Sehun belindeki bacakları gittiğinde suratına sertçe çarpan kolu da itekledi. Luhan elini tekrar atacağı sıra Sehun Luhan'ın iki elinde tutup sertçe yatağa bastırdı.
"Yeter rahat dur!" Sehun sesini yükseltince Luhan hafifçe gözlerini araladı.
"Ne oluyor Sehun-ah?" Luhan gözünü ovuşturacağı sıra elini çekemedi. Sehun'un ellerine baktı.
"Neden beni öyle tutuyorsun?"
"Rahat durmuyorsun!" Luhan ellerini çekip sırtını Sehun'un göğsüne yaslayıp büzüldü. Sehun'un ellerini tutup kendi bileklerinin üstüne koydurdu.
"Sıkıca tut." Sehun sertçe sıkınca Luhan yüzünü buruşturdu.
"O-o kadar değil." Sehun tutuşunu hafifçe bollaştırdı. Luhan bacaklarını Sehun'un bacaklarının arasına koyup sıkıştırdı.
"Şimdi rahatsız etmem." Kıkırdayarak konuştu Luhan.
"O da hep böyle yapıyordu." Kendi kendine kısık seste mırıldanırken burukça gülümsedi. Sehun yüzünü Luhan'ın boynuna gömdü.
"Kim?" Luhan duyduğu soruyla gözlerini yumdu. Sehun gözlerini yumdu ve artık üstünde bir kol ve bacak olmadan rahatlıkla uyudu.
*
Sabaha doğru hoşuna giden kokuyu solumak için elini ileri atıp kendine çekecekti ki eli yatağa düştü. Gerinerek üstündeki yorganı attı. Banyoya doğru ilerleyip kapıyı açtığında yüzüne vuran buharla gözlerini kapattı. Gözlerini çığlık eşliğinde açarken karşısında havlusunu örtmeye çalışan Luhan'a baktı. Önünü gizlemek için arkasını döndüğünde sevimli kalçası Sehun'a dönüktü. Luhan bir önünü bir arkasını dönüp gizlenmeye çalışırken farkında olmadan tamamen kendini Sehun'a sunuyordu. Sehun kapıya yaslanıp, kollarını göğsünün altında birleştirdi. Dudaklarını yalayıp, Luhan'a bakarken Luhan havluyu önüne sarıp arkası açık kaldığı için Sehun'a arkasını dönmeden çıkacakken Sehun Luhan'ın kolunu tutup arkasını döndürdü ve bakmadan dolaptan aldığı havluyu arkaya sardı. Luhan'ın ıslak saçlarını karıştırdı.
"Bir dahakine uygun bir havlu seç ufaklık." Luhan havlusunu çekiştirerek başını salladı ve hızla banyodan çıkarken Sehun sırıttı.
*
Luhan kahvaltıda Sehun'a bakmamak için özel bir çaba gösterirken Bayan Oh elini Luhan'ın yanağına koydu.
"Bir şeye alerjin mi var Lu? Yanakların kıpkırmızı." Luhan çekingen bir şekilde gülümsedi.
"Hava sıcak her halde ondandır." Bayan Oh yemeğine geri dönünce hizmetçi önlerinde eğildi.
"Luhan bey odada telefonunuz çalıyor." Haber verip gittiğinde Luhan ayağa kalktı ve odaya doğru ilerledi.
*
Sehun omuzunundaki havluyu alıp ensesindeki suları kurullarken yan odada telefonun çaldığını duydu. Aralıklı kapıya baktığında arama kesilmiş ve yeniden başlamıştı.
"Luhan?" Sehun içeri girip telefona baktı. Yine aynı numaraydı. Telefonu açıp, hiçbir şey söylemeden kulağına götürdü.
"Luhan beni kızdırmak istemezsin. O gecenin tekrarlanmasını istemiyorsan. Bana itaat etmelisin. Çabuk hazırlan seni alacağım." Sehun'un kaşları çatıldı. Ne gecesinden bahsediyordu?
"Ne sikim saçmalıyorsun?!" Belki o da Korece biliyor diye kendi dili ile konuştu.
"Sen kimsin?! Küfür mü ettin bana?!"