"Hangi arkadaşımmış o?!" Duvara sertçe çarpan kapıdan sonra uyuyan Luhan'ın odasında Sehun'un gür sesi duyuldu.
"Xiao Lu! Hemen uyan!" Sehun yatağa oturup, Luhan'ın omzununu tuttup sarstı.
"Kim o?!" Sehun yavaşça gözlerini açan miniğin daha ne olduğunu anlamasına izin vermeden bağırdı.
"Hm?" Luhan sersemlikle gözlerimi kırpıştırıp, mırıldandı.
"Mesaj attığın kişi." Sehun ellerini Luhan'ın başının yanına yerleştirip, cevapladığında Luhan kıkırdadı. Sehun'un ciddi yüz ifadesine bakınca susup gülümsedi. Ellerini enseye yerleştirip aralarındaki mesafeyi kapattı. İnce dudaklarını Sehun'unkiyle buluşturup geri çekileceği sıra dilini hafifçe Sehun'un alt dudağına değdirdi ve arkasında bir adet affallamış Oh Sehun bırakarak dolabına yöneldi.
Üstündeki pijamaları tamamen çıkardığında arkadan gelen kükremeyle yerinden sıçrayıp gözlerini büyüttü. Elindeki tişörtü göğsüne tutarak önünü döndü.
"Seni deşeceğim!" Sehun ayağa kalktığında Luhan dudaklarını büzdü.
"Şifre koymuştum. Nasıl buldun."
"Emin ol adının Luhan olduğunu bilen herkes bunu bulabilir. Şifrenin adın olması fazla kolay." Sehun Luhan'a doğru yürürken Luhan hafifçe geri adım attı.
"Niye öyle korkunç bakıyorsun?" Luhan sesinin titremeden çıkmasını çabalarken yutkundu.
"Bilmem mesajlarında gördüğüm o psikopat yüzünden olabilir mi?" Sehun tek kaşını kaldırdığında Luhan başını eğdi.
"Cevap vermiyordum."
"Luhan, adam seni tehdit ediyor ve resmen sözlü tacizde bulunmuş! Sen bana cevap vermemekten bahsediyorsun!" Sehun burun kemerini sıkıp gözlerini kapattı. Sakinleşmeye çalışırken yatağa oturdu.
"Bir daha Wufan sana mesaj atacak olursa telefonunu elinden alacağım."
"Böyle bir şeye hakkın yok!"
"Çok emin konuşuyorsun ufaklık." Sehun kaşları çatık bir şekilde konuştuğunda Luhan sinirle homurdandı.
Geri dolaba dönüp kıyafet seçerken duyduğu sesle yine arkasını döndüğü. Anlaşılan bir türlü giyinemeyecekti.
"Bu ne sikimsonik bir konuşma!" Sehun telefonu elinde sıkarken Luhan gözlerini irileştirip, yaklaştı ve aniden telefonunu çekti. Telefonu kurtarmasa şuan parçacıkları Sehun'un elinde olabilirdi.
"Sevgilim ha?" Sehun tek kaşını kaldırdı ve ayağa kalktı. Büyük ve kemikli ellerini Luhan'ın bel ince kıvrımlarına yerleştirdi.
"S-Sehun sadece şakalaşıyorduk."
"Sevgilim ha?" Sehun yine aynı şeyi mırıldandığında Luhan yutkundu. Sehun bel kıvrımlarını daha sıkı tutarken Luhan belindeki elleri ittirmeye çalıştı ama sadece çalıştı.
"Ne sevgilim değil mi? Bunu dün sen söylemiştin?" Luhan başını kaldırıp, Sehun'un gözlerine bakarak konuştu.
"Bana bak sen!"
"Bakıyorum zaten." Luhan mırıldandığında Sehun kalçaya sert bir tokat attı.
"O piçle bir daha konuşmayacaksın."
"Seni Jongin'e söyleyeceğim." Luhan munzurca sırıttığında Sehun kaşlarını çattı.
"Söylemen için görüşmen gerekiyor ve ben az önce onunla görüşmeni yasakladım."