Luhan gözlerini açtığında beyaz duvar gibi bir şeyle karşılaştı. Gözlerini hafifçe ovuşturduğunda duvar Sehun'un sırtına dönüşmüştü. Sesli gerneşip esnedi. Sehun'un omuzu üzerinden kafasını uzatıp uyuyan Sehun'a bakacaktı ki zaten uyanık olduğunu ve Wufan'la birlikte olan resimlerine baktığını gördü. Luhan hızla telefonu çekip telefondaki resime bakıp kaşlarını çattı.
"Sana kaç kere karışma diyeceğim!" Luhan aniden hırçınlaşıp bağırdığında Sehun umursamazca omuz silkip arkasına yaslandı.
"Neyin oluyor?" Sehun Luhan'a bakarak sorduğunda Luhan bakışlarını kaçırıp etrafa baktı. Sonra üstündeki kısa şorta baktı.
"N-Neden bunu giyiyorum ayrıca ben buraya nasıl geldim."
"Bir baş belası olduğun için ben getirdim. Odana bıraktım seni ama sanırım uyurgezersin gece kendin gelmiş olmalısın."
"Oh! Öyle mi? Özür dilerim." Sehun gülmemek için yanağının içini dişledi.
"Dün gece çok zorluk çıkardın." Luhan duyduğu şeyle aklına yanlış düşünceler geldi.
"K-Kötü bir şey yapmadım değil mi?"
"Tam bir felakettin tuvalete seni götürdüğüm yetmezmiş gibi bir de altını yıkattın. Bana birlikte banyo yapıp yatma teklifi ettin." Sehun çarpık bir gülüş sundu."B-Ben b-bunu gerçekten yaptım mı?" Gözlerini irileştirdi.
"Hmm...hatta sana dokunma mı istedin ama yapmadım." Luhan başını eğip yanaklarını tuttu.
"Teşekkürler Sehun." Sehun'un gülüşü daha da büyüdü.
"Ne demek lafı bile olmaz." Luhan ayağa kalkıp hızla odadan çıkarken Sehun Luhan'ın arkasından kahkaha attı.
*
Luhan Sehun ile göz teması kurmamak için Bay Oh'un odasına kaçtı.
"Oh! Merhaba Bay Joon." Gülümseyip koltuğa oturdu.
"Artık baba demelisin Luhan." Luhan çekingence gülümsedi.
"Satranç oynayalım mı?" Heyecanla ellerini çırpıp konuştuğunda Bay Oh, Luhan'ın saçlarını karıştırdı.
"Sırf beni eğlendirmek için sıkıcı oyunlar oynamana gerek yok. Ben o tür oyunlar sevmem."
"A-Ah aslında ben severim." Kısık seste mırıldanınca Bay Oh kahkaha attı.
"Peki oynayalım ufaklık." Luhan hızla satranç takımını getirip zıplayarak odaya girdi.
Bay Oh ile eğlenceli bir şekilde oynadıklarında Luhan yavaş yavaş taşlarının eksildiğini fark etti. Bay Oh kazandığında şaşkınlıkla baktı.
"Sevmediğinizi söylemiştiniz." Luhan gözlerini büyüterek konuştuğunda Bay Oh sesli bir kahkaha attı.
"Sevmemem iyi oynamadığım anlamına gelmiyor." Kapıyı tıklatıp içeri bir hizmetli girdi.
"Luhan bey sizi tanıyan biri sizinle görüşmek istediğini söyledi." Luhan ayağa kalktı.
"Bahçede." Luhan başını sallayıp hızla ilerledi. Luhan bahçenin kapısını açıp arkası dönük kişiye baktı.
"Wufan!" Hızla geri adım atacaktı ki Wufan gülümsedi. Luhan bu gülüşü biliyordu. Tehlikeli değildi. Onun eski Wufan'ı gibi gülmüştü. Luhan gülümseyip yaklaştı.
"Özlemedin mi beni?" Luhan başını eğince Wufan elini bele sarıp dudaklarını sürttü.
"Ama Wufan bebeğini çok özledi." Wufan öpücük kondururken arkadan Sehun girdi.
"Xiao Luhan buraya gel." Luhan kollardan kurtulacağı sıra Wufan tuttu.
"Ne diyor o piç?" Çenesiyle Sehun'u işaret etti.
"Wufan kolum." Luhan kolunu sıkan el yüzünden, yüzünü buruşturdu. Yine aynı şey oluyordu. Başka birisi bambisine yaklaştığında olan şeyler. Luhan kolunu çekip Sehun'un arkasına saklandı. Sehun arkasındaki Luhan'a sert bir bakış atıp Wufan'a döndü.
"Karımı ne zaman rahat bırakacaksın?"
"Hani sevgilindi?" Wufan, Sehun'un hatasını yakalayınca alayla sırıttı. Sehun tişörtünde Luhan'ın elini hissedince Luhan'a baktı. Wufan Luhan'a bakıp kollarını açtı.
"Hadi bebeğim neden böyle yapıyorsun?" Luhan tişörtü tutarken hafiften başını uzatıp Wufan'a baktı. Wufan eliyle gel işareti yapınca Luhan tişörtü bıraktı. Gitmeli miydi? Belki de düzelmiştir ve gerçekten pişmandır. Gitmesine Sehun'un onu sertçe tuttuğu el ona engel olurken Wufan bilekteki ele bakıp kaşlarını çattı.
"Şu göt deliğine sana dokunmamasını söyle" Hırlar gibi konuştuğunda Luhan bundan sonra ne geleceğini biliyordu. Hızla elini çekince Sehun gözlerini devirdi.
"Ne yaparsan yap." Arkasını dönüp çıktığında, Luhan Wufan'a döndü.
"Sana.kaç.kere.dokunmamalarını.söyledim." Luhan'ın kollarını kızartacak kadar sıktı.
"Ha?! Seni kaç kere uyarmalıyım?!" Luhan'ı silkelediğinde Luhan sıkıca gözlerini kapattı.
"Lütfen..."
"Gidiyoruz Luhan lütfen felan yok. Sevgilinim ve buna karar verme hakkım var."
"Wufan..."
"Gidiyoruz dedim."
"Sevgilim-din, bunu neden anlamıyorsun o olanlardan sonra seni affetmek istemiyorum." Wufan Luhan'a sertçe vurunca Luhan bunlara alıştığı için tepki vermedi. Sadece yutkundu ve diğer darbe için gözlerini yumdu. Wufan yumruğunu kaldırdığında Luhan gözlerini daha çok sıktı. Yüzüne inmesini beklediği darbe, gelmeyince gözlerini açtı. Sehun Wufan'ın yakalarına yapıştı.
"Sana istemediğini söyledi!" Wufan Koreceyi anlamayınca Sehun'un ona küfür ettiğini düşününüp Sehun'a yumruk attı. Sehun sinirle dişlerini sıktı.
"Sana bana küfür etme dedim! Pezevenk!" Wufan Sehun'a küfür edince Wufan'a sertçe vurdu. Wufan sinirle nefes aldı. Luhan'a baktı.
"Sana zaman tanıyorum. Sonra istesende istemesende gidiyoruz."