Her tarafımızı saran serin tuzlu su ve çakılmanın etkisiyle vücuduma giren derin acı.Gözlerimi suyun altında araladığımda ilk önce tuzlu suyun etkisiyle gözlerim yanmış ve sonrasında ise bu acıya alışmıştı. Mavi suyun neredeyse tamamı kırmızı bir renge bürünmeye başlamıştı.
Benden önce kendisine gelen kaba adam hemen elini benden ve hamile kadından çekmiş ve kemerine asılarak onu çözmeye çalışmıştı. Ben hâlâ daha nefesimi tutarak kendime gelmeye çalışırken o bir türlü açılmayan kemerini sonunda açmıştı. Benim de elim hemen kemerime giderken o bana atılmış ama ben onu başımı sallayarak reddedip hamile kadını işaret etmiştim. Benden önce ona bakmalıydı. Onun ve bebeğinin nasıl bir durumda olduğunu bilmiyorduk.
Kaba adam da önce tereddüt etmiş ama daha sonrasında kadına doğru yüzmeye başlamıştı. Ben nasıl bir haldeydim bilmiyorum ama tamamen uyuşmuş hissediyorum, gözümü kapatsam ve rahatlasam moduna girmiştim.
Yarı aralık gözlerimle önümdeki manzarayı izlemeye başladım, bir yandan da takılı kalmış kemerimi çözmeye çalışıyordum. Kaba adam hamile kadına ulaştığında hemen elini boynuna atarak nabzını kontrol etmeye başlamış ve hızlıca kemere yönelmişti. Böylesine hızlı hareket etmesinden hamile kadının yaşadığını çıkarmıştım. Bu beni öylesine mutlu etmişti ki.
Kaba adam kadının kemerini açtığı gibi onu tutmuş ve yukarı doğru yüzmeye başlamıştı. Onlar yüzeye çıktıktan bir süre geçmişti ve ben artık kemerimi çözmeye çalışmayı bırakmıştım. Fena takılmıştı ve benim nefesim artık tükenmeye başlamıştı. Başım bana artık ağır gelmeye başlayınca da başımı sabit tutmaya çalışmayı bırakmıştım. Geriye düşen başım ve kapanan gözlerimle dışarıdan bakan biri ne düşünürdü bilmiyorum ama hâlâ daha az da olsa bilincim vardı. Ellerim iki yanımda suda salınırken boynuma bir el dokunmuş ve daha sonrasında yanağıma sert pürüzlü eller değmişti. Yanaklarımı tutarak ve tokatlayarak beni kendime getirmeye çalışan ellerle gözlerimi hafif bir açıyla araladım. Gözlerimi araladığımı gören amber gözler hemen takılmış kemerime yönelerek kemerimi açmaya çalışmıştı. Bana oldukça uzun gelen bir uğraştan sonra kemerim açılmış ve kaba adam koltuk altlarımdan tutarak beni çekmeye çalışmıştı.
Beni çekmeye çalışan beden dolayısıyla yerimden kaldırılmış ama bir ayağımın iki koltuk arasında sıkışmış olması ve birden çekilmenin etkisiyle ayağıma giren ağrı adeta gözümü döndürmüştü, gelen ani acıdan feleğim şaşmıştı.
Kaba adam da durumun farkına vararak hemen ayağımın olduğu yere eğilmişti. O aşağıda ayağımı kurtarmaya çalışırken benim nefesim tamamen tükenmişti ve eminim yüzüm morarmaya başlamıştı.
Elim omuzunu bulurken kalan son kuvvet kırıntılarımla omuzunu sıkmış ve bana dönmesini sağlamıştım. Yüzünü bana çevirdiğinde elimi yüzüme götürerek artık nefesimin tükendiğini anlatmaya çalışmıştım.
Kaba adam yüzüme bir süre daha bakmış ve gözlerim ters dönerek kapanmaya başlayınca hemen bana atılmış ve çenemden tutarak bana yaklaşmıştı. Elleri çenemi daha da sıkarak dudaklarımı aralatmış ve bir kadına oranla daha sert olan dudaklarını dudaklarıma bastırarak ve nefesini ağzımdan içeriye göndererek nefesini benimle paylaşmıştı.
Yeniden nefes almanın etkisiyle kendime gelirken o yeniden ayağıma ulaşmış ve sıkışan ayağımı sıkıştığı yerden kurtarmaya çalışmıştı. Birkaç acılı denemeden sonra ayağımı kurtarmış ve beni de beraberinde sürükleyerek suyun yüzeyine çıkarmıştı.
Yüzeye çıktığımızda derin bir nefes almış ve hamile kadını aramıştım gözlerimle. Hamile kadını bir eline taktığı, karnını koruması için kullandığımız çanta ve üzerine abanarak suyun yüzeyinde durmaya çalıştığı bavulla, suyun yüzeyinde durma savaşı verirken görmüştüm. Kumral saç telleri ıslak bir şekilde yüzüne yapışmış üstünde durduğumuz su kadar koyu mavi gözleri hâlâ şokla etrafına bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Gökkuşağı (BxB)
Roman d'amourBir ada, iki farklı insanı ne kadar değiştirebilirdi? "Yan tarafımızda harlanan gamsız ateş, ikimiz arasında geçen ruhani dansa, çıkardığı çıtırtı sesleriyle eşlik etti. Sessiz gökyüzü bizi tüm şefkatiyle izlerken, uçsuz okyanus hırçın dalgalarıyla...