14. Bölüm

365 11 0
                                    

2 gün geçmişti, Azem'in beni eve bıraktığı geceden beri hiç konuşmadık, bana her şeyi halledeceğim demişti acaba ne yapıyordu, Rojda dan öğrendim kadarıyla biraz daha iyiydi ve kendini işe vermiş benim yaptığımı gibi.
Ebe Hacer: elektrik gitti
Zeynep: efendim, kafamı bilgisayar ekranından kaldırmıştım.
Ebe Hacer: elektrik gitti dedim, bir şey mi oldu dalmışsın
Zeynep: önemli bir şey değil, bilgisayarın şarjı az kaldı lazımsa kullan ben sonra hallederim. Hacer geçici görevle bize yardım için gelmişti, gebe takiplerini birlikte yapıyorduk, ayrıca yeni doğan bebekler içinde takipler ondaydı. Odadan çıkıp Rojdanın yanına gittim Azemle  aramızda geçenleri daha anlatmamıştım, anlatmak içinde Azem'in nişan olayını çözmesini bekliyordum böylesi daha iyi olur diye düşündüm. Odaya girdiğim zaman telefonda konuşuyordu
Rojda: tamam Elif, hazırlıklarda eksik olursa haber ver diyerek telefonu kapattı
Zeynep: akşama planın var herhalde
Rojda: evet, Azem'in nişanlısı Rozerin ve ailesi akşama bize yemeğe gelecekler.
Azem halledeceğim demişti bu yemekte nereden çıktı şimdi, bu neydi Zeynep onu kıskanmayamı başladın içimden kendi kendime konuşuyordum Rojda da fark etti.
Rojda: bir şey mi oldu daldın gittin
Zeynep: yok ya önemli bir şey yok, ben şey diyecektim, çocuklar diş fırçalama ve sağlıklı beslenme eğitimini ne zaman yapacağım
Rojda: 2 gün sonra gidebilirsin ya da haftaya pazartesi de olabilir.
Zeynep:  pazartesi gitmek daha mantıklı aklıma bir kaç poster geldi onları bilgisiyardan hazırlayıp çıktı alayım diyorum okuldaki panolara asarız, hem sağlık müdürlüğünden diş fırçası ve macun istemiştik daha gelmediler.
Rojda: olur olur ne zaman gitmek istersen o zaman yapabiliriz, elektrik tekrar gitti değilmi
Zeynep: evet, jeneratöre bakayım onuda bu hafta çok kullandık.
Rojda: elektriğinde ne zaman geleceği belli değil.
Zeynep: ben bahçedeki depoya gidiyorum bir şey olursa seslen
Rojda: tamam dikkat et.
Bahçeye çıkıp önce depoya gidip jeneratörü açtım, hava güzeldi Mart ayı gelmişti bahar yavaş yavaş başlamıştı, bahçede bazı yerler boştu oralara çiçek dikebilirdim, sonra bahçenin etrafını gezmeye başladım ön tarafa döndüğüm zaman Azad arabadan iniyordu
Azad: merhaba Zeynep
Zeynep: merhaba
Azad: o günden sonra senle konuşamadık nasılsın
Zeynep: iyiyim sen nasılsın
Azad bende iyiyim bu aralar biraz işler yoğunlaştı
Zeynep: flaş işinize yaradımı
Azad: yaradı yaradı merak etme
Zeynep: işe yaramasına sevindim
Azad: Azem de daha iyi. Bunu neden söyledi ki onu sormamıştım.
Zeynep: iyi olmasına sevindim. Rojda da asmden çıkmıştı
Rojda: Zeynep ben çıkıyorum yarın görüşürüz
Zeynep: görüşürüz kendine dikkat et
Rojda: sende.
İçeri girdim Hacer de çıkmak için hazırlanıyordu.
Zeynep: çıkacakmısın
Hacer: işlerim bitti, biliyorsun ilçede otuyorum geç olmadan gideyim
Zeynep: kalan işlerin varsa söyle ben hallederim
Hacer: yok yok bitti, yarın görüşürüz
Zeynep: görüşürüz dikkatli git.

Herkes gitti ben tek kaldım, mutfağa gidip kahve hazırlayıp hemşire odasına geçtim, eve gitmek istemiyordum yapacak bir şey olmuyordu canım sıkılıyordu, posterleri yapmak için bilgisiyarın başına oturdum genelde sağlık bakanlığı gönderir böyle şeyleri ama çocukların dikkatini çeken şeyler yer almazdı, bende onların dikkatini çekmek için bir kaç tane hazırlamaya başladım.
1 saat sonra elektrik geldi jeneratörü kapatmak için bahçeye çıktım, içeri girdiğim zaman odamda Azem vardı masanın önündeki sandalyede otuyordu
Zeynep: ödümü patlattın
Azem: düzeltmek için ne yapmalıyım,
Zeynep: bir şey yapma kendi düzelir, bende tam karşısındaki sandalyeye oturdum.
Zeynep: pansuman için mi geldin
Azem: seni görmek için geldim
Zeynep: nasıl oldun
Azem: daha iyiyim.
Zeynep: eve gitmen gerekmiyormu, misafirlerin var diye biliyorum. Dudağının kenarında hafifçe güldü
Azem: sen beni kıskandın mı
Zeynep: yoo ne alaka hem benim işlerim var gördüysen gidebilirsin. Yerimden kalktım masanın diğer tarfına geçmek için yanından geçerken kolumdan tutup beni çekip bacağının üstüne oturttu. Kalbim hızla atmaya başladı.
Zeynep: bıraksana ne yapıyorsun, diyerek koluna vurdum
Azem: aahh yaralı kolumdu, hemen ayağa kalkıp
Zeynep: acıdımı gömeliğini çıkar bakayım, belki kanama olmuştur.
Azem: yok yok iyiyim
Zeynep: Azem hadi. Gömeliğinin düğmelerini açıp yaralı kolunu çıkardı. Yüzümün kızardığını hissettim, o da fark edip gülmeye başladı
Zeynep: ne gülüyorsun, gülme
Azem: şuan o kadar tatlısın ki. Bir şey demeden yarasına baktım, kanaması yoktu.
Zeynep: çok şükür bir şey olmamış. Gömeliğini giyebilirsin artık.
Kolunu yavaşça geçirip düğmeleri iliklemeye başladı ikinci düğmeye geçince
Azem: aah kolum çok ağrıyor yapamam sen yap, diyerek iliklemeyi bıraktı.
Zeynep: hey Allahım sabır ver diyerek,  yanına gittim ayağa kalktı, düğmelerini iliklemeye başladım, son iki düğmeye kadar devam ettim
Zeynep: bu kadar yeter mi, kafamı kaldırıp yüzüne baktım yanağımdan öptü, geri çekilip "sadece sana bakıyorum, bunu saatlerce yapabilirim." Almanca şarkıdaki nakarat kısımdı. Biraz geri çekilip masaya yöneldim.
Zeynep: artık çıksak iyi olur, hem seni misafirler bekliyor diyerek masadaki eşyalarımı toplamaya Azem de bana yardım etti. Eşyaları çantama koyup ceketimi giydim.
Azem: sana vermem gereken bir şey var. Masadaki çekmeceden bir kutu çıkarıp bana uzattı, elime alıp kutuyu açtım, içinde ayna vardı, Midyatta gezerken baktığım aynaydı
Zeynep: ama bu
Azem: evet o ayna, senden daha güzel bir şey varsa o da aynadaki yansımandır.
Zeynep: teşekkür ederim. Diyerek gülümsedim
Azem: hep böyle gül hep böyle bak bana, kalbimdeki o karartı ancak böyle beyaz olur. Bu söylediğine daha çok utanmıştım.
Zeynep: Azem söylediklerin çok güzel şeyler ama  çok hızlı ilerliyoruz böyle olmasını istemiyorum seni yavaş yavaş tanımak istiyorum.
Azem: tamam o zaman sen psikoloğum ol ben sana anlatayım hayatımı, otur karşıma soru sormaya başla.
Zeynep: anladım senin derdini, eve gitmemek için yapıyorsun.
Azem: hem ondan hemde senle vakit geçirmek istiyorum
Zeynep: peki anlat neden gitmiyorsun
Azem: çünkü şuan ev savaş alanı
Zeynep: neden savaş alanı
Azem: nişanı attım, babam sinirli
Zeynep: neee
Azem: sana hemen halledeceğim dedim ve yaptım.
Zeynep: nasıl oldu, babalar ne dedi.
Azem: bana bir şey diyemedi ama aşırı sinirli, bende evden çıktım evine gittim yoktun burada olduğunu tahmin ettim yanına geldim
Zeynep: her şeyi neden baştan anlatmıyorsun.
Azem: peki peki anlatıyorum önce otur. Tekrar karşılıklı oturduk ve konuşmaya başladı. "Verdiğin flaşta çoğu kişiyle ilgili bilgiler vardı, Jahen o bilgileri tehdit için kullanıyordu, bende nişanda kurtulmak için Halil ağayla ilgili bilgi bulmak için kullandım  ve aradığım bilgiyi buldum sayende.  Kızıltepede Mahir ağa var babamın düşmanlarından biri, Halil Ağa da onla iş birliği yapmış, Jahen de mesajları buluştukları zamanla ilgili fotoğraflar falan vardı amaçları Halil ağanın bizim şirketteki hisseleri elde etmesi  sonra o hisseleri Mahir ağaya devretmekmiş, nişan meseleside daha kolay hisse elde etmek içinmiş, yemeğe gelmeden önce onları babama anlattım şuan evde her şeyi yıkıp dökmüştür, sonuçta en yakın dostuydu
Zeynep: bu Jahen bu bilgileri nasıl elde ediyor
Azem: hemen hemen her yerde adamları var
Zeynep: peki senin yanında varmı
Azem: var, hemde dost bildiğim biri
Zeynep: peki kim diye sorsam
Azem: Fuat
Zeynep: Fuat mı, aranız çok iyi diye biliyorum neden böyle yapsın.
Çok şaşırmıştım onunla çocukluk arkadaşıydı insan neden en yakınına ihanet etsin ki
Azem: evet iyi ama seni bu işe sokan o
Zeynep: anlamadım
Azem: jahen'e seni söyleyen o seninle beni tehdit etmesini isteyende o
Zeynep: peki şimdi ne yapacaksın.
Azem: şimdilik bir şey yapmayacağım, zamanı gelince onuda halledeceğim
Zeynep: halledeceğim derken öldürmek değil değilmi
Azem: bilmiyorum.
Ne diyeceğimi bilmiyordum ya yaparsa öldürürse adamı. Söylediği şeyler çok korkutucu şeylerdi bir ihanet için adam öldürmek çok saçmaydı.
Azem: hadi yemek yemeye gidelim. Bir şey diyemedim eşyalarımı alıp çıktık.
...
İhanet, bazen sevdiğimiz adamdan bazende en yakın dediğimiz kardeşten arkadaştan, kabul etmesi zorda olsa insanın başına gelen en kötü şeylerden biri, ilk başlarda acı çekiyorsun, seni sırıtan bıçaklandığına inanmak istemiyorsun, ama sonra gerçekler yüzüne çarptıkça inanmak zorunda kalıyorsun, acın bittiği zaman onu hayatından çıkardığın için mutlu oluyorsun, ama sende kötü bir şey bırakıyor artık insanlara inanmak ve güvenmek istemiyorsun, artık diğer insanlara şüpheyle bakmaya başlıyorsun.
Azemlede ilişkimde de korku var, o da beni yarı yolda bırakıp gidecekmi diye korku var.

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin