Medya: Ansel Elgort - Supernova
Can
Çantamdaki biletleri çıkartıp sıranın bize gelmesini beklerken göz ucuyla Deniz'e baktım, pür dikkat etrafı inceliyordu.
Bu hali istemsizce sırıtmama sebep olmuştu, artık neredeyse Deniz'in artık beni şaşırtamayacağını düşünmeye başlamıştım, ama hayatında daha önce hiç açık hava sinemasına gelmediğini duyunca bu düşüncem de yok olmuştu.
Etrafı inceleyen maviler bende durakladığında gülümsemesinin etkisiyle sıcacık kısılmıştı, "Sana her baktığımda beni gülümserken izlediğini yakalıyorum."
İstemsizce gözlerimi kaçırmıştım, "Öyle denk gelmiştir."
Güldüğünü duymamın hemen ardından kolunu omzuma atmıştı, içim kıpır kıpır olurken sessizce nefes verdim
"Öyle denk gelmemesini tercih ederim çünkü çok hoşuma gidiyor, hatta neredeyse alışkanlık oldu diyebilirim, bakmadığın zamanlarda hayal kırıklığı yaşıyorum."
Ciddiliğini sorgularcasına kafamı çevirip yüzünü inceledim, ancak birkaç saniye sonra ne kadar yakın olduğumuzu fark etmiştim. Gözleri ağır ağır yüzümde dolanırken ateşi yüzümde hissettim
"Ama asıl merak ettiğim bana bakarken ne düşündüğün.""Ne mi düşünüyorum?"
Omuz silkip bariz bir şekilde bunu merak ettiğini göstermişti, eski gülümsemem yerini alırken cevapladım
"Beni daha ne kadar şaşırtabilirsin diye düşünüyorum genelde.""Hımm." memnuniyetle mırıldanıp sırıtmıştı, o an sanki yeni fark ediyormuşum gibi Deniz'in ne kadar çekici ve karizmatik bir adam olduğunu görmüştüm. Hatta bu his iliklerime kadar işlemişti.
Nedense o an bana ulaşılmaz gibi gelmişti, hatta baktığında en başından beri ulaşılmaz gibiydi. İlk başlarda da hareketleri yakındı, sanki orada benim için varmış gibi ama aslında değildi, onun ne kadar hovarda olduğunu istemediğim kadar çok kez duymuştum.
Ama şimdi buradaydı işte, benim yanımdaydı. Tanıştığımız ilk günleri düşününce buna inanmak güç geliyordu ama Deniz kafamdaki imaja sahip olmadığına beni inandırmıştı.
"Ne seni şaşırtıyor mesela?"
Sıra bize geldiğinde elimdeki biletleri uzatmış ve içeri girmiştik, şimdi Deniz'in kolunun altından çıkmıştım, güzel bir yer kapmaya çalışıyordum. Arkadaki ortalardaki puf armut koltuklara yerleşmiştik
"Bu çok uzun bir liste, ama en güncel olanından bahsedebilirim. Mesela hiç açık hava sinemasına gelmemiş olman?"
Puf koltuğa yerleşirken sırıtmıştı, üzerindeki kot ceketi aramıza koyup bana biraz daha yaklaşmıştı, bense sadece sırıtarak onu izliyordum "Genelde tek başıma takılıyorum, bunu biliyorsun."
Omuz silktim "Ben de bundan önceki 3 seferde tek başıma gelmiştim."
Hayretle kaşları havalanmıştı "Neden? Sen başkalarıyla plan yapmayı seversin."
"Burası benim için özel, tek başıma da yapmayı sevdiğim bir sürü şey var."
Kolunu armutun başına yaslarken dikkatle beni inceliyordu, bu benim kasılmama sebep oluyordu. Bakışlarına alışıktım ama bazen o kadar yoğun bakıyordu ki üzerimde hissediyordum ağırlığını
"Ve beni getirdin?"
Yakaladığı ayrıntıyla bakışlarının sebebini ancak idrak etmiştim, ama doğrudan gözlerine bakmaya devam edip yavaşça kafamı salladım