Luhan uykusunu alınca gözlerini açtı ovuşturarak açtı. Odanın karartısına bakınca saatin çok çabuk geçtiğini fark etti. Saate baktı. Dokuz olmasına rağmen fazla enerjik hissediyordu. Bütün gün uyumasından kaynaklanabilirdi. Bu saatten sonra nasıl uyuyacaktı?
Gerinirken ayağa kalkıp daha düzgün kıyafetler giyip, Sehun'un odasına ilerledi. Kapıyı çalıp içeri girdiğinde kitap okuyan Sehun'a baktı. Sehun, okuduğu kitaptan bakışlarını kısa süre ayırıp az önce okuduğu kitaba tekrar geri döndü. Luhan ellerini arkasında birleştirip, sallanırken Sehun dikkatinin dağılmasıyla kaşlarını çatarak etrafa bakınan Luhan'a baktı.
"Ben..."
"Hayır."
"Tamamlamama izin verseydin." Sehun cevap vermeyince Luhan devam etti.
"Çok fazla uyuduğum için uykum yok. Acaba birazıcık gece yürüyüşü yapabilir miyiz?"
"Hayır."
"Sehun lütfen."
"Kendin git." Sehun kitaba geri dönünce Luhan derin bir iç çekti.
"Peki." Kısık seste mırıldanıp, kapıyı kapatarak odadan çıktı.
*
Sehun kitabı masaya bırakıp boynunu ovaladı. Neredeyse iki saatten fazla kitap okumuştu ve her yerinin tutulduğunu hissediyordu. Aşağı su içmeye inerken etrafa bakındı Luhan'ı göremeyince mutfağa girip suyunu içti ve annesinin yanına doğru ilerledi.
"Anne, Luhan nerede?"
"Luhan mı? Siz birlikte çıkmadınız mı?"
"Hayır." Annesi endişeyle saatte baktı.
"O zaman senle değilse şuan dışarda mı?"
"Evde olmadığına göre."
"Sehun, Luhan'ı aramalısın."
"Hmm..." Sehun geçiştirip odasına çıktı. Sehun telefonuyla oynarken yarım saat boyunca bacağını salladığını fark etti. Bunu sadece tedirgin olduğunda yaptığı bir huydu. Sehun telefonu cebinde atıp ayağa kalktı.
Luhan'ın odasının kapısını araladı.
"Luhan?" Boş odaya bakındığında içini iyice tedirginlik kaplamıştı. Hızla arabasına koşup arabayı çalıştırırken Luhan'ı arayıp telefonu kulağı ve omzu arasında sıkıştırıp direksiyonu tuttu.
"Luhan?"
"Sehuun~" Sehun arkadan gelen yüksek sesle yüzünü buruşturdu. Luhan'ın kahkahalarını duyduğunda biriyle olduğunu fark etti. Tam mutlu olduğunu düşünecekti ki Luhan mızmızlanma sesleri çıkardı
"İstemiyorum." Luhan'ın sesini duyunca kaşları çatıldı.
"Luhan? Luhan çabuk nerede olduğunu söyle." Luhan uzun süre sonra cevap verince telefonu kapatıp arka koltuğa fırlatırken gaza bastı.
*
Sehun Luhan'ın tarif ettiği bara baktı. Bu çocuk burayı nereden biliyordu? Çinden yeni gelmişti.
Hızlı adımlarla bara girip, etrafa bakınarak küçük bedeni aradı. Hadi ama filmde değillerdi. Onca kişi arasından nasıl bulacaktı. Onu bulması uzun sürece-
Fazla mı erken konuşmuştu. Luhan'ı kahkaha atarken görünce çocukta kahkaha atıp sendeleyen Luhan'ın beline kollarını doladı. Sehun'un bakışları keskinleşirken önündekileri iterek hızla Luhan'ın kolunu tutup sürükleyerek bardan çıkardı. Aniden durunca Luhan Sehun'a çarptı. Sehun hızla dönüp Luhan'ı ittirince Luhan sırtını Sehun'un arabasına çarptı.
"Neredeydin sen?!" Kaşları çatık bağırdığında Luhan işaret parmağını kaldırıp bir yeri işaret edince Sehun arkasına bakıp Luhan'ın işaret ettiği kısma baktı. Barın tabelası...
Önüne dönüp işaret parmağını sertçe Luhan'ın göğsüne vurarak konuştu.
"Benim senin gibi bir çocuğa bakıcılık yapacak zamanım yok." Luhan sendelemeye devam ederken Sehun beli tuttu.
"Neyin var? İçtin mi sen?" Luhan başını kaldırıp Sehun'a bakınca Sehun yakınlıktan dolayı rahatsız olup bakışlarını kaçırdı. Luhan yüzündeki aptal gülümsemeyi silmeyip sırıtmaya devam ederken Sehun'un omuzlarına tutundu.
"Sehunnie~ neden bana bakmıyoysun?~" Luhan dudaklarını büzüp kirpiklerini kırpıştırdı. Sehun Luhan'a bakıp derin bir nefes aldı.
"Beni yoruyorsun."
"Seni rahatlatayım mı?" Sehun'un omuzlarını tahrik edici dokunuşlarla okşarken Sehun'un çenesine öpücükler konduruyordu.
"Yeter." Sehun rahatsız olunca beli bıraktı. Luhan yere düşünce kolunun tersi ile Luhan'ın öptüğü yerleri sildi.
"Kendinden iğrendirmeyi kes ve kalk!" Sertçe bağırıp, arabaya bindi. Camı açıp göremediği Luhan'a tekrar bağırdı.
"Hızlı ol!" Luhan cevap vermeyince yumruğunu sıktı. Şimdi iyi bir yumruk haketmişti. Kapıyı itip ayağa kalktı.
"Sen hiç bir şey anlamı-" Başını eğip, yerdeki bacaklarını kendine çekerek hıçkıran Luhan'a baktı. Kalbinde tuhaf bir şey hissediyordu. Yumruğunu sıktı.
"Kalk." Luhan elinin içini yere bastırarak doğrulmaya çalıştı. Sehun bileği tutup Luhan'ı kaldırdı ve yere bastırdığı elini temizleyip eline batan taşları temizledi. Luhan başı eğikken hıçkırınca Sehun elindeki minik eli bıraktı ve yutkundu. Kapıyı açacağı sıra Luhan kapıyı açıp oturdu. Sehun yerine geçince yanındaki Luhan'a baktı. Sarhoş olduğu kesinlikle belliydi. Şimdi ise susmuş sırıtıyordu. Sehun derin bir iç çekip arabayı çalıştırdı.
"Sehunnie~"
"Efendim?" Sehun bıkkınlıkla konuştu.
"Hunnie~"
"Ne var Luhan?" Sehun arabayı kullanırken göz ucuyla Luhan'a baktı. Cidden uyumuş muydu?
İstemesizce gülüp yola odaklanırken Luhan tekrar uyanıp bir şarkı mırıldanıyordu.
*
Sessizlikten uzak bir yolculuktan sonra Sehun arabadan indi. Luhan'ın kapısını açtı.
"Hadi."
"Kucak." Luhan kollarını havaya kaldırıp ellerini açıp kapattı.
"Luhan."
"Beni kucağına al." Sehun itiraz etmeden Luhan'ı tutup kucağına aldı. Luhan bacaklarınk bele dolayıp başını boyun ve omuz arasındaki boşluğa yerleştirdi. Sehun ince beli tutarak kapıyı zorlukla açtı ve annesine gözükmeden Luhan'ı odasına soktu. Luhan'ın odasına getirip özel seçtiği kıyafetleri getirdi. Elindeki pijamalarla kendi odasına girip ayakta erkekliğini tutup zıplayan Luhan'a baktı.
"Sehun-ah çiiiş~" Sehun elinin içini alnına vurdu.
•
Hatalarım varsa üzgünüm dün geç bir saatte yazdım ve kontrol etmedim.
-BuingBuing.