28.Bölüm |M|

5.9K 272 126
                                    

Luhan'ı kucağından kaldıracağı sıra Luhan daha çok yayıldı. Sehun bıkkınca nefesini verip, ileriki aylarda anlaşma yapacakları şirketleri araştırıyordu. Kapı daha fazla çalınıp Luhan uyanmasın diye hızlıca kapıdakine girmesi için emir verdi. Sekreter içeri girdiğinde hafifçe eğildi.

"Bay Oh, Jung holdingi iki hafta sonra yapılacak toplantıyı bugüne çekip çekemeyeceğinizi soruyor."

"Bugüne mi?!"

"Evet, ani çıkan işleri yüzünden bir süreliğine Kore'den ayrılmak zorundalar."

"İyi, o zaman bir ay sonraya ertele."

"Maalesef."

"O zaman onlara bu toplantıyı tamamen ertelediğimi söyle."

"Babanız bu toplantının başarılı bir sonuç getirmesini tembih etti."

"Ah cidden! Onları ofisime alabilirsin."

"Peki, Bay Oh." Sekreter kadın tekrar eğilip odadan çıktıktan sonra yaklaşık on dakika sonra odaya Jung Hoseok girdi. Hoseok şaşkınlıkla Sehun'a bakarken Sehun onu karşılamak için ayağa kalkacağı sıra duraksadı. Duraksamasıyla birlikte Hoseok'un ona olan bakışlarının sebebini anladı.

"Hoşgeldin, Jung Hoseok." Hoseok, yüzündeki ifadeyi silip gülümsedi. Yerine otururken gözleri tekrardan Sehun'un kucağındaki miniğe kaydı.

"Bu ne tür bir toplantı?" Hoseok Luhan'a bakarak mırıldandı.

"Oh! Sorun yok. O uyanık olsa da konuştuklarımızı anlamaz." Sehun sırıtarak konuştuğunda Hoseok başıyla onaylayıp hazırladığı belgeleri çıkarttı.

"Ah!" Sehun dudaklarının arasından kaçan iniltiye engel olamadı.

"Efendim?"

"D-Devam et."

"Neye? Her neyse..." Hoseok çantasının fermuarını açarken Sehun Luhan'ın kulağına eğilip fısıldadı.

"Vazgeçtim devam etmemelisin bebeğim." Luhan kulağındaki nefesten rahatsız olup yine kıpırdandığında Sehun Luhan'ın kalçalarını avuçladı.

"Imm...Hunnie." Luhan uykusunda inledi. Hoseok irileştirdiği gözlerini ona çevirdi.

"Uykusunda bazen mırıldanır." Sehun durumu kurtarmak için gülümsediğinde Luhan daha sesli inledi.

"Ahh! H-Hun..." Luhan Sehun'a yaklaştığında Sehun Hoseok ile işleri konuşmaya çalışıyordu.

Hoseok'un ona attığı bakışlarımı sorun etmeliydi yoksa altındaki git gide büyüyen acıyı mı?

Parmaklarıyla kravatını gevşetti. Alnındaki soğuk terleri fark edince masasındaki peçetelere uzanıp, ağzından seslice solumaya başladı.

Kucağında kıpırdanıp sessizce inleyen Luhan, Hoseok'a odaklanmasına engel oluyordu. Sehun dişlerini sıkarak keskin çenesinin daha fazla öne çıkmasına sebep olarak karşısında onu dinlediğini sanan adama odakladı.

"Oh Sehun iyi gözükmüyorsun."

"Çok iyiyim." Dişlerini sıkarak konuştu ve kalemi alıp elini uzattı.

"İmzalayalım ve bitsin."

"Daha konuşmamız gereken konula-"

"Güzel o zaman yollayacağım kişiyle konuşun." Sehun telefondan Jongin'e mesaj attı. Çoğu zaman iş yerinde yanında olduğu için bu işlerden anlıyordu. Luhan'ı kucağına alıp çıktığında Hoseok arkalarından tuhafça baktı.

Not Game.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin