Luhan bacağı Sehun'un üzerine atacaktı ki bacağı tekrardan yatakla buluştu. Gözlerini hafif kısarak açtığında yatakta tek olduğunu fark etti. Banyonun kapısı açıldığında Luhan hızla gözlerini yumdu. Sehun odaya suları sıçratarak ilerledi. Sehun, uyuyan Luhan'ın (!) yanına yaklaştığında Luhan nedenini bilmediği halde kalp atışları hızlandı. Sehun Luhan'ın saçlarını okşayıp örtüyü Luhan'ın omuzlarına kadar çekti. Luhan çaktırmamaya çalışarak seslice yutkundu. Sehun'un yüzüne yaklaştığını hissettiğinde bir süre nefes almadı. Sehun'un telefonu çalınca Sehun uzaklaştı. Luhan arayan kişinin çocuklarının çocuklarını lanetlerken, arayanın Sehun'un sevgilisi olduğunu fark edince yumruğunu sıktı. Onun kıskanmaya hakkı yoktu. Sonuçta bu sadece bir oyundu.
Sehun kahkaha atınca Luhan hafifçe doğruldu. Sehun Luhan'ın kalktığını görünce elini hoparlöre koyup sessizce fısıldadı.
"Uyandın mı?" Luhan başını olumsuz anlamda sallayınca Sehun gözlerini devirdi.
"Kim o yoksa beni aldatıyor musun?!" Eunhye bağırınca Luhan Sehun'a baktı.
"Hayır bebeğim, Kai ile konuşuyorum." Luhan hızla odadan çıkınca Sehun bir şey anlamamıştı. Luhan atar yaptığı gibi geri dönüp yerdeki kıyafetlerini aldı ve sertçe kapıyı kapatıp kendi odasına koştu.
Luhan yeni kıyafetler giyerken Sehun kapıyı açtı.
"Girebilirsin." Sehun Luhan söylemeden zaten içeri girmişti.
"Kahvaltıdan sonra sevgilimle tanışman gerek."
"Asla!" Sehun Luhan'ın davranışlarına bir anlam veremiyordu.
"Luhan, ona yalan söylemek istemiyorum." Luhan bıkkınlıkla nefesini verdi.
"Tamam." Luhan arkasını dönüp saçlarını düzeltirken Sehun tek kaşını kaldırdı.
"Senin neyin var?"
"Hiçbir şeyim yok." Luhan Sehun'a bakmadan konuştu. Neden ona kızıyordu ki buna hakkı yoktu. Sehun, Luhan'ın kolunu tuttu.
"Neyin var dedim." Luhan Sehun'a baktı ve yapmacık bir son şekilde gülümsedi.
"İyiyim Sehun." Sehun Luhan'a bir süre daha bakıp kolunu bıraktı. Luhan aşağı inip kahvaltı masasına oturdu. Bayan Oh'a gülümsedi ve etrafa bakındı.
"Bay Oh neden yok?"
"Yatağına götürüyoruz." Luhan'ın kaşları çatıldı. Ayağa kalktı.
"Böyle olmaması gerek. Kendini o yatağa bağlamamalı bu hastalığını kabullenmesi anlamına gelir." Sehun Luhan'a bakmadan sandalyesini çekti.
"Otur."
"Sehun, baban ya-"
"Otur." Luhan derin bir nefes aldı. Kesinlikle yanlış bir yol izliyorlardı.
"Babanı o yatağa bağlamamalıs-"
"SANA OTUR DİYORUM!" Sehun sandalyeyi sertçe yere itip bağırdığında Luhan, Sehun'un ses tonu yüzünden yerinden sıçramıştı. Luhan'ın omuzlarına sertçe baskı uygulayıp yerine oturttu. Kendi sandalyesini kaldırıp geri oturdu. Luhan sadece masayı izlerken kendi ağzındaki lokmayı çiğniyordu.
"Ye şu yemeği." Luhan küçük küçük parçalar alırken Bayan Oh tek kaşını kaldırdı.
"Sehun eşinle nasıl bir ses tonunda konuştuğunun farkında mısın?" Sehun yemek yerken annesine baktı ve geri yemeklere odaklanınca annesi, başı eğik yemek yiyen Luhan'a baktı. Sonra ortamı değiştirmek için gülümsedi.