XI ~|Saçmalıklar|~

319 27 16
                                    

•Jisung•

Son sorgu ve en gücü. Koridora zar zor çıkabilmiştim. O ise sadece boş boş bakıp, oturuyordu. Yüzü asıktı, gözleri hafif hafif kanlanmaya başlamıştı. 

Derin bir nefes aldım. "Buyurun." tüylerim ürperiyordu. 

Sesimden anlamlı olacak ki ayağa kalktı. "Jisung..." özlemiş, buna ant içerim. 

"Beni takip edin." yere bakıyordum. 

"Bir şey demeyecek misin?" yanıma yaklaştı. O yaklaşınca ben uzaklaştım. 

"Buradan böyle." elimle ileriyi, odanın olduğu yeri gösterdim. 

"Öyle olsun Ji, öyle olsun..." yumruklarını sıktı. 

Odaya doğru yürümeye başladım. Arkamdan adımlarımla aynı hızda geliyordu. 

Kapıyı usulca açtım. "Geçin."

Telefonunu masaya bıraktı. Minho ise içeri geçti, tam çıkacakken Seungmin seslendi. 

"Kal burada Jisung." 

Memnun olmadığımı belli etmek için derin bir nefes verdim. Seungmin'in yanındaki sandalyeyi çekip oturdum. 

Strateji yapıyordu. Minho'nun beni görünce savunmasız olacağını düşünüyordu. Anlaya biliyordum ondan şüpheleniyordu.

"Aile üyelerin baban hakkında çoğu şeyi bildiğini söylediler." bacak bacak üstüne attı. 

"Kısmen, iş hakkında çoğu şeyini biliyordum." ruhsuzdu sesi. 

"Babanızın düşmanı var mıydı?"

"Hayır." sesi gibi ruhsuz bir şekilde bana baktı. 

"Şirketin veya babanızın borcu var mıydı?"

"Babam finansal işlerde iyiydi, şirkete geldiğimden beri borç-harç görmedim."

"Son zamanlarda herhangi ihale için bir takışma yaşadınız mı?" dedim umursamazca. 

"Yaşamadık." 

"Yani iş ile alakalı hiç bir sorun yoktu. Doğru mu?"  tamamen sorguya odaklandım.

"Doğrudur."

"Babanızın iş dışında problemleri var mıydı? Düşman gibi." arkasına yaslandı Seungmin.

"Babam kavgadan, düşmanlıktan nefret ederdi." saçlarını geriye doğru attı.

"Babanızla son zamanlarda tartıştınız mı?" dedim. Bunu yaptı eminim.

"Küçük ve önemsiz bir tartışmaydı bay Han, bilirsiniz." dilini dudaklarında gezdirdi.

"Öyledir eminim." 

Laf sokmaktan zevk alıyordu. Her zaman ki gibi.

"Önemsiz olup olmadığına biz karar verelim bay Lee, anlatır mısınız?" ellerini birleştirdi Seungmin, stratejisi kısmen işe yarıyordu.

"İstemediğim biriyle görüşmek istedi, küçük bir takışma yaşadık."

"Önemsiz değilmiş gördünüz mü?" bıyık altından sırıttı. "Neyse şüphelendiğiniz biri var mı?"

"Yok."

"Telefonunuzu kapatmayın. Ülke, şehir dışına çıkmayın. Ulaşmamız gerekir büyük ihtimalle." dedim ve ayağa kalktım.

"Telefonum her zaman açık, bay Han. Her zaman açıktı."

"Aranılacak kadar iyi birisi değilmişsiniz demek ki bay Lee."

"Dinlenmeye hakkım vardı ama."

"Saçmalık dinlemeye gerek duymamışlar, bay Lee."

______________________________:)

kendinize iyi bakın <3

kendinize iyi bakın <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Sorgu Odası | SeungIn ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin