Yol boyunca Luhan'a nasıl anlatacağını düşündü. Onunla gerçekten evlenebilirdi...Bu ihtimali hemen geçti ve normal bir şekilde anlatmayı düşündü. Bunu da geçip para teklifini düşündü. En son verdiği karar oraya gittiklerinde babası zaten onu gelini sanacaktı ve Luhan doktor olduğu için babasının hastalığında moralin önemli olduğunu bildiği için reddedemeyecekti.
*
Kapının zilini çaldığında hizmetçi yerine annesi açmıştı. Gülümseyip eğildi ve babasının daha çok şüphelenmesi için eli tuttu. Luhan ellerine baktı.
"Ah! Sana yolunu göstereceğim." Luhan başıyla onaylayınca Sehun yalanına inanmasının verdiği mutlulukla gülümsedi. Sehun kapıyı çalıp büyük bir odaya girince Luhan büyülenmişçesine gözlerini odadın her bir yanında gezdirdi. Sehun'un babası ikiliyi görünce doğrulmaya çalıştı. Sehun parmaklarını Luhan'ınkilerle kenetleyip gülümseyince Bay Oh'un gözleri birbirine kenetlenmiş ellere kaydı. Ağzındaki hava maskesini aşağı indirdi.
"Baba bu..." Sehun bilerek lafını yarım bırakmıştı ve babasının tamamlamasını beklemişti.
"Biliyorum eşin." Fısıltı gibi çıkan sesi ile konuştu.
"A-Ah! Efendim ö-öyle de-"
"Bugünü görmek en büyük hayalimdi. Oğlumun mutluluğunu görmeden öleceğim diye korkuyordum. Kısıtlı bir zamanım kaldı biliyorum ama şu son günlerimi sizin mutluluğunuzu izleyerek geçireceğim." Luhan Sehun'a bakıp yutkundu. Yolda Sehun ile sohbet etmişti. Babasının hastalığını öğrenmişti. Küçük bir şey olsa bile kriz geçirme oranı yüksekti.
"Böyle konuşmamalısınız efendim. Oğlunuz sizi seviyor."
"Seni de seviyor olmalı ki benimle tanıştırıyor. Şuana kadar hiç bir sevgilisi ile bizi tanıştırmamıştı.
"Tabiki de seviyor." Luhan gülümseyip hafifçe Sehun'a yaklaştı.
"Bize biraz zaman verir misiniz?" Luhan kibarca sordu. Adam gülümseyip gözlerini yumarak onayladı.
Luhan evi bilmediği için rastgele bir kapıyı açıp içeri girdiklerinde Sehun çarpık bir gülüş sundu.
"Sadece çift numarası yapacaktık ama sen daha fazlasını istiyorsun sanırım."
"Ne saçmalıyors-" Luhan yatak odasında olduklarını fark edince gözlerini irileştirdi ve ellerini sevimlice havada salladı.
"Ö-Öyle değil." Sehun sıkıntıyla nefes aldı.
"Ne söyleyeceksen söyle." Luhan, Sehun ciddi mi diye bir süre yüzune bakıp kahkaha attı.
"Sen ciddi misin?!" Sehun düz bir suratla bakmayı sürdürdü.
"Sana şuan şakacı biri olduğumu düşündüren nedir?" Luhan soğuk bir şekilde bakan gözlere bakınca ciddiliğini fark edip daha fazla kızıyordu.
"Bana oyun oynadığını anlayamayacak kadar aptal değilim!"
"Sesinin ayarına dikkat et." Sehun uyarıcı ses tonuyla konuştu.
"BANA OYUN OYNADIN!" Sehun sertçe Luhan'ın omuzlarını tutup silkeledi.
"SANA SESİNİN AYARINA DİKKAT ET DEDİM!" Dedi kendi ses ayarına dikkat etmeden.
Luhan korktuğunu belli etmemek için omuzlarındaki elleri itmeye çalıştı.
"Şimdi iyi bir doktor ol ve babamın hayatı için bana yardımcı ol. İyileşince ona açıklarım."
"Hayır." Sehun sinirle yumruğunu sıktı.
"Rica ediyorum." Sinirle tısladı. Luhan tek kaşını kaldırınca Sehun mesajı almıştı.
"Lütfen bana yardımcı olur musun?" Sesini yumuşak bir tonda tutmaya özen göstererek konuşunca Luhan gülümsedi.
"Teşekkür ederim ama bir yandan pozitif düşün benim gibi biri ile oynuyorsun." Sehun tek gözünü kırpınca Luhan alayla güldü.
"Senin gibi biriymiş."
"Yakışıklıyım."
"Kıçımın yakışıklısı."
"Çince anladığımı biliyorsun değil mi?" Luhan kıkırdadı.
"Ben nerede kalacağım?" Sehun'un dudak kenarları yukarı kıvrılınca Luhan geri adım attı.
"Şöyle gülme korkutuyorsun beni."
"Doğruyu söyle benimle yatmak mı istiyorsun?" Luhan ellerini çaprazlama vücudunda birleştirip kendini koruyormuş gibi yaptı.
"Sadece nerede kalacağımı merak ettim."
"Yani benimle kalıp kalmayacağını mı merak ediyorsun?" Sehun Luhan'ın üstüne yürüyünce Luhan yutkundu. Sehun ellerini bele koyunca Luhan kurtulmak için can yakıcı sandığı yumruğunu Sehun'un göğsüne geçirdi. Sehun oyunculuğunu sergileyip yüzünü buruşturdu ve sanki canı yanmış gibi bir ses çıkardı.
"Ouch!" Luhan endişeyle gözlerini irileştirdi ve elini bu sefer diğerkine göre daha narince göğüse koyup hafifçe okşadı.
"C-Canın yandı mı?" Sehun bir süre sonra dayanamayıp güldü.
"Cidden safsın. Vurup sonra acıyorsun. Tanımadığın biriyle Kore'ye geliyorsun ve onunla bir oyun oynuyorsun." Sehun Luhan'ın bileğini tutup eli göğsünden uzaklaştırdı.
"Yani sapık değilsin numara yaptın?" Luhan sevimlice başını yana eğerek Sehun'a bakınca Sehun alayla güldü.
"Olabilirim de bunu kimse bilemez." Kapıyı açıp odadan çıkınca Luhan hemen arkasından koşturdu.
Tekrar Babasının bulunduğu odaya girdiklerinde koltuğa oturdular. Bayan Oh, Luhan'ı süzdü.
"Kendini tanıt onlara Luhan." Dedi Luhan'ın sadece adını, yaşını ve nereli olduğunu bilen Sehun.
"Merhaba...Adım Luhan her ne kadar kimse inanmasa da on dokuz yaşındayım ve mesleğim doktorluk."
"Ailen?" Bayan Oh tek kaşını kaldırdı."Onlar çok gençmiş ve henüz böyle bir şeyi üstlenemeyeceklerini söyleyip beni başka bir aileye vermişlerdi." Burukça gülümseyince Bayan O, Luhan'ın saçlarını karıştırdı.
"Öyleyse yeni ailen biz oluruz." Luhan gülümsedi. O sıra Sehun Luhan'ı izlerken aniden telefonu titredi. Eunhye bir mesaj yollamıştı.
"Ne istiyorsun şimdi söyle?" Sehun sinirlerini tuşlardan çıkarırcasına basarak mesaj yazıyordu.
"İhtiyacım olduğu zamanda sormalıydın bu soruyu." Yollayıp telefonu kapattı.
"Oğlum Jongin seni sordu. Harbi nerelerdeydin?"
"Uh? B-Ben gezmek istemiştim biraz."
"Bir de yarın buraya uğrayacağını söyledi." Sehun duyduğu şeyle aniden Luhan'a baktı. Jongin onlara gelecekti. Hem de Luhan varken!
Kendini kurtar Bambi.