_ Okurum '' dedi Harold'a.Ona anlatacağı hikaye bu defa ikisine de bir soluk olurdu belki de.Kendisinin kusurlarında çiçek açtıran bu adamın gözlerinde bir umut bırakabilir.
Ve böylece hikayeye başlamış oldu.
" Yıllar önce bir kasaba da oldukça ihtiyarlamış bir adam yaşardı.Hayatın da mutlu geçen hiçbir hatırası bile olmadığından mı bilinmez , oldukça huysuz ve suratı asık bir şekilde yanlız başına günlerini geçirmeyi sürdürür ve kimseyle de iyi geçinemezdi.
Kasaba şiddetli bir yağmurun etkisinde kaldığı bir sonbahar gecesi, şöminenin ateşi etrafı aydınlatırken kapısı çalındı.Yaşlı adam ise bacaklarının üzerine örttüğü battaniyeyi yere iteleyerek oturduğu sandalyeden yavaşça doğruldu.Aksayan bacağıyla kapıya ulaştığında zincirini çözmeden araladı.Ama gördüğü sadece bir boşluktu.Daha sonra kapıyı tamamen açarak tekrar bakındığında duyduğu ağlama sesiyle bakışları aşağıya düşmüştü.
Bir sepetin içinde ağlamaya sürdüren bebek birşeyler arar gibi etrafa bakınmaya başlamış ve yaşlı adam ise gördüğü manzara karşısında kaşlarını yukarıya doğru kaldırarak büründüğü şaşkın ifadeyi bir süre yüzünde sabit tutmaya devam etmişti.Kulaklarını tırmalarcasına yükselen ağlamalar karşısında ise daha fazla dayanamayarak sepeti eliyle kavrayıp içeriye doğru ilerledi.Ardından bir şimşek çakıp geceyi aydınlattığında yaşlı adam sessizlik ve sıcağın etkisiyle sakinleşen bebeğe bakarak ne yapacağını düşünüp durdu tüm gece.
Zavallı karısını ve çocuğunu veba salgınında kaybettiği günden beri o da bu evde sessizce ölmeyi beklemiş ve yaşama isteği ise onlarla beraber yok olup gitmişti.Ama kapısına bırakılan bu bebeği verebileceği kimse de yoktu.Yıllar geçtikçe büyüyen bu kız çocuğu yaşlı adamı hayata döndüremese de mutlu etmeyi başarmış ve başlarda hoşlanmadığı bu durumdan geriye hatırlanacak çokça güzel anılar bırakmıştı.Bu sebepten kızım dediği bu çocuğun ismini Güzel koydu yaşlı adam.
Tıpkı ismi gibi görünüşü ve kalbi de güzel olan bu kız ise günlerini ihtiyar babasına bakmak için geçirir ve kasabaya uzak olan evlerinde mutluluk la yaşamayı sürdürürlerdi.Günler böylece geçip gitti.Güzel büyüyüp genç bir kız olduğunda babası da fazlaca yaşlanmış ve öleceği zamanın yaklaştığına inanarak ailesinin mezarını son birkez görmek için hazırlık yapmaya başlamıştı.
Güzel bir sabah dışarıdan gelen atların sesiyle uyandığında, babasının çıkacağı yolculuğu öğrendi.Kasaba şehire üç günlük mesafede olduğundan dolayı ne kadar ısrar etse de babası onu yanına almayı kabul etmemişti.
_ Güzel " dedi yaşlı adam son hazırlıklarını bitirerek ona döndüğünde." Şehirden getirmemi istediğin birşey var mı ? "
- Bir an önce gelmeni istiyorum sadece.Kasabadaki herkes son zamanlar da artan haydutlardan bahsediyor.Lütfen dikkatli ol.
_ Seninde çok dikkatli olmanı istiyorum.Ben geri dönene kadar evde kalmayı sürdür ve kim gelirse gelsin kapının zincirini asla indirme.Şimdi " dedi adam tüm ciddiyetini bir kenara koyup gülümseyerek ve devam etti. '' benden birşey iste ki kızıma getirmekten zevk duyacak bir ağırlığım olsun.
Babasının sözleriyle Güzel'de yüzünde oluşan hüznü yok ederken cevap vermekte gecikmedi.Aslında resmini gördüğünden beri çok istediği birşey vardı,ama kasabanın toprağı yetiştirmeye elverişli olmadığı için bir türlü açmasını sağlayamamıştı.
_ Kırmızı gül istiyorum.Sadece bir tane.
_ Mutlaka getireceğim.
Babasıyla vedalaşarak onları uğurladığında hem korku hemde heyecanla dönüşünü beklemeye başladı Güzel.Tam üç gün sonra kasabaya yaklaşan babası ise ona verdiği sözü hissettiği üzüntüyle unutmuş ve etrafta ne kadar arasa da kızını mutlu edecek bir güle rastlayamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLAYAN AĞAÇ
Fantastik_ Kimsin sen ? Sesindeki meydan okumanın aksine içi titriyordu.Ama bunu karşı tarafa belli etmek eğer bir şansı varsa da hepsini yok ederdi.Eli eteğinin altına giderken , bacağına sabitlediği bıçağını kavrayarak gizlemeye devam etti. _ Asıl benim o...