Bölüm.24.Sonun Başlangıcı(+18)

1.5K 39 199
                                    

Selâm, can içlerim.

Yeni bölümle geldim.

Bakalım bu bölümde neler olmuş?

Bana göre Teslime'nin kaderi yeniden yazılacak gibi duruyor .

Oy verip yorum bırakmayı unutmayın lütfen...
Sevgiler ♥️

Medyada-ki şarkıyı ben beğendim bölüme de uygun buldum.

Oflayarak belini doğrultan adamın yılgınlığı yüzüne sinmişti. Sabahtan beri çalışıyordu biraz mola verse iyi olacaktı.

Hem bir süredir içini kemiren saklıları vardı da artık gizlemekten yorulmuştu. Hazır bu yabanıl arazide eşiyle baş başa kalmışken içindeki birikintiyi onunla paylaşsa onun da fikrini alsa hiç de fena olmazdı.

Hem sırtlandığı yükünden kurtulur hem de daha sağlıklı kararlar alabilirdi. Hoş zaten kendi içinde kendi kararını vermişti ama yine de eşine danışmak istiyordu zira kızının üzerinde süt hakkı vardı.

Kendisi ilk duyduğunda yüreği lime lime doğranmış ve geçmişin böğründe soluklanıp yağlı urganın ucunda sallanmıştı da elinden bir şey gelmemişti.

Bazen birçok şey birçok zaman geçmişin gözler önüne serilmesine vesile oluyordu ama bir yerden sonra geçmişin geçmişte kalması ve hayatın kaldığı yerden devam etmesi gerekiyordu.

Geçip giden günleri ne geri getirebiliyordun ne de olmuşa bir çare bulabiliyordun. Hâl böyleyken geçmişi eşelemenin kimseye bir yararı yoktu.

Tamam, geçmişi kurcalamanın kimseye bir yararı yoktu lakin geçmişte insanın bir parçasıydı. Ne yaparsan yap kambur gibi sırtında taşımaya mecburdun. Atsan atamazdın satsan satamazdın. İşin içinden çıkamadıkça da sarp kayalara çarpar dururdun...

Çok olmamıştı ilk göz ağrısı biricik kızı elim bir kazaya kurban edileli. Sadece aylar geçmişti üstünden de zaman zaman mazi gözlerinde canlanır yüreğinin acısı kendini yenilerdi. Her defasında da kardeşinin doğduğu güne lanet okurdu...

Kim ne derse desin adamın gözünde kızının yaşadığı bir kazadan ibaretti başka bir şey değil. Hani derlerdi ya kazayla insan ölür; işte tam da öyle bir şeydi.

Evet, kızı ciddi bir kaza geçirmiş bir süre bitkisel hayatı yaşamıştı lakin yaşadığı kazanın izleri zaman içinde eriyip yok olmaya bıraktığı izler silinmeye başlamıştı. Aynı kızı gibi kendileri de yaşananların izini hafızalarından silmeye başlamışlardı ama birkaç gün öncesine kadar...

Biri çıkmış gerçeği yeniden hatırlatarak unutulanları bütün çıplaklığıyla yüzüne vurmuştu da dili boğazına akmış sesi soluğu kesilmiş adamın karşısında konuşamamıştı.

İşte tam da bu yüzden tarih tekerrür etmiş yüreğindeki sızı kendini yenilemiş sol tarafı adeta felç geçirmişti.

Senin kızını bundan sonra bekâr biri istemez Mehmet, bunu kabul etmelisin. Ya ömür boyu evinde kalıp yediğin ekmeği paylaşacak ya da ona biçilen rolü oynamasına izin vereceksin. Yani başına gelene boyun eğip kaderine rıza göstereceksin; bu işin başka çıkar yolu yok...

Ailecek yaşadıkları dramın özeti bu kadardı işte...

Kızına biçilen kefenin rengi yoktu...

İnsan gibi yaşama şansı hiç yoktu...

Birileri kendi özünde yargılayıp hükmünü giydirmişti kızına da üçayaklı darağacını kurup yağlı urganı boynuna geçirmişti. Ayakları altındaki tabureyi tekmeleme görevini de ebeveynlerine bırakmıştı; ne büyük görevdi ama... Kızının ipini kendi ellerinle çekmek ve ayakları altındaki tabureye tekme atmak...

Hudutsuz ArzularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin