Otuz iki

8.3K 635 42
                                    

Can

Denizle koltukta sarmaş dolaş uzanırken aynı zamanda dün geceki saçmalığı anlatıyordum, çenemi göğsüne yaslayıp maviş gözlerine baktım

"O kadar sıkıldım ki, ancak yaşayarak anlarsın. Tüm gece Melis'le uğraştım. İçtikçe daha çok sardı bana bu denyolar da bizi bir araya getirmeye çalışıyorlarmış akılları sıra."

Hafiften gülerken parmağıyla yüzümde şekiller çiziyordu, sonra yavaşça alt dudağımdan geçti parmağı, hemen yakalayıp küçük bir öpücük kondurdum

"Bizden haberleri olsa kalkışamazlardı."

Sonra parmağını burnuma vurup gülümsedi, "Söyleyeceğim en yakın-" etraftan duyduğum miyavlama sesiyle duraksadım, kafamı daha da kaldırıp etrafa bakındım "Kedi sesi miydi o?"

Deniz'e döndüğümde kollarını kafasının arkasına almış sırıtıyordu "Bakıyorum da senin ufaklığı çabuk unuttun, Deniz veterinere götür dedin sormadın bile."

Dudaklarımı büzdüm "Götürür müsün dedim, ayrıca – bir dakika o kedi burada mı şuan?"

Gülümserken kafasını salladı, sonra kafasıyla yukarıyı işaret etti "Yukarıda."

Deniz'in üzerinden kalkarken yukarı doğru çıktım hızlıca, cidden kedi aklıma gelmemişti bile ama burada olabileceği de asla aklıma gelmezdi.
Deniz'in odasına daldığımda kedi hemen dibimde duruyordu, beni görünce ayaklarıma sürtünmüştü. Uzanıp ellerimin arasına aldım ve yüzümün hizasına getirdim, o sırada Deniz'de gelmişti odaya

Sonra kedinin boynundaki tasma dikkatimi çekmişti, kaşlarımı çatarak kediyi tek koluma yasladım, uzanıp tasmadaki sallanan şeyi okudum

"Ufaklık."

Kafamı kaldırıp Deniz'e baktım, sonra tekrar tasmaya baktım. Kedi kucağımdan atlarken tekrar Deniz'e dönmüştüm "Sen kediyi mi sahiplendin?"

Kucağımdan atlayan kedi şimdi Deniz'e sürtünüyordu, sonra kıvrılıp Deniz'in ayağına yatmıştı. Hayretle Deniz'e çıktı gözlerim, gülümsüyordu "Bu eve artık ses gelmesi gerektiğini düşündüm."

Sonra kafasını kaldırıp ayağına yatmış kediye baktı sırıtarak "Alışmam zaman alacak tabii."

Gülmeden edemedim, "Seni Şimşek'e benzetiyordum biliyor musun, o gün söylediğim her şey enin için de geçerliydi. Tabii bunu farkında olmadan söylemiştim."

"Ne yani beni evcilleştireceğin bir hayvan olarak mı görüyorsun?" Onaylamaz bakışlarında bariz bir eğlence vardı, uzanıp tişörtünden tuttum ve kendime çektim hafifçe

"O bir metafor, hem ayrıca gerekte yok, yabani halini de seviyorum."

"Bak seen." Ayağını kediden kurtarıp bana daha da yaklaştı, evet kedicik bu evde ben ön plandayım, alışsan iyi olur.
Ellerini belime sararken benim ellerim de otomatikmen onun omzuna konmuştu "Demek yabani seviyorsun?"

Dudaklarımı dişlerken kafamı salladım onaylarcasına, gözleri ısırdığım dudaklarıma gitmiş ve dudaklarıyla dudaklarımı kurtarmıştı sonra kendi ağzına hapsetti, o sıcacık ve taptığım dudaklarına.
Özlemle dudaklarını talan ederken kollarımı daha sıkı doladım boynuna, ama bacağımda hissettiğim batmayla hızla kendimi geri çekmiştim.

Ulan! Kedi bacağıma tırmanmıştı! Kediyi tutup bacağımdan çektiğimde az ileri göndermiştim "Bak bu kedi çok kıskanç! Bozuşacağız!"

Deniz kahkaha atarken beni belimden tutmuştu tekrar "Kıskanç olan sen misin o mu çok emin değilim."

Ona kötü kötü baktım "Kediyi mi kıskanacağım?"

Bilmem dercesine dudak büzdüğünde hemen yakalayıp dudaklarımın arasına aldım, yavaşça emip geri çekildim ve Deniz'i elinden tutup odadan çıkardım. Kedi bize bakıyordu hala.
Kapıyı kapatıp aşağı yöneldim hızla, Deniz kahkaha atıyordu "Sen baya sevmedin kediyi herhalde?"

"Sevdim ya ama sınırlı bir sevgi."

Merdivenden inerken elimden elini kurtarıp arkamdan sarılmış ve boynuma sulu bir öpücük bırakmıştı "Sevginin hepsi bana, ondandır."

Ona cevap vermemiştim ama haklıydı da. Yalan değildi.
Aşağı indiğimizde koltuğa ilerledik yine, ama bu sefer Deniz ışıkları kısmıştı. "Bir şeyler izleyelim mi?"

Memnuniyetle kafamı salladım "Bu arada garsonluğu bırakacağını söyledin mi? Yeni elemanlar gelmişti ya."

"Evet ama hala deniyor ama oldu gibi."

Yanıma yerleşirken beni kolunun altına almıştı "İyi ayrılacağın zamanı söyle, hazır okullar da bittiğine göre seni götürmek istediğim yere gidebiliriz."

Heyecanla kafamı kaldırdım "Nereye?"

"O da sürpriz olsun." Televizyonu açarken o kadar genişçe sırıtıyordu ki bu çok hoşuma gitmişti, "Peki senin mezuniyetin?"

"Onu biraz ertelediler, döndüğümüzde gideriz."

Deniz filmlerin arasında dolanırken ben de okulu düşünüyordum, onunki bitmişti ama benim hala bir senem vardı "Ne düşünüyorsun?"

"Okulu. Benim daha bir senem var."

Gülümsedi, kumandayı bırakırken tam olarak bana dönmüştü "Son senen, yoğun olacak. Benim de şirkette yoğun olacak, hatırladığım iyi oldu, biraz ertelemem lazım."

"Neyi erteleyeceksin?"

"Amcam okulum biter bitmez şirkete geçmemi istiyor ama ben bu yazı değerlendirmek istiyorum, senin okulun başladığında başlarım muhtemelen. Tabii önce amcamla konuşmam lazım."

"Görüşemeyecek miyiz? Amcan gibi ayda bir mi geleceksin?" bunu gerçekten merak ederek sormuştum, çünkü amcasının ayda bir eve geldiğini biliyordum. Deniz'de öyle olacaksa, nasıl olacaktı?

Bakışları bir süre düşünür gibi takılı kalmıştı masada, sonra bana döndü yine "Bunu daha sonra konuşuruz. Ama hallederiz, düşünme şimdiden. Stajını yapmış mıydın bu arada?"

"Hayır bu yaz yapacağım işte. Ağustos'ta falan."

"Güzel." Uzanıp boynuma yumuşak bir öpücük bırakıp tekrar kumandayı almıştı, "Ne izlesek ki?"

Ama benim aklım hala bir dahaki senedeydi, Deniz'i o kadar az görecek olmak beklemediğim kadar çok moralimi bozmuştu. Kafamı göğsüne yaslayıp geçip giden filmleri seyrettim sadece, en azından seneye henüz vakit vardı.

Bir 3 ay kadar.

Too Close  (bxb) - [Tamamlandı]Where stories live. Discover now