final

4.7K 217 108
                                    

"Luhan, çık artık!"

Arabama yaslanırken beklemekten dolayı gerilen sinirlerim yüzünden sinirli bir şekilde bağırdım. İkinci kattaki açık pencereye bakıp kaşlarımı çattım.

Her iddiasına varım ki hala şarkı mırıldanarak aynadan kendine bakarak kıyafetlerini düzeltiyordu.

"Ben kime diyorum? Şimdi geliyorum ora-ya..." Gördüğüm görüntü yüzünden konuşmam yarım kesilirken diğer yandan da dikkatlice onu baştan aşağı süzüyordum.

" Gördüğüm görüntü yüzünden konuşmam yarım kesilirken diğer yandan da dikkatlice onu baştan aşağı süzüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hazırsan gidelim." Bu sefer duygularımı cümlelerime yansıtmadan konuşmayı başarmıştım.

Parmak ucunda yükselip narince dudaklarını yanağıma bastırdı, "Nefesini kestiğimi biliyorum Bay Oh." çekildikten sonra alayla konuşmaya devam etti.

Ufaklığın konuşması gülmeme sebep olurken saçlarını karıştırmak için bir hamle yapmıştım. Luhan benden erken davranarak ona uzanan elimi ittirdi.

"Sakın, sakın dokunayım deme. On dört dakikadır bunu yapmakla uğraştım ben." Övünerek konuşurken parmak ucu ile hafifçe önüne gelen saçını itti.

"Şuna bak sen bir de övgüyle bahsediyor. Kaç dakikadır burada dikiliyorum."

Şikayetlerimi dinlemek yerine sadece gözlerini devirmiş ve kapıyı açarak arabama binmişti.

Arabanın etrafında dolaşıp sürücü koltuğuna oturduğumda, yanımda bacağını sallayan çocuğa baktım.

Bunu sadece sinirli ya da telaşlıyken yapardı.

El frenini çekerken göz ucu ile Luhan'a baktım, "Bir sorun mu var güzelim?" merakla konuşurken dikiz aynasını düzelttim.

"Hayır."

"Pekâlâ..."

Bir şeyi olduğuna emindim fakat ısrar etmeyi sevmezdim. Anlatmak istediğinde anlatırdı zaten.

*

"Sehun, neden geldik buraya?" İmayla konuşup hevesle gülerken, basitçe omzumu silktim.

"Bir sebebi yok..."

Bavulun kulpunu çekip sürüklerken, küçük beden arkamdan koşuşturdu.

"Sehun? Nereye gidiyoruz? Neden gidiyoruz? Sehun-ah?" Ufaklık, bir sağıma bir soluma geçerek konuşurken gözlerimi devirdim.

"Gitmiyoruz, gidiyorsun güzelim..."

"Ne? Sen sonra mı geleceksin?" Elini nazikçe koluma dolayarak benimle birlikte aynı anda adım atarken, başımı hafifçe eğerek yanımdaki bedene baktım.

"Hayır, sadece aldığım sorumluluğu yerine getireceğim."
"Açık konuşsana işte. Anlamıyorum..."

Yanağı koluma yaslayıp pembe tonlarındaki dudağını büzdü ve bakışlarını yukarı taşıyarak parlak gözlerini bana odakladı.

Not Game.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin