XXVIII ~|Yapma|~

305 27 44
                                    

!Medyadaki şarkı ikinci kısım içindir! 

_______________________________________

•Yazar•

Ellerine sabunu sıktı ve yıkamaya başladı. Sevinci yüzünden okunuyordu. Utanmasa kahkahalar atacaktı. Babasını kaybetmiş olabilirdi, ama katilide rahat değildi. 

Uzakta ki ayak sesleri odağını kapıya doğru çekmesine sebep olmuştu. Tanıdığı yüz kalbinin tekrar çarpmasını sağlamıştı. 

Komiser telefonunu çıkarmış ve onunla ilgilenmeye başlamıştı. Gözlerini birden Jeongin'in kollarına çevirdi. Telefonu kapattı. 

"Bunu kendine yapma Jeongin."

Şaşkınlıkla kollarını kapadı. "Ne?"

"Yapma, yazık canına. Hem küçük olabilirsin ama bir ergen değilsin öyle değil mi?"

"Bunu sadece ben anlayabilirim. Sen hiç babanın katilinin asılında... Neyse..." gözleri doldu. 

"Bir piçin oğlu olmak senin suçun değil. Tanrı'dan gelen bir özellik." derin nefes aldı. "Ağlama, dik dur, dik durmak en çok sana yakışıyor." çıkmak için birkaç adım attı. 

"Sen ilk başta benden şüphelendin değil mi?"

"Bu bilgi senin ne işine yarayacak?" sırıttı. 

"Hadi, hadi."

"İtraf edeyim mi?" tekrar yanına geldi. "Minho'dan şüphelendim. Ama sağolsun Jisung, her zaman birisini korudu."

"Bir sorum daha var."

"Sor." şefkatle bakıyordu. 

"Hatta iki. Neyse ilkini sorayım."

"İki soruya da cevap vereceğim diye söz vermedim." kollarını birleştirdi. 

"Tamam... Yemeğe gelecek misin?"

"Jeongin şöyle düşün. İşini yapıyorsun, ve işini yaptığın için teşekkür yemeğine çağırıyorlar. Tanımadığın insanlar. Sadece sorgular da ve adliyede gördüğün bir aile. Gider misin?"

"Peki sen her gördüğün insanın kollarına bakıp, durduk yere moral verir misin? Sadece bir kaç kere gördüğün insana." oda kollarını birleştirdi. 

"İkisi aynı durum değil, sende aynı şeyi yaparsın."

Kaşlarını kaldırdı Jeongin. 

"Yapmaz mısın?"

"Belki~"

"O senin ayıbın. İkinci sorunu alayım." kıkırdadı. 

"Arkadaş mıyız?"

"Belki~"

"Arkadaş olduğumuzu sanmıştım." dudaklarını büzdü.

"Belki demiştim." 

Gülümsedi. "Anladım... Peki yeni arkadaşlar ne yapar?"

"Ne yapar?" son kelimeyi biraz uzattı. 

"Birbirleriyle konuşmak için bir numara..." sırıttı. 

"Telefon kullanmıyorum."

"Merak etme paylaşmam numaranı kimseyle."

"Bence bu arkadaşlık fazla hızlı gidiyor. Ayrıca ben polisim Jeongin, benimle her zaman konuşamazsın. Ben senin hovarda üniversite arkadaşlarından değilim. Her gece içmeye gitmiyorum." tekrar kapıya yöneldi. 

"Benim arkadaşlarım her gün içmeye gitmiyorlar. Gayet işinde insanlar."

"O zaman ben uygun görünce numaranı bir yerden bulurum. Görüşmek üzere." el sallayıp çıktı. 

"Sicilime baktır istersen bide, o zaman için rahat olur!"

°°°

Kolundan sertçe tuttu Minho. "Bu sefer yalvarmayacağım. Beni dinleyeceksin."

Kolunu sertçe geri çekti. "Sen kimsin? Bana nasıl emir verebilirsin?"

"Jisung o adamla aranda ne var? Sürekli yan yana, ondan sana ne? Neden sürekli sarılıyorsunuz."

"Sapık gibi birde peşimde dolanmaya mı başladın? Bu kadar düşeceğin aklıma gelmezdi." sinirle soludu. "Hem seni ne ilgilendirir? İster sevgilim olur ister arkadaşım. Sana ne?"

"Umarım hissettiklerimi bir gün hissedersin. Mahvolursun umarım, kalbin paramparça olur. Tek isteğim bu." gözlerinden bir damla yaş süzüldü yanağına. 

"Yaşadıkların sadece bedel Minho."

Sustu. 

"Minho... Ne istiyorsun benden? Ha? Yeter lütfen, hem kendini hem beni yoruyorsun. Yapma, ikimize de bunu yapma. Bitti kabullen, sen benim için yabancısın bende senin için olayım. N'olur?"

"Cevap ver! N'olur?"

"Minho, zarar verme daha fazla. Daha fazla düşme gözümden." hızla gözden kayboldu. 

Kalbine saplanan bıçakları hissetti Minho. Küçük bir çocuk kadar çaresizdi. Yapamazdı, gidemezdi peşinden. Ayaklarına kapanamazdı. 

Çünkü gurur denilen illet her zaman üste çıkardı. Her saniye... 

______________________________:) 

Kendinize iyi bakın <3

Kendinize iyi bakın <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Sorgu Odası | SeungIn ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin