Yemekten sonra üç gün geçmişti Azem'i daha görmemiştim görsemde nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum, asmyi açmak için evden çıktım hava kapalıydı yağmur yağacak gibiydi. Asmye yaklaşınca bahçe kapısının önünde araba olduğu fark ettim içinden Azad çıktı.
Azad: günaydın hemşire hanım
Zeynep: günaydın, istersen Zeynep diyebilirsin
Azad: peki sende bana Azad diyebilirsin, muayene olacaktım da
Zeynep: doktor hanımın gelmesini beklememiz lazım
Azad: Rojda daha gelmedi mi
Zeynep: daha gelmedi ama gelir on dakikaya sen evden gelmiyormusun
Azad: dün evde değildim
Zeynep: gel içeride bekleyelim.
Birlikte içeri geçip sohbet etmeye başladık.
Azad: ankaraya ne zaman gitmeyi planlıyorsun
Zeynep: ayarlasam hafta sonu olabilir ailemi özledim, aslında diğer ve en önemli sebepte Furkanın doğum günüydü ama bunu söylemek istemedim.
Azad: bizimde orada bir kaç tane ortağımız var, ara ara bende giderim. Alıştın mı buraya
Zeynep: yani diyeyim.
Azad: bir şeye ihtiyacın olursa haber ver
Zeynep: sağol, dedim kapı açıldı içeri Azemle Rojda girdi.
Rojda: günaydın Zeynep
Zeynep: günaydın
Rojda: Azad gelmişsin
Azad: yeni geldim ilk yanına uğrayayım dedim.
Rojda: odama geçelim, Zeynep abimin koluna pansuman yaparmısın.
Zeynep: yaparım diyerek pansuman odasına geçtik, Azem sedyeye oturup gömleğin düğmelerini açtı sonrada yaralı kolunu gömlekten çıkardı, bende pansuman malzemelerini alıp sedyeye bıraktım vücudu tertemizdi ve kaslıydı spor yaptığı belliydi ve parfüm kokusu burnuma geldi bu sefer farklı bir şey sıkmıştı, onun yüzüne bakmamaya çalışıyordum aklıma olaylar geliyordu ve zar zor pansuman yapmaya başladım, normalde böyle değilimdir ama aklıma o olay geliyordu ve elim titriyordu, Azem'in bana baktığını fark ettim yüzümün kızardığını hissettim.
...
Azem: Rojda hazırmısın
Rojda :hazırım abi çıkalım
Azem: Azadla konuştun mu
Rojda: dün akşam konuştum sağlık ocağına direk gelecekmiş. O suratın niye öyle
Azem: ne varmış suratımda
Rojda: Ne zaman Azad ismini duyarsan suratı asılıyor. Anlıyorum sevmiyorsun ama bu evden sendan sonra bana iyi davranan kişi o, hem küçükken hep oyun oynardık her zaman bir birimize sahip çıkardık niye böyle oldunuz anlamıyorum
Azem: gidelim artık geç kalacağız
Rojda: her zamanki gibi cevap vermiyorsun gidelim hadi.
Rojdayı kapının önüne kadar getirdim, sonra kucağıma alıp arabaya yerleştirdim, tekerlekli sandalyesinide arabanın bagajına yerleştirdim. Arabaya binip asmye gitmek için çalıştırdım
Azem: işler nasıl gidiyor
Rojda: güzel gidiyor, Zeyneplede anlaştım sanki daha önceden tanıyormuşum gibi hissediyorum.
Azem: iyi anlaşanmana sevindim. Kolumu sen mi pansuman edeceksin
Rojda: ben veya Zeynep fark edermi
Azem: sen olsan iyi olur
Rojda: Azad gelmişse ilk ona bakayım akşama kötü olmuş,
Azem: işe gitmem lazım
Rojda: o zaman Zeynep yapsın
Asmye geldiğimiz zaman Azadın arabasını gördüm gelmişti içeri girdiğimiz zaman Zeynep ile konuşuyordu. Rojda odasına geçti bende pansuman için Zeynep'i takip ettim, sedyeye geçip üstümü çıkardım yanıma gelip koluma pansuman yapmaya başladı elinin titrediğini fark ettim, yüzü kızarmaya başladı çok tatlı duruyordu ona baktığımı anladı daha çok kızarmaya başladı, kafamı çevirip karşıdaki aynadan kendime baktım, yüzümde gülümseme olduğunu fark ettim, Fuat haklıydı ilk defa biri için gülüyordum, hemen yüzümü düzeltip pansumanın bitmesini bekledim, pansuman bitince gömleğimi tekrar giydim ceketimi giyip elimi cebime koydum içinde bir şey olduğu fark ettim çıkarıp baktığım zaman Zeynep'in bilekliğiydi
Azem: hemşire hanım bu sizin herhalde, direyek ona gösterdim. Eline alıp "çok şükür buldum teşekkür ederim kaybettim sanmıştım baya korktum". Kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı gözlerinde bu sefer mutluluktan parlıyordu, kalbimin hızlı attığını fark ettim, keşke onunla birlikte olsam onu sonsuze denk mutlu etsem bana her zaman böyle baksa.
Azem: geçen gece arabada düşürmüşsünüz.
Zeynep: gerçekten çok teşekkür ederim, evi aradım yoktu buraya da baktım bulamadım kaybettim sandım
Azem: sizin için önemli galiba
Zeynep: evet babamdan hediye, bulmasaydım kendimi affetmezdim ama sayenizde tekrar bende
Azem: kopmuş galiba isterseniz sizin için yaptırabilirim
Zeynep: zahmet olmasın zaten siz buldunuz
Azem: kuyumcu tanıdığım var hemen yapar. Bilekliği tekrar bana uzattı "teşekkür ederim" dedi. Alıp cebime koydum içeri Rojda girdi
Rojda: abi işin bitti mi
Azem: hallettim, Azad nerede
Rojda: eve gitti, sende işe geç kalma
Azem: kolay gelsin diyerek çıktım. Aslında oradan ayrılmak istemiyordum bir köşede oturup onu izlemek istiyordum.
...
Rojda: Zeynep malzeme sayımı yapalım mı hastalar daha gelmeden
Zeynep: tamam ben kağıt kalem alıp geliyorum, içeri girdiğim zaman Rojda ilaç dolabını açmış ilaçları sayıyordu.
Zeynep: Rojda bu hafta sonu Ankaraya gitmeyi düşünüyorum
Rojda: acil bir şey yok değilmi
Zeynep: hayır yok, furkanın doğum günü süpriz yapmayı düşünüyorum
Rojda: hmm romantik şeyler, istersen cuma öğleden sonra çık daha fazla zaman geçirirsiniz
Zeynep: işler yoğun bu hafta seni tek bırakmak istemiyorum.
Rojda: merak etme ben hallederim hem öğleden sonra pek bir şey olmuyor.
Zeynep: eminmisin seni cidden yalnız bırakmak istemiyorum
Rojda: merak etme, hem alıştım böyle çalışmaya dediğim gibi öğlene sonra pek iş olmuyor
Zeynep: peki, teşekkür ederim
Rojda: önemli değil, hediye ne düşündün
Zeynep: bilmiyorum aklıma bir şey gelmedi, eksik bir kaç eşyası onları alabilirim
Rojda: olabilir.
İşlerimizi bitirip eve gittim şeymayı arayıp plan yaptık, doğum günü cumartesiydi, cuma çıksam gece orada olacaktım Şeyma beni alacaktı, annemlerede süpriz yapacağım için haber vermedim onlara. Sabırsızlıkla cuma olmasını bekliyorum.
...Perşembe akşam saat 19: 24 ( Asoğlu konağı) Rojdanın anlatımıyla
Rojda: Babam bizi niye topladı
Azad: bilmiyorum önemli bir konu dedi
Rojda: inşallah kötü bir şey yoktur
Azad: bilmiyorum iş yerinde sıkıntı olmadı, Azem nerede
Rojda: odasında birazdan gelir. Geldi. Azem gelip yandaki koltuğa oturdu.
Azem: babam nerede
Rojda: bilmiyorum, gelir birazdan
Azem: bu sefer başımıza ne iş açacak
Rojda: öyle deme
Azem: ne zaman bizi böyle toplasa bir iş çıkarıyor başımıza Babam içeri girdi herkes ayağa kalktı, yerine oturmadan kafamdan öptü, yerine oturunca herkes kendi yerine oturdu
Rojda: hoşgeldin baba
Abdullah ağa: hoşbuldum kızım
Rojda: bir sıkıntı yok değilmi
Abdullah ağa: merak etme yok, hatta size güzel haberlerim var. Bildiğiniz gibi Urfalı arkadaşım Halil Yadigaroğluyla iş anlaşması yaptık, bu iş sayesinde şirketimiz ve yuvamız büyüyecek. Herkes şaşırmıştı iş anlaşmasını biliyordum ama yuva derken neyi kastettiğini anlamadık
Rojda: baba işi anladıkta yuvamız nasıl büyüyecek
Abdullah ağa: halil ağanın kızı Rozerin ile Azemi evlendirmeye karar verdik. Azem'e baktım kaskatı kalmıştı ilk şaşırdı daha sonra sinirlendi, ayağa kalkıp babama bağırmaya başladı
Azem: bana sormadan nasıl böyle bir karar alırsın
Abdullah ağa: kes sesini, sen ağana babana nasıl karşı gelirsin, sesi tüm konakta duyuldu. Azem hala ayaktaydı sinirden kıpkırmızı olmuştu, babama yaklaştı elini yumruk yapmıştı o zaman korkmaya başladım kavga etmesini istemiyordum, yanlış bir şey yaparsa babam silahını çıkarır vururdu.
Azem: baba ben evlenmem
Abdullah ağa: bana bak, itaatsizlik etme sonu kötü olur.
Azem: baba, diye bağırdı
Abdullah ağa: son sözüm budur, diyerek arkasına döndü
Azem: evlenmiyorum benimde son sözüm budur. Babam tekrar dönüp Azem'e baktı bu sefer o sniriden kıpkırmızı olmuştu, Azem'e tokat atıp onu yere düşürdü, ağzımdan "Abi" lafı çıktı Azem kafasını kaldırıp bana baktı sonra sinirli bir şeklide çıkıp odasına gitti.
Abdullah ağa: yarın yola çıkıyoruz kız istemeye gideceğiz. Rojda sen git o itaatsız köpeği ikna et.
Odadan çıkıp buz aldım sonra Azem'in odasına gittim kapıyı çalıp içeri girdim odayı dağıtmıştı bir köşede oturmuş kafasını ellerinin arasına almış yere bakıyordu, yanına gittim buzu uzattım.
Rojda: babam gönderdi, bende gelecektim zatende seni ikna etmemi istiyor.
Azem: her zaman dediğini yaptım ama bu sefer yapmam
Rojda: abi öyle deme belki kızı tanırsan seversin
Azem: Rojda, biraz bekledi sonra devam etti, ben zaten birini seviyorum. Çok şaşırmıştım çünkü abim 28 yaşındaydı ve şimdiye kadar kimseye aşık olmamıştı hatta hiç kızlar hakkında benimle konuşmamıştı, kafasını dizimin üstüne koydu, elimle kafasını ovmaya başladım ne zaman çaresiz olsa hep aynı şeyi yapardık onu teselli ederdim böyle, sonra kalkıp anlımda öpücük kondurup seni seviyorum derdi.Rojda: birini seviyorsun ve şimdi mi bana söylüyorsun kim peki, burada mı yaşıyor
Azem: evet burada
Rojda: tanıyormuyum
Azem: tanıyorsun. Aklıma bir kaç kişi geldi buranın en zengin ailelerinden onları söyledim ama hayır dedi.
Rojda: abi kim peki
Azem: Zeynep
Rojda: Zeynep, düşündüm kim diye sonra aklıma yeni gelen hemşire geldi, abi sakın hemşire deme
Azem: ta kendisi
Rojda: kız nişanlı farkındasın değilmi
Azem: biliyorum ama elimden gelmiyor kalbime söz dinletemiyorum ilk gördüğüm andan itibaren ona aşık olduğumu fark ettim, onu gördükçe kalbim hızla atamaya başlıyor nefes alamadığımı hissediyorum , her gece onu düşünüyorum, onunla olmak istiyorum, onun yanında hiç ayrılmak istemiyorum, o bahar kokusunu içime çekmek istiyorum.
Abim aşık olmuştu ilk defa onu böyle gördüm gerçekten seviyordu, belki doğru kişiydi ama ikisi için yanlış zamandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
ChickLit.... Mardine hemşire olarak atanan Zeynep ve ilk görüşte ona aşık olan aşiret ağasının oğlu Azem arasındaki aşk hikayesi. ..... "aşk sevdiğini korumak değilmiydi onu anlıyorum beni korumak istiyordu bende onu korumalıydım"