Chapter II (Kırk sekiz)

1.9K 134 30
                                    

Falling*

Bildiğiniz üzere kitap tamamlandı ama Chapter II olarak devamını yayınlıyorum. Ekstra bir kitap yayınlamak istemedim sadece karakterlere ve geleceklerine yönelik kısa bir hikaye niteliği taşıyor.

Yanlışlar olabilir kontrol etmeden yükledim, iyi okumalar

-

Bana katlanacak kadar sevemez misin beni? (Julius Caesar - W. S.)

Can

İlkbahar gelmişti, geçmek üzereydi. Yazın hemen önümüzde olduğunun farkındaydım ama günlerdir inatla yağmaya devam eder yağmur ve aynı inatçılıkla grilikleriyle kendisini saklayan gökyüzü bana istem dışı sonbahardaymışız hissi veriyordu.

Geçen güzü düşününce bu sadece canımı sıkıyordu, o zamanlar günler daha tasasız geçiyordu. Son sınıfa geçmiştim, stajlarımı tamamlamıştım ve kendisine deli olduğum bir sevgilim vardı. Hala var, ama o zamanlar yanımdaydı şimdiyse seksen günde devr-i alem yapmak gibi bir hedefi varmış gibi ülkeden ülkeye gidiyordu.

Homurdanıp önümdeki işime odaklanmaya çalıştım, son sınavlarımdan birisini hazırlıyordum. Böyle olacağını baştan ikimiz de biliyorduk zaten ama Deniz'in uzakta olması canımı sıkıyordu işte. Hadi uzakta olmasını da geçtim, herife mesajla bile ulaşamıyordum! 2023 yılındaydık amına koyayım, benden başka sevgilisine bu kadar geç ulaşan tek kişiler farklı kabilelerde yaşan insanlar olmalılar.

Günlük kendi kendime sinirlenme kotamı aşmaya başladığımı fark edince kendimi frenledim, çok dolmak istemiyordum. Şirket olaylarının böyle olacağını da Deniz'in elinden geleni yaptığını da biliyordum. Ve açıkçası ondan zaten yeterince uzak kalırken bir de aramız bozulsun istemiyordum. Yüz yüze görüştüğümüz ilk fırsatta bu konuyu onunla konuşmaya çalışırdım ne de olsa.

Bir etkisi olacak mı bilemiyorum.

"Projenden bu kadar nefret ediyorsan vakit varken değiştirmelisin." Okan karşımdaki sandalyeye oturup bacak bacak üstüne atarken katlanamadığım şekilde sırıtıyordu bana. Ona gözlerimi devirip ben de arkama yaslandım. Kütüphanedeydik ve tıka basa doluydu burası, görevlilerin engelleyemeyeceği şekilde hafif bi ses gürültüsü hakimdi ortama.

"Projemden memnunum göt herif, neden bu kadar mutlusun sinirlerimi bozuyorsun?" homurdanıp zaten hiç odaklanamadığım projeme dikkatimi tamamen kestim.

Yorumuma karşılık sessizce kıkırdamıştı ama zaten kimsenin umrunda değildi, kütüphanenin popülasyonunu bugün çoğunlukla mimarlık öğrencileri doldurmuştu. Masadaki yüzlerce projeden kolaylıkla anlaşılıyordu ve insanların da umrunda olan son şey sikik sessizlik problemiydi.

"Deniz ne zaman geliyor şu hararetini alsın azdıkça bize sarıyorsun." Masanın üzerindeki gereksiz kartonlardan elime geçeni Okan'a fırlattım ölümcül bakışlarım eşliğinde

"Pezevenk size de dalga konusu olduk! Az kaldı hararetimi sizle alacağım." Okan gülerek kartonlardan kurtulmaya çalışırken gözlerimi devirip toplanmaya başladım Okan hala pişkince sırıtıyordu.

"Tamam lan ya bir şey demedik, takılıyorum. Özlediğinin farkındayım, keyfin yerine gelsin diye şey ettim."

"Aynen amına koyayım, çok güzel keyiflendim." Her şeyi topladıktan sonra sertçe Okan'ın eline tutuşturup projemi aldım elime. Ayaklanıp kütüphaneden çıkarken hafif hafif omuz atarak yumuşatmaya çalışıyordu beni. "Lan valla, ben seni anlıyorum ben de Aylin'den sürekli bu kadar uzun süre ayrı kalsam ben de böyle patlayacak bomba gibi dolanırdım."

Too Close  (bxb) - [Tamamlandı]Where stories live. Discover now