Medyadaki şarkı bölümle çok alakalı değil.
•Seungmin•
Arabanın içinde oturmaya başladım. Cebimdeki telefona uzandım. Hızlıca aramaya koyuldum.
"Alo."
"Alo?" sesi uykulu geliyordu.
"Aşağıda bekliyorum."
"Neden?"
"Çok soru sormada hızlıca gel."
"Neden olduğunu söylemeden gelmem."
"Gel diyorsam gel işte. Bana güvenmelisin."
"Tamam, geliyorum."
Telefonu kapattıktan sonra elim radyoya uzandı. Kanalları hızla değiştirip, kulağıma hoş gelen melodi de duraksadım. Arabanın kapısı çok geçmeden açıldı. Aceleyle hazırlandığı belliydi.
"Bir problem mi var?" dedi.
"Bin."
Sorgulayan bakışlarla bindi. Bense sürmeye başladım.
"Nereye?"
"Fotoğraf çekmeye."
Şaşırmıştı. "Ciddi misin?"
"Ciddiyim."
Bana öyle gözlerle bakıyordu ki fikrimin güzel, hatta mükemmel olduğuna inandırmıştı.
"Beni geçiştirmek için söylediğini sanmıştım..."
"Ben sözümde dururum."
"Sanırım buna alışmam gerekiyor."
Gözlerindeki masumluk, kalplerimizi bağlıyor gibi geliyordu. Gülümsemesindeki aşkı görmek beni olduğumdan daha mutlu kılıyordu.
Onu daha önceden fark etmediğim için kendime hakaretler etmek geliyordu içimden.
Belki ona bu gözlerle bakmak, ikimizin için daha iyi olacaktı.
Bedeni, yüzü, bakışları... Daha farklı geliyordu. Bunu bilmek rahat hissettirmişti.
"Jeongin." dedim gözlerimi yoldan ayırmayarak.
"Efendim." dedi kafasını cama yaslayıp gözlerini kapadı.
Onu uykusundan uyandırmak kabalık olmuştu.
"Uykun var değil mi?"
"Önemi yok." kollarını birleştirdi.
"Var ama."
"Biliyor musun? Uykusuzluğun benim için gram önemi yok bugün..." gözlerini yavaşça araladı. "Eğleneceğimizi ümit ediyorum."
"O konuda garanti veriyorum."
Sırıttı ve başını tekrar kaldırıp bana odaklandı.
"Jeong..."
"Efendim?" dedi telaşla.
"Bana karşı bazı hisler beslediğini biliyorum."
Pembeleşmiş yanakları anında kıpkırmızı olmuştu. Göğüsü hızla kalkıp inmeye başlamıştı. Kafasını eğdi. Gözlerini benden kaçırıyordu. Zor olsa da bakışlarımızı birleştirmeye başarmıştım.
"Jeongin, amacım konuşmak. Seni rencide etmek değil." gözlerini kapadı. "Arabayı durdurmamı ister misin?"
Kafasıyla onayladı.
Arabayı sağa çekip, emniyet kemerini çıkardım.
"Jeong, aşık olmak, en azından hem cinsine duygular beslemek, ayıplanacak bir şey değil. Her aklı başında olan insan benim gibi düşünecektir. Zaten sende böyle düşünüyorsun. Bu mükemmel." gülümsedim. "Benden utanmana hiç gerek yok. Seni bu yüzden yargılayacak değilim. Hatta, uzun zaman sonra bana böyle bakan birini görünce..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorgu Odası | SeungIn ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] Soğuk ve sigara kokan nefesi karanlık sorgu odasında yüzüme çarptığını hissediyorum. Bu karanlık odada yüz hatlarını incelemeye çalışırken kalbimin içinde fırtınalar kopuyor. Bu adam bana lisedeki birini anımsatıyor. Küfür, argo, kendin...