın evine gidecektim, yedek anahtarı bendeydi evi süsleyip onun gelmesini bekleyecektim, bu aralar onunla çok konuşmadım işi yoğun gidiyordu hemde köyde bazen telefonum çekmiyordu, ona kavuşmak için sabırsızlanıyordum, yolculuk başlamıştı uzun yollarda zaman geçirmek için kitap okurdum, bugünde yanımda getirdiğim kitabı okumaya başladım "Aşk ve gurur" klasikleri okumayı ve izlemeyi severdim bu kitabıda Furkan hediye etmişti, en sevdiğim kitaplardan biriydi, kaç kere okuduğumu bile hatırlamıyordum.
...
Ankara otogarına saat 8:40 gibi gelebildik, camdan dışarı baktım şeymayı gördüm beni fark edip el salladı. Eşyalarımı alıp otobüsten indim koşarak yanıma gelip boynuma sarıldı. Şeyma: çok özledim seni
Zeynep: bende özledim seni, sımsıkı boynuma sarılmıştı az kalsın düşecektik, yavaş yavaş bir yeremi kıracaksın
Şeyma: mantıklı 2 hafta daha burada kalırsın, gülmeye başladı
Zeynep:komik değil farkındasın değilmi
Şeyma: tamam kızma bavulun nerede
Zeynep: alıp geliyorum. Bavulumu alıp şeymanın yanına gittim koluma girerek yürümeye başladık arabasının yanına geldiğimiz zaman bavulumu bagaja koyup arabaya bindim.
Şeyma: nereye gidiyoruz
Zeynep: avm ye gidelim önce hediye almadım
Şeyma: senden daha güzel hediye mi olur, buraya gelmişsin o kadar
Zeynep: haklısın diyerek güldüm.
Şeyma: alıştınmı oraya
Zeynep: yani küçük yer zaten hemen hemen alıştım gibi
Şeyma: doktorun nasıl iyimi
Zeynep: evet çok tatlı biri tanısan seversin.
Şeyma: sen sevdiysen tamam bende severim o zaman.
Bazı insanlarla tesadüfen tanışırsınız ya sonra o kişi hep hayatınızda yer alır, bende şeymayla öyle tanıştım, üniversitesi 1.sınıfın ikinci haftası ders dinlemek için yanıma oturdu sohbet etmeye başladık o zamandan beri en yakın arkadaşım oldu. Lisede çalıştığım için arkadaşımla çok vakit geçiremiyordum, zaten çoğu kişide beni çıkarı için kullandığını fark ettim. Üniversiteye geçincede az ve öz olsun diyerek çok arkadaş edinmek istemedim Şeyma ve 2 arkadaşım daha oldu benim için onlar yeterdi.
Zeynep: hastane nasıl yoğun mu
Şeyma: çok yoğun herkesin hasta olacağı tuttu
Zeynep: ee bana enişte buldun mu
Şeyma: yok canım ben tövbe ettim, sana enişte yok
Zeynep: öyle diyorsun ama sonra bana bak bu nasıl diye fotoğraf atıyorsun
Şeyma: onlar olamayacak kişiler ondan atıyorum. Avmye vardık Şeyma arabayı otoparka park etti. İçeri girip hediye ve süs aldık, daha sonra Şeyma'ya geçip hazırlandım. Siyah ceket içine siyah bluz ve siyah pantolon giydim, şalımda ütüleyip taktıktan sonra şeymayla evden çıktık, pastayı alıp Furkanın evine beni bıraktı.Yukarı çıkıp anteredeki dolaba çantamı bıraktım, ilk önce mutfağa gidip pastayı masaya bıraktım sonra dolabın üstünde fotoğraf oluduğu gördüm gidip yakından bakınca tanımadığım bir kızla sarılmış olduğu fotoğrafı gördüm elim ayağım titremeye başladı daha sonra odaları gezdim oturma odasında koltuğun üzerinde kadın hırkası vardı, kafamı TV ünitesine çevirdiğim zaman bir tane daha fotoğraf gördüm aynı kişiyleydi, nefes alamadığımı fark ettim, hemen şeymayı aradım
Şeyma: bebek bir şeymi lazım hemen gidip alayım
Zeynep: hemen buraya gel.
Şeyma: Zeynep sesin çok kötü, ne oldu. Ağlamaya başladım bir şey diyemedim, birazdan oradayım diyerek telefonu kapttı. Dizlerimin üstüne düştüm hareket edecek halim yoktu, bir şey düşünemiyordum sadece kalbim ağrıyordu ve ağlıyordum. Kapı çalındı açmak için zorla ayağa kalktım kapıyı açınca Şeyma hemen bana sarıldı, kafamı onun omzuna koyarak ağlamaya devam ettim.
Şeyma: sakin ol buradayım bana bak ne oldu. Elimdeki fotoğrafı uzattım.
Şeyma: şerefsiz, sen burada bekle ben onun icabına bakarım
Zeynep: beni tek bırakma, yalnız kalmak istemiyordum
Şeyma: tamam içeri geçelim bana anlat her şeyi. İçeri geçtik gördüğüm şeyleri anlattım.
Şeyma: ne zaman gelecek o şerefsiz. Göz yaşlarımı silip derin nefes aldım kendimi toparlamaya çalıştım.
Zeynep: bu gün doğum günü olduğu için yarım gün çalışacağım dedi, birazdan gelir. 5 dk sonra kapı açılma sesi geldi içeriye fotoğraftaki gördüğüm kadınla el ele girdi.
Furkan: Zeynep, diyerek bana bakıp şaşırmıştı sonra yanındaki kadının elini bıraktı.
Şeyma: ya Zeynep, şerefsiz utanmıyorsun kızı aldatmaya
Furkan: sen girme araya, Zeynep her şeyi anlatabilirim, diyerek yanıma geldi
Zeynep: hadi anlat bekliyorum, beni nasıl aldattığı anlat, daha 1 ay olmadı senden ayrılalı buraya gelip sana sarılmak kokunu içime çekmek için can atıyordum ama sen ben gider gitmez bizi bıraktın bizi yarı yolda bıraktın, yüzüğü çıkarıp yüzüne attım.
Furkan: Zeynep gitme beni bir dinle.
Yanında geçip gittim sonra geri dönüp tokat attım. "bunu hakketin şerefsiz piç" diyerek odadan çıktım, arkamdan Şeyma bağırdı "aferim kızıma" diyerek yanıma geldi kolumdan tutup dışarı çıkardı. Dışarı çıktığım zaman derin nefes aldım sonra şeymaya sarılıp ağlamaya devam ettim.
Beni yakındaki bir parka götürdü, bankta oturduktan sonra konuşmaya başladı
Şeyma: Zeynep göz yaşlarını o şerefsiz için dökme, biliyorsun bende aldatıldım ama sonra bir şey fark ettim kimse bizim göz yaşımızdan değerli değil, sakin kendini suçlama çünkü sen suçlu değilsin sen bu ilişki için emek verdin ama onursuz seni bıraktı, o senin sevgine ve emeğine layık değil biliyorum acı çekiyorsun, kalbin kırık her zaman aklına yaşadığın güzel olaylar gelecek ama yolun sonunda iyiki bitti diyeceksin hatta keşke bu şehirden defolup gitsede yüzünü bir daha görmesen diyeceksin, zamana bırak zaman her şeyin ilacı şimdi göz yaşlarını dök ama onun için değil ona harcağın çabaya ve zamana dök.
Yağmur yağmaya başladı kalmak istemiyordum kalkacak halimde yoktu, Şeyma beni kaldırıp eve bıraktı, odama geçip üstümü değiştirip yatağıma uzandım, şeymada anneme her şeyi anlattı. Annem odama gelip yatağıma oturdu kafamı onun dizine koyup yavaşça göz yaşlarımı dökmeye başladım. "kızım ağlama kimse senin inci göz yaşlarına değmez, ben ailesiyle konuşup durumu anlatacağım merak etme", içeri Şeyma girdi yanıma gelerek elimi tuttu "aaa artık yeter kendini topla o şerefsiz p*, yani o pislik için değmez, hem uzun süre oldu seni görmeyeli seni böyle görünce bizde ağlayacağız valla", banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım güçlü olmaya çalıştım annem için beni böyle gördükçe o da üzülüyordu. Odama geçip yanlarına oturdum, annem elimi tutarak
Annem: 2 gün daha kalsan olmazmı
Zeynep: yok anne gideyim, hem çalışmak bana iyi geliyor kafamı toplamada yardımcı olur.
Annem: tamam kızım sen nasıl istersen, diyerek saçımdan öptü
Şeyma: ben seni bırakırım mardine hem çarşambaya kadar boşum
Zeynep: hayır ben tek giderim
Şeyma: saçmalama seni böyle bırakamam.
Zeynep: peki sen ne dersen o, diyerek sarıldım, haklıydı bu halde oraya gidecek gücü kendimde bulmuyordum
...
Gece saat 2 olmuştu ama uykum yoktu yatakta şeymayla oturmuştuk konuşmuyorduk konuşacak halim yoktu. Kalbim çok acıyordu, çünkü Furkanı gerçekten seviyordum onunla evlilik yolunda adım atmıştık ama o bana ihanet etti, aklıma yaşadığımız olaylar geliyordu ağlamamak için kendimi zor tutuyordum ama istemeden de olsa göz yaşlarım dökülüyordu. Gerçekten beni sevmişmiydi. Eğer sevmeseydi neden benimle evlenmek istedi, zor zamanlarımda yanımda oldu, beni mutlu etmek için uğraştı, dertlerimi dinleyip çare oldu, başım sıkıştığı zaman gidebileceğim bir sığınak oldu, bana hem baba hemde sevgili oldu ama şimdi yaptıkları hepsi yalanmıydı. Mesaj sesiyle kendime geldim Furkan atmıştı
" Zeynep özür dilerim yarın buluşup konuşalım seni kaybetmek istemiyorum". Mesajı şeymaya gösterdim, elimden telefonu alıp mesaj attı " Furkan sen beni çoktan kaybettin artık bitti karşıma çıkma" sonra telefonumdan Furkanı engelledi. Bana dönerek "daha çok şey yazardım ama değmez, artık uyu, dinlenmem lazım" birlikte yatağıma uzanıp uymaya başladık ama gözlerimi kapatmak istemiyordum aklıma sabahki olaylar geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
ChickLit.... Mardine hemşire olarak atanan Zeynep ve ilk görüşte ona aşık olan aşiret ağasının oğlu Azem arasındaki aşk hikayesi. ..... "aşk sevdiğini korumak değilmiydi onu anlıyorum beni korumak istiyordu bende onu korumalıydım"