Kısa bir zamanın ardından yeni bir bölüme daha çokça hoş gelmişler benim güzel kuşlarımm 💕💕
Adım adım finale yaklaşıyoruz, hadiiy bakalımm ✍🏿
Umarım beğenerek okuyacağınız güzel bir bölüm olur, lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın güzel kuşlarımm. Her bölüm hatırlatmak istemiyorum ama hatırlatmayınca da olmuyor 💞
Geçen günlerde attığım iki bölüme üç kuşum haricinde yorum yapan olmamış :( Nasıl olmuş, beğendiniz mi beğenmediniz mi anlamıyorum ki ben böyle.
Neysemsi, keyifli okumalar diliyorumm 💋
Geçmiş hesapları geride bırakıp, her gün biraz daha yorulmuş olanları refaha kavuşturma arzusuyla günü doğururdu artık, gönüller kafesi saklı duygular. Çokça güçsüz düştükleri, çokça çaresiz kaldıkları dertlerden ağlayıp isyan ettikleri zamanları geride bırakıp şükürler yolu neşelerde yeni yarınlar hayalleriyle dolardı artık kişilerin gönlü. Bambaşka nedenler ve zamanlarda yorulmuş yanları, devalar sırrı kalp çarpıntıları ve kavuşmalarıyla dinginlik kazanmış olurdu.
Aileme, küçük dünyamla beraber kavuşmamın üzerinden henüz iki gün geçmişti. Bu iki günde ise o ıssız adada yaşadığımız her bir iyi, kötü, acılı ve mutlu zamanlarımızı bir bir anlatmış, hop oturup hop kalkmış, ya gülmüş ya da ağlamıştık. Bir of çekmiş, bir ohlamıştık. Aileme vücüdumda kalan izleri anlatırken gözlerden akan yaşlara adamışken kendimi, birbirimize nasıl tutunduğumuz, nasıl aile olduğumuzu söylerken öylesine de ışıltılı gözler nazarında hoş duygular tarafından sarılmıştık birbirimize.
Uçağın düşmesiyle birlikte yaralanan ve gerisinde çürük bir izmişcesine pütürlü bir yanık izi bırakan ayak bileğim, adaya hapsolmamızın ertesi günlerinde boynuma saldıran yılanın ardından boynumda iki ben misali izler bırakmış diş ısırıkları, azgın bir kurbağanın çiftleşme esnasında tenime bıraktığı sıvılardan yana alerji kaparak kabarmış ve kızarmış olan omzum ve tsunami ardından bana o ölümcül yarayı sunan çürük sırt derimin gerisinde bıraktığı kabartılı ve kabuk bağlamış izler birer hatıra, birer imzaydı geçirdiğimiz günlere sadık.
Yiğit'imin bacağının üst kısmında var olan ölümcül diş izleri ise, kurtulma çabamızda köpek balığının eseri iken, tüm bu izlerin hikayesini işiten sevdiklerim büyükçe şaşkınlık ve acıyla beraber bizimle birlikte can çekişmiş, şükürlerle beraber kurtulmamızı sevinçli sözleriyle ve sıcak sarılmalarıyla kutsamışlardı.
Tüm bu iki gün içerisinde, bir gecem zaten Yiğit'im ile birlikte, sonunda kavuştuğumuz yatak rahatlığında ve odamda derin sevdalar öpüşleri ve mutlu göz yumuşlarımızla geçmişken, ertesi gününde Yiğit'imin ailesi onu yanına çağırmış ve sevgilim istemeye istemeye ailesinin yanına gitmek durumunda kalmıştı.
Giderken ise Ada'yı yanımda bırakırken, tüm gün boyunca gidip gelen ve durumumu tekrar tekrar anlatmama neden olan akrabalar ve tanıdıklar bir an olsun peşimi bırakmamış, Yiğit'imin yoksunluğunun canıma dayandığı zamanlarda bir de bu kalabalıktan yana isyanlara özenmiştim.
Tamam özlemiştim, herkesi görmekten yana çok da mutluydum lakin en mutlu olacağım yer yine de nutkumun gölgesi altında tutulduğu sevgilimken, geri kalan tüm simalar birer silik yansımadan ibaretti benim için. Bir yolunu bulup ona kavuşmak umuduyla dört dönerken, Yiğit'im imdadıma yetişmiş ve gitmeden önce annemden telefon numarasını almış olduğu ve benim hangi ara aldığının farkında dahi olmadığım telefonuyla beni arayarak özlemimizi dindirmeye çalışmıştı.
Ben ne kadar özlemden kavurulup, benim özlemimle karışan sevdiklerimle vakit geçiriyorsam, Yiğit'im de bizim için planlar yapmaya başlamıştı. Öncelikli olarak ise ölmediğimize, yaşadığımıza ve kimliğimizi geri almamıza dair resmi işlemleri tam anlamıyla başlatmıştı. Zeynep'in odasını da Yiğit'imin öncelerinde bekar, şimdilerde ise bizim gelecekte birlikte yaşayacağımız evimizde ayarlamış ve Zeynep'e bakacak bir hemşire arayışına dahi girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Gökkuşağı (BxB)
RomantikBir ada, iki farklı insanı ne kadar değiştirebilirdi? "Yan tarafımızda harlanan gamsız ateş, ikimiz arasında geçen ruhani dansa, çıkardığı çıtırtı sesleriyle eşlik etti. Sessiz gökyüzü bizi tüm şefkatiyle izlerken, uçsuz okyanus hırçın dalgalarıyla...