16. Bölüm

326 11 0
                                    

" sen bana ihanet ettin" Azem'in bağırma sesi geliyordu bağ evinden dışarı çıktım, bahçede Azem ve Fuat vardı, Fuat dizlerinin üstüne çökmüş eli arkadan bağlıydı Azemde sırtı bana dönük şekilde Fuat'a bakıyordu, koşarak yanına gittim Fuatın kalbine silah doğrultmuş konuşuyordu "sen sevdiğim kadını tehlikeye attın, sen kardeşim dediğin kişiye ihanet ettin, cezanı biliyorsun Fuat", Azem'in kolunu tutarak çekmeye başladım " Azem lütfen yapma, beni seviyorsan yapma" tepki vermiyordu "Azem lütfen, bana bak Azem, yapma yapma" ağlamaya başlamıştım ama Azem dediklerimi duymuyordu sanki ben orada değilmişim gibi davranıyordu, tetiği çekip Fuat'ın kalbine ateş etti.

Silah sesiyle kendime geldim çok şükür rüyaydı gözlerimden yaş gelmişti, yataktan kalkıp masadaki sürahiden bardağa su doldurup içtim, telefonumu masadan alıp saate baktım 4:54, rehberden Azem'i bulup aramaya başladım 10 sn çaldıktan sonra telefonu açtı
Azem: Zeynep kötü bir şey mi oldu hemen geliyorum, sesi endişeli geliyordu
Zeynep: yok yok olmadı merak etme, bana söz vermeni istiyorum
Azem: çok şükür, sen iste yeter canımı bile veririm
Zeynep: öyle söyleme, sinirlenmiştim ölüm hakkında konuşmasını istemiyordum
Azem: tamam tamam, dinliyorum
Zeynep: Fuat'ın öldürmeyeceğine söz ver, cevap vermedi, söz ver hadi
Azem: bak kötü bir şey olmuş hemen geliyorum
Zeynep: Azem, bir şey yok söz ver anlatırım
Azem: peki tamam söz veriyorum
Zeynep: kötü bir rüya gördüm, Fuat'ı biraz bekledim söylemek için kendimi zorlamaya çalıştım
Azem: öldürüyormuydum, sana söz verdim yapmayacağıma merak etme
Zeynep: sana güveniyorum.
Azem: şimdi dinlen biraz, sabah dokuzda seni almaya geleceğim. Cevap vermedim, Zeynep iyimisin, kendimi biraz toplayıp cevap verdim
Zeynep: iyiyim, nereye gideceğiz
Azem: süpriz olsun küçük hanım
Zeynep: peki tamam, görüşürüz
Azem: görüşürüz.
Telefonu kapattıp, alarm kurup telefonu yatağımın yanındaki komidine bıraktım, kafamı tekrar yastığa koyup uyumaya çalıştım ama aklıma rüyam geldi, Azem söz vermişti yapmayacağım demişti ona güvenmiştim ama korkuyordum yaparmı diye, sonuçta hayat memat meselesiydi ne kadar güvensemde içimde hep korku olacaktı. Tekrar uyumak için gözlerimi kapattım rüyamı unutmaya çalıştım, güzel şeyler düşünmeye başladım Azemle geçirdiğim zamanları düşünmeye başladım.

Sabah alarm sesiyle uyandım, saat 8 olmuştu kalkıp kahve hazırlmak için mutfağa gittim suyu çay makinesinde ısıtıp bardağıma boşaltım masamın yanındaki sandalyeye oturup kahveyi suya boşalttım, aklıma yine rüyam geldi, gerçekten kötü bir rüyaydı her ne olursa olsun adam öldürmek katil olmak çok korkunç bir durum. Odamdan telefonumun çalma sesi geliyordu kahvemi alıp odama geçtim. Telefonumu alıp yatağıma oturdum, Azem arıyordu.
Azem: günaydın, küçük hanım
Zeynep: günaydın
Azem: şimdi nasılsın
Zeynep: daha iyiyim, sen nasılsın
Azem: iyiyim bende merak etme, 30 dk oradayım.
Zeynep: bekliyorum 30 dk içinde burada ol yoksa külahları değişiriz, gülmeye başladım, o da gülmeye başladı ilk defa güldüğünü duyuyordum
Azem: merak etmeyim hanımım 30 dk içinde oradayım, Görüşürüz diyerek telefonu kapattı, bende hızlıca kahvemi içip hazrılanmaya başladım.
Dolabımdan hazır ütülü kıyafetlerimden çıkarıp hazırlanmaya başladım. Dışarıdan araba sesi geldiği zaman saate baktım 29 dk geçmişti konuşmamızın ardından, aynadan son kez kendime bakıp trençkotumu giyip dışarı çıktım. Azem elinde çiçekle beni bekliyordu, yanına gittiğim zaman çiçekleri bana uzattı, alıp koklamaya başladım.
Azem: çiçekler güzelliğiniz karşısında soldular küçük hanım, söylediği şey beni utandırmıştı, kalbim hızla atamaya başlamıştı
Zeynep: teşekkür ederim, Azem arabanın kapısını açıp bekledi, ben arabaya bindikten sonra kapıyı kapatıp arabaya binip çalıştırıp köy dışına doğru sürmeye başladı
Azem: yarın mı gideceksin okula
Zeynep: evet öğleden sonra gitmeyi düşünüyorum
Azem: ben bırakarım seni saat kaçta geleyim asmye
Zeynep: ben giderim, senin işlerin vardır
Azem: benim işim sensin, hem neden kaçıyorsun biz birlikteyiz ve ben sevgilimi bırakmak istiyorum.
Zeynep: sevgilim
Azem: evet sevgilim, dinliyorum seni
Zeynep: o anlamda demedim biz senle ne zaman sevgili olduk onu kastettim, onu sinirlendirmek için böyle konuşuyordum, o da şaşırmıştı kaşlarını çatıp bana bakıyordu biraz sinirlenmişti ama benimle sinirli konuşmamaya çalışıyordu
Azem: davet gecesi nişanın bittiği zaman seninle birlikte olmak istiyorum dedin.
Zeynep: tamamda belki arkadaş olarak dedim belki kanka olarak belkide psikolog olarak, biraz daha sinirlenmişti
Azem: Zeynep, sana olan duygularımı biliyorsun seninle arkadaş kalamam eğer birlikte olacaksak, benim için sevgilimsin ha dersen bu kısımları geçip hemen evlenelim şimdi gider nikahımızı kıyacak birilerini bulurum.
Zeynep: şakadan da anlamıyorsun, bugün senin hakkında yeni bir bilgi öğrendim sayende, Azem ağaya şaka yapma, biraz sinirli söylemiştim
Azem: tamama kızma, senden başka kimse şaka yapamaz zaten bana, ama dediğim gibi seninle arkadaş olacaksam ev arkadaşı olurum, yata... Devamını getirmeden elimle ağzını kapattım.
Zeynep: tamam tamam anladık. Avucum içini öpmeye başladı elimi çekince gülmeye başladı, ilk defa böyle görüyordum onu çok güzel gülüyordu, ama her zaman gülüşünü saklıyordu. Araba durunca etrafıma baktım bahçeli bir eve gelmiştik 2 katlıydı, Azem arabadan inip kapımı açtı, bende inince elimi tutup yürümeye başladık.
Zeynep: çok güzel bir yer kimin evi
Azem: bizim evimiz
Zeynep: bizim mi
Azem: evet sen ben ve çocuklarımız evi. Azem çok hızlı ilerlemek istiyordu ama ben yavaş yavaş gitmek istiyordum, tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyordum.
Zeynep: sencede hızlı gitmiyor muyuz. Bir anda durdu, bana dönerek
Azem: sensiz bir dakika bile geçirmek istemiyorum. Yanağımdan öperek tekrar yürümeye başladı.
İçeri girdiğim zaman benden küçük olduğunu tahmin ettiğim bir erkek bizi karşıladı.
Azem: seni Mehmet ile tanıştırayım, kendisi kardeşim gibi
Mehmet: tanıştığımıza memnun oldum yenge
Zeynep: bende memnun oldum
Mehmet: abi her şey tam çıkıyorum ben
Azem: araba kapının önünde al öyle git
Mehmet: tamam abi. Mehmet evden çıktı bizde evi gezmeye başladık, odalar boştu.
Azem: ev şuan boş ama sen nasıl dizmek istersen öyle dizceğim evi. Hadi üst kata çıkalım, üst kata çıktık oradaki odalarda boştu, bir tane odanın balkonu vardı balkona çıktık, ortada masa vardı üstünde kahvaltılık yiyecekler vardı
Zeynep: sen mi hazırladın bunları
Azem: benle Mehmet hazırladık, hadi geç çok açım. Sandalyeye oturup masaya baktım bir sürü şey hazırlamıştı süt ürünleri yoktu, laktoz intoleransımı hatırlıyormuş
Zeynep: her şey çok güzel görünüyor.
Azem: şimdi ben sana hazırladım, ileride sen bana hazırlayacaksın, gülmeye başladım Azem bana şaşkın şaşkın bakıyordu
Zeynep: ben yemek yapmayı bilmiyorum.
Azem: ben sana öğretirim.
Zeynep: bence çok uğraşma ben yapamam
Azem: o zaman evde yemekleri hep ben yaparım sende çocuklarla oynarsın. Yine aynısı yapıyordu konuyu evliliğe getiriyordu, onu kırmak istemediğim için konuyu değiştirdim.
Zeynep: bir şey soracağım, rojda biliyormu, yani sevgili olduğumuzu daha ona bir şey anlatmadım işten dolayı zamanım çok olmadı. Elindeki bardağı masaya bırkatı.
Azem: biliyor, anlattım.
Zeynep: keşke bende anlatsaydım. Yanıma gelip yanağımdan öptü
Azem: yarın bugünü anlatır dedikodu yaparsınız. Rojda bu konuda sana dargın değil merak etme.
Kahvaltı yaptıktan sonra masayı toplayıp bahçede yürümeye başladık.
Zeynep: hava çok güzel.
Azem: bahar geldi, her yer senin gibi kokuyor. Koluna sarılarak yürümeye devam ettik. Azem bana iyi gelmişti, kendimi daha güçlü ve mutlu hissetmemi sağlıyordu. İleride bir ağacın altında halı serilmiş üstünede 2 minder koyulmuş tu gidip minderlerin üstünde oturduk, sonra Azem kafasını dizime koyup yüzüme baktı, ellerimi saçlarının arasında gezdirmeye başladım.
Azem: bir kişi daha benim yüzümden ölmesin dedin, diğeri kimdi. Bu soruyu beklemiyordum.
Zeynep: babamdı, işten gelmişti ona en sevdiğim oyuncağı alsın diye ısrar ettim, sonra trafik kazası geçirdi, vefat etti. Gözümden yaş gelmişti, dizimden kalkıp göz yaşımı eliyle sildi, sonra gözümden öptü. Elini tutup ona bakıp gülümsedim, o da bana bakıp gülümsedi.
Zeynep: peki annen o neden vefat etti.
Azem: Rojdanın doğumunda vefat etti, gözleri dolmuştu ama ağlamamak için kendini tuttu, bende boynuna sarıldım. Bugün ağlamak yok, seni mutlu etmek için buraya getirdim. Geri çekilip minderde oturmaya devam ettim.
Zeynep: peki ağlamak yok.
Azem: hadi gel film izleyelim. Eve geri döndük üst katta çıkıp gezmediğimiz bir odaya girdik, pencerelerde siyah perde vardı o da karanlıktı ortada projeksiyon duvara yansıyordu yanına bilgisayar vardı, biraz geride 2 kişilik  koltuk vardı. Koltuğa gidip oturdum Azemde bilgisayarda film açtı, Aşk ve gurur en sevdiğim filmlerden biriydi ama bugün onu izlemek istemiyordum çünkü Furkanla filmimizdi, bu güzel bir günde onu hatırlamak istemiyordum o artık geçmişimdi, Azem ise belki geleceğim olacaktı onun için yeni sayfa açmıştım o sayfalarıda yeni şeylerle doldurmak istiyorum.
Zeynep: başka film yokmu
Azem: bunu seversin diye düşünmüştüm
Zeynep: başka bir şey izleyelim
Azem: tamam bakıyorum, 500 days of summer var izleyelim mi
Zeynep: olur izleyelim, bu filmi biliyordum ama izlemeye vaktim olmamıştı, aşka inancı kalmamış bir kız ve ona aşık olan erkek, bizi anlatıyordu aşka inancı kalmamış ben ve beni aşka inandırmaya çalışan Azem, Azem filmi açıp yanıma oturdu kafamı omzuna koyup filmi izlemeye başladık.
Azem film boyunca ben rahatsız olmayayım diye yerinden hiç kalkmadı, film bitince beni eve bırakmak için dışarı çıktık, Mehmet bahçede dolanıyordu bizi görünce hemen yanımıza geldi.
Azem: bir sıkıntı varmı depoda
Mehmet: yok abi ama seni bekliyorlar.
Azem: tamam ben giderim sen burada kal
Mehmet: tamam abi, bana dönüp, görüşürüz yenge diyerek içeri geçti. Bizde arabaya binip yola çıktık.
Zeynep: Azem teşekkür ederim çok güzel bir gün geçirdim.
Azem: seni böyle mutlu görmek beni de mutlu ediyor, hep böyle gül hep böyle mutlu ol.
Zeynep: bugün senin hakkında yeni bir şey öğrendim
Azem: ne öğrendin küçük hanım
Zeynep: ne kadar sert ve acımasız olsada aslında öyle değilsin romantik birisin.
Bugün ayrıca yeni bir şey fark ettim onu sevdiğimi fark ettim kısa sürede aşık olmuştum ne kadar hızlı ilerliyor diye ona kızsam da bende öyle olmuştum, onu kaybetmek istemiyordum. Elimi tutup öptü.
Azem: romantik tarafım sadece size özel.
Zeynep: Ankara da ortaklarınız varmış hiç geldin mi
Azem: evet var, hemen hemen yıl geliyorum, en son Eylül ayında oradaydım, yine iş için gelmiştim ama benim için kötü geçti.
Zeynep: neden, ne oldu ki
Azem: Azadla gelmiştik bir hastane için ortak olacaktık Başkent hastanesi toplantı da yaptık ama işler ters gitti anlaşamadık.
Zeynep: ciddimisin, ben orada çalışıyordum buraya atanmadan önce.
Azem: sana göstermek istediğim bir şey var, telefonunu çıkarıp bir video açıp bana verdi, video Almanyada çekilmişti bir kafeydi, önde Azem vardı biri onu zorla videoya almaya çalışıyordu arkadan ben ve arkadaşlarım vardık kafeden çıkıyorduk, bu yaşadıklarımız tesadüf müydü  yoksa Kader miydi.
Zeynep: önce Almanya, sonra Ankara aynı mekanlar, çoğu kez denk geldik ama birbirimizi fark edemedik, ama şimdi burada aynı mekanlar ama bu sefer birlikteyiz, bence bu kader.
Azem: kader veya tesadüf benim için fark etmiyor sonunda seni buldum sevdiğim kadını buldum.
Eve varmıştık birlikte arabadan indik, kapıya kadar bana eşlik etti.
Azem: seni seviyorum.
Zeynep: bende seni seviyorum. Yanağından öpüp yukarı çıktım, odama geçip çiçeğimi boş bir saksıya koyup, üzerimi değiştirip bilgisayarımı açtım e posta bildirimi gelmişti.
Değişik bir e mail adresinden mesaj vardı "özledim seni" başka bir şey yazmıyordu, aklıma sadece furkan gelmişti ama o böyle şeylerle uğraşmazdı direkt arardı, kimdi o zaman bu.

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin