23. Bölüm

215 14 0
                                    

10 ay önce

Gözümü açtığım zaman bir odada olduğumu fark ettim odanın içine baktım, bağ evinde kendi odamdan yatıyordum en son babamın beni vurduğunu hatırlıyordum, yataktan doğrulup yatağımın yanındaki komidinin üstüne baktım telefonum ve ilaçlar vardı, telefonumu alıp tarih ve saatte baktım, vurulduğumu günün üzerinden 4 gün geçmişti saatte 17:37.
Üzerimdeki tişörtü çıkarıp vurulduğum yere baktım pansuman yapılıp sargı beziyle sarılmıştı. Tekrar tişörtümü giyip ayağa kalkmaya çalıştım ama başım dönüdüğü için tekrar yatağa oturdum. Kapı açılınca kafamı kaldırıp kapıya baktım Azad odaya girmişti karşımdaki sandalyeye oturup elindeki suyu bana uzattı
Azad: ağrın varmı
Azem: biraz var, elindeki suyu alıp komidinin üzerindeki ilacı alıp içtim.
Azad: çok korktuk sana bir şey olacak diye
Azem: babam ne yapıyor
Azad: evde senin uynamanı bekliyor, Kadir amcamla arasını bozuldu, kaçtığın için amcam seni vuracakmış ama babama nasip oldu.
Azem: onlar neredeler şimdi
Azad: babam evlerine gönderdi düğünde iptal oldu.
Azem: sen nasılsın
Azad: iyiyim, sadece sana bir şey olacak diye korktum.
Azem: Azad, teşekkür ederim
Azad: niçin
Azem: barışmak için elinden geleni yapıyorsun, her zaman bana destek oluyorsun.
Azad: yapmam gerekeni yapıyorum.
Azem: senin gibi kardeşim olduğu için şanslıyım, ayağa kalkmaya çalıştım Azad kalkıp bana yardım etti sonra ona sarıldım. Geri çekilip ona baktım onu ilk defa mutlu görüyordum.
Azad: sen dinlen bende sana yemek getireyim.
Azad odadan çıktı bende yatağa oturup telefonumu açıp Mehmetin attığı mesajları okumaya başladım "Abi yenge iyi hastaneden çıktı" "Abi kötü bir şeymi oldu sana ulaşamıyorum" "yengeye bir şey olmadı seni merak ediyorum". Mehmetin arayıp olayları yüzeysel anlattım sonra Zeynep'i sordum evdeymiş uzaktan onu izliyormuş durumu şimdi daha iyiymiş.
Onu o halde görünce bende acı çekmeye başladım, onun bırakmak istemiyordum acılarını hafifletmek istiyordum, sonsuza kadar onun mutlu olması için her şeyi yapardım ama bir türlü buradan gidemiyordum, ölmek istedim özgür olmak istedim ama onu da yapmadım, hayat mücadele etmem için beni zorluyordu belkide sevdiğim kadının yanında olmam için bana şans vermişti, benimde o şansı iyi değerlendirmem lazımdı.
....
Hazırlanıp dışarı çıktım kapıda Soner bekliyordu arabayı o sürmeye başladı benimle birlikte konağa kadar geldi, sonra onu depoya gönderdim. Konağa girdiğim zaman bahçede kimse yoktu elif mutfaktan çıkıp beni gördü sonra babama haber vermek için yukarı çıktı, bende bahçedeki koltuğa geçip oturmaya başladım, babam merdivenlerden inmeye başladı, aşağı inince kollarını açıp bana sarıldı. Sarıldıktan sonra geri çekilip karşımda durup beni baştan aşağı süzmeye başladı.
Abdullah ağa: çok şükür iyisin oğlum.
Azem: buraya yarım kalan işimi bitirmeye geldim
Abdullah ağa: ne işi oğlum
Azem: ben artık senin oğlun değilim o kurşunu beni rahat bırakman için özgürlüğüm için yedim.
Abdullah ağa: şuan hastasın ondan böyle konuşuyorsun.
Azem: hasta falan değilim sen sırf dediğin olsun diye oğlunu öldürmeye karar verdin, sen sırf istediğin olsun diye beni her gün tehdit ettin kızını öldürmekle tehdit ettin, bu kısmı bastırarak söylemiştim sonra konuşmama devam ettim, bir kerede biz ne istiyoruz diye sordun mu biz senin sözde aileniz eğer senin ailen olsaydık ne dediğimizi umursardın bizi kendi dediğin olsun diye tehdit etmezdin. Ama bitti bu sefer kafama o kurşunuda sıksan bitti ben gidiyorum.
Abdullah ağa: Azem gitme, merdivenlerden çıkmaya başladım babamda peşimden geliyordu, oğlum konuşalım haklısın bundan sonra siz ne derseniz o olacak. Arkama bakmadan yürümeye devam ettim sonra merdivenlerden ses geldi arkama baktığım zaman babam merdivenlerden düşmüştü koşarak yanına gittim, "baba baba" cevap vermiyordun baygın halde yatıyordu, "Mustafa, Mustafa" diyerek bağırdım, Mustafa koşarak yanımıza geldi "Mustafa çabuk ambulansı ara, baba baba beni duyuyor musun" tepki vermiyordu.
Ambulans gelince babamı sedyeyle ambulansa yerleştirdiler bende arabama binip takip ettim, hasteneye gelince acil serviste kırmızı alanda doktor muayene edip kalp masajına başladı yanına hemşireler gelip ilaç vermeye başladılar, onu öyle görünce dayanamadım kapının önüne çıkıp hava almaya başladım babama söylediklerimden dolayı pişman oldum, benim yüzümden ona bir şey olursa kendimi affetmezdim. Kendimi toparlayıp içeri geri dönüp babamın yanına gittim doktorlar hayata döndürmek için uğraşıyorlardı, sonunda doktorun " nabzı geldi" demesiyle biraz rahatladım. Kapıdan içeri Azad ve Makbule girdi.
Makbule: Azem baban nasıl nerede, korkmuştu eli titriyordu ne diyeceğimi bilmiyordum doktor yanımıza gelip "Abdullah bey kalp krizi geçirdi durumu şuan kritik, bir kaç gün yoğun bakımda kalması gerekiyor, geçmiş olsun". Doktor gittikten sonra babamıda sedyeyle götürmeye başladılar peşlerinden gidip yoğun bakımın kapısına kadar takip ettik. Kapının önünde beklemeye başladık üvey annem yakama yapışıp hesap sormaya başladı
Makbule: ne istedin babandan
Azem: özgürlüğümü istedim tamam mı, bizim için istedim artık bizi tehdit ederek istediğini yaptırmamasını istedim. Elerini tutup yakamdan çekip bıraktım.
Makbule: senin yüzünden ölürse sana bu dünyayı dar ederim.
Azem: bende ölmesini mi istiyorum, bende yaşamasını istiyorum senin kocansa bizimde babamız.
Azad: tamam sakin olun babam içeride yatıyor siz kavga ediyorsunuz, çok kavga etmek istiyorsanız gidip evde edin burada değil.
Dışarı çıkıp hava almaya başladım, Soner gelmişti arabadan Rojdayı indirip yanıma geldiler.
Rojda: abi uyanmışsın çok şükür yarabbim. Babam nerede
Azem: yoğun bakıma aldılar, kalp krizi geçirdi.
Rojda: Soner beni içeri götür.
Sonerle içeri girdiler bende bahçede bir bankta oturmaya başladım, Azad yanıma gelip oturmaya başladı.
Azad: babam şimdi daha iyiymiş doktor dedi. Cevap vermedim, Azem ne oldu.
Azem: sonra konuşalım mı, şuan konuşacak gücüm yok.
Azad: peki tamam istersen eve git, daha yeni yeni iyileşmeye başladın, bir şey olursa haber veririm.
Azem: iyiyim ben merak etme.
Konuşmadan bankta oturmaya devam ettik.

5 gün geçmişti babam yavaş yavaş kendine geliyordu, benimle konuşmak istediğini söylemiş hazırlanıp hastaneye gittim, odasına girdiğim zaman Azad vardı ben gelince odadan çıktı, bende babamın yatağının yanındaki sandalyeye oturdum, babam yatıyordu uyanması bekledim, hemşire gelip ilacı yapıp gittikten sonra babam gözlerini açıp bana döndü.
Azem: nasılsın baba
Abdullah ağa: iyiyim oğlum, sana bir şey anlatmam lazım
Azem: kendini yorma iyileştikten sonra konuşuruz.
Abdullah ağa: yok oğlum şimdi konuşmamız lazım, Zeynep'in buradan göndermemin asıl sebebi ona olan sevgin değil, babası yüzünden
Azem: babası mı
Abdullah ağa: evet oğlum babası Hakan, bizim 15 yıl önce Ankaradaki kapanan şirketimizde çalışıyordu hatta sende gelmiştin o şirkete 13 yaşındaydın belki hatırlarsın.
Azem: evet hatırlıyorum.
Abdullah ağa: babası bizim şirkette muhasebe bölümünde çalışıyordu, bir gün muhasebe kayıtlarıyla yanıma geldi, şirketteki vergi kaçakçılığı fark etmişti, diğer ortağa da anlatacaktı ama buna müsaade edemezdim elime büyüttüğüm şirketin kapanmasına neden olacaktı. Hakan trafik kazasında öldü, benim planladığım bir kazaydı ıssız bir yolda giderken bir tırla arabasına çarpıtlar Hakan da orada vefat etti.
Azem: inanmıyorum sana, sen sırf para için adam mı öldürdün. Sinirden ayağa kalktım
Abdullah ağa: oğlum bak pişmanım.
Azem: pişman olman gerçeği değiştirmiyor sen iki çocuğun suçsuz yere babasız büyümesine neden oldun, onlar senin yüzünden baba sevgisi olmadan büyüdü, o kız senin yüzünden küçük yaşta çalışıp ailesine bakmak zorunda kaldı, büyüdü hayallerini gerçekleştirmek istedi yine senin yüzünden hayallerini bırakıp gitti.

Odadan çıkıp hızlıca merdivenlerden inip park yerine bıraktığım arabama bindim, elimle direksiyona vurmaya başldım, babam bana bunu şimdi niye anlatmıştı gitmemi istemdeği için belkide yalan söylüyordu beni burada tutmak için ya yalan söylüyorsa ona inanmak istemiyordum yalan değilse gerçekse ne yapacaktım o zaman nasıl gidecektim Zeynep'in yanına onun yüzüne nasıl bakacaktım, bunu öğrenmem lazımdı gerçekliğini öğrenmem lazımdı, babamın eski ortağını Mehmet amcayı aradım ondan başka kimse doğruyu söylemezdi.
Mehmet amca: Alo Azem oğlum hayırdır bir şey mi oldu
Azem: yok Mehmet amca sana bir şey soracaktım. Bizim ankaradaki eski şirkette Hakan erdem adında muhasebeci varmış tanıyormusun
Mehmet amca: evet biliyorum
Azem: Hakan erdem nasıl öldü
Mehmet amca: baban anlatsa daha iyi olur,
Azem: babam mı öldürttü yani
Mehmet: evet.
Azem: tamam Mehmet amca diyerek telefonu kapattım.

Gerçektende babam yapmıştı, sırf para için bir adamın canını almıştı.
İki çocuğun umutlarını çalmıştı babalarını elinde almıştı sırtlarını yaslayacakları kişiyi elinden almıştı.
Şimdi istediği oluyordu gitmemem için elinden geleni yapmıştı, gitsem Zeynep'in yüzüne bakamazdım o babasını sıradan bir trafik kazasında hayatını kaybettiğini biliyordu ama babası bizim yüzümüzden ölmüştü babamın para sevgisi yüzünden ölmüştü, biz küçükken istediğimiz her şeyi rahatlıkla alabilirken o bizim yüzümden okumak ve ailesine destek olmak için çalışmak zorunda kalmıştı.
....

"şirketin bahçesine çıktım etrafıma baktım kimse yoktu, uzakta 7 8 yaşlarında bir kız çocuğu vardı yanına gittim, yere bakıyordu
-küçük kız neye bakıyorsun
+ben küçük değilim, kollarını birleştirip bana baktı sonra tekrar yere baktı, bende yere baktım sıra halinde ilerleyen karıncalar vardı eğilip bir tanesi elime alıp ona uzattım.
- al senin olsun
+ onun ailesi var alamam, babası var annesi var kardeşi var
-karıncaların ailesi olmaz
+olur
-olmaz
+olur, sinirle ayağını yere vurdu, gülmeye başladım
+gülmesene daha çok sinirlenmişti.
Yanımıza bir adam geldi küçük kızı kucağına alıp "kızım Zeynom ne yapıyorsun" parmağıyla beni gösterip
+bu çocuk karıncayı ailesinden ayırdı. Adam bana bakıp gülümsedi "O abinin adı Azem merak etme karıncayı evsiz bırakmaz, bana dönüp , babanız sizi bekliyor" bu adam beni tanıyordu, şirketin kapısının önünde babamı gördüm koşarak yanına gittim, tekrar küçük kıza baktım babasının kucağındaydı hala sonra birlikte gittiler
Abdullah ağa: Mehmet, şu giden Hakan değilmi peşinden gitte dosyaları ver. Hadi oğlum gidelim, diyerek elimi tuttu"

Rüya görmüştüm, geçmişte yaşadığım bir olayı rüya olarak görmüştüm, yataktan kalkıp saatte baktım gece 3 olmuştu masanın üstündeki sigaramı ve çakmağı alıp yatağıma oturup yaktım, o küçük kız Zeynepti kollarını birleştirip sinirli sinirli bakan ama bir o kadarda tatlı olan küçük kız, beni hatırlamazdı büyük ihtimalle yaşı küçüktü hatırlamasınıda istemiyorum, babası aklına gelecekti o zaman daha çok üzülecekti.
O küçük kız ailesine bakmak için çok uğraşmıştı, onlara destek olmak için çocukluğundan feda etmişti ona çocukluk borçluyum asıl şimdi onu bırakmam lazımdı.

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin