28. Bölüm

4.4K 340 979
                                    

Zamanında bir kuşum ithaf istemişti. Bunu ss'lerime bakınca gördüm. Bu bölümü sana ithaf ediyorum kuşum. hebehubel 💙💙

Tüm kuşlarıma selamlar ve keyifli okumalar olsun 😘😘😘💚💚💚

"Acıma bu kadar Fezam." Dingin suların akıntısına dalmış gözlerim işittiğim ses ile hemen arkamda oturan adama kayarken, sözlere küskün dudaklarım dümdüz şeklinden ödün vermez bir edayla aralıksızlığına devam etmişti.

"Yiğit haklı, bu kadar üzülme Feza. Bak bizleri de üzüyorsun." Bu sefer konuşan kişi kucağındaki bebeğine sıkıca sarılmış kadın olurken, onlara çarpan gözlerim ani bir şekilde işleyen doluluğunu yeniden hissettirmişti. "Kızımdı o benim. Kı-kızım." Sözlerin ağırlığı dilimin ucunda baskı olurken, sesimdeki titreklikse kaçınılmazdı.

Gözlerimin can yakan doluluğuna burnumdaki sızı da eklenirken, başımı önüme doğru iyice eğmiştim. Yiğit ise benim bu sözlerimin ardından ellerinden birini omzuma sıkıca sarmış ve solmuş bedenimi de iyice kendisine yaslamıştı. Sevdiğim ve kendisi tarafından sevildiğim adam, acısının altında çökmüş vücuduma sıkıca sarılarak, can yanışıma ortak olmaya çalışmıştı.

Yiğit bedenime sıkıca sarılmaya devam ederken, gözlerim yavaş yavaş aylarımızı tutsak etmiş adadan, kızıma karşı olan tüm hasretimle birlikte kopmuş ve üzerinde bulunduğumuz mavi suyun dinginliğinde gezinmeye başlamıştı. Kafamı allak bullak etmiş düşüncelerim ise, içimi dağlayan anıları gün yüzüne çıkarmaktan geri kalmamışlardı.

**

Yiğit'in bedenine sıkıca sarılırken aynı zamanda da sarsılan omuzlarımdaki yük, katlanılmazdı. Gözlerimin şahit olduğu görsel ise, yüreğime binen ağırlığın en can alıcı tonuydu.

Tsunamiden arta kalmış hırçın dalgalar, zirvesine sığındığımız tepeye tüm kini ile sertçe vururken, gözlerim katil mavinin içerisinde kaybolmuş renklere hasret kalmış bir şekilde, en ufak bir renk cümbüşünü görme arzusuyla aranıyordu.

Aurora'nın içerisinde kaybolup gittiği suların şiddetiyse aynı anlara tekabül, yüzüme bir tokat havasında çarpmıştı. Suratıma aniden gelen sular sayesinde nefes almayı unutmuş ciğerlerim kendilerine gelirken, hırıltılı bir nefesin ardından bedenime sarılmış adamın tutuşundan habersiz bir gaflet ile beraber kaçınmıştım.

Gözlerimden akan yaşlar, hıçkırıklarıma yol olurken, kendi nefesleri içerisinde tıkanmış ciğerlerim büzüşerek, o hasret kaldığı nefesleri alışıma en büyük engelin ta kendisi olmuşlardı. "Feza?" Yiğit'in korku selinde titreşmiş sesi kulaklarıma dolarken, kendimi ani bir atakla geriye doğru atmıştım. Yiğit ise, delirmiş bir tavırla geriye doğru sürünüşümü, hayret koyundaki korkusuyla derin bir aceleyle süzmüştü.

"Neyin var?" Yiğit, sürünmekten geri kaçınmayan ve yeniden suların acımasızlığına ulaşmak isteyen bedenime doğru atılmış ve ani bir tutuşla omuzlarımı sıkıca sarmıştı. Gözlerimden inişlerine dur durak vermeyen yaşlar bu sözler ile daha da artarak gözlerimden inmeye devam ederken, başımı ise delirmiş bir tavırla hızla iki yana sallamış ve yıpranmış bedenimin acısına aldırmadan, omuzlarıma tutunan ellerin sıkı baskısından olağanca kuvvetim ile kaçınmaya çalışmıştım.

"Gi-gitti." Acılı sesimin tınısı Yiğit'in gözlerindeki endişenin gölgesi olurken, omuzlarımdaki ellerinin tutuşu daha da bir sıkılaşmıştı. "Kim gitti?" Karışmış olduğu aşikar olan aklı neticesinde merakla mırıldanmış ve omuzlarıma tutunan ellerinden birini çekerek yanağıma avucunu derin bir tutuşla yaslamıştı.

Siyah Gökkuşağı (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin