Medya: 8 Graves - Evil
Can
Üzerime kot ceketimi atıp kapıyı çekip çıktım, annem mutfakta bulaşıkları yıkıyordu babamdan her zamanki gibi ses seda yoktu. Apartmanın demir kapısını çekip merdivenlere oturdum. Hızlıca bir sigara yakarken dumanın sokak lambasının sarı ışığına doğru süzülüşünü izledim.
Deniz birazdan gelirdi, bugün beni arkadaşlarıyla tanıştıracaktı. Her zaman takıldıkları Gafil'e gidecekmişiz. Normalde bu gibi durumlarda pek gergin hissetmezdim, özellikle Melis sağ olsun beni sürekli başka bir arkadaşıyla tanıştırdığı için ister istemez benim için sıradan bir olay haline gelmişti.
Ama şimdi bugün, Deniz'in arkadaşlarıyla tanışacak olmak gerilmeme sebep oluyordu. Korktuğum şey neydi bilmiyorum, beni sevmeyeceklerini düşündüğüm falan yoktu.
Düşüncelerime daha fazla dalamadan tanıdık araba sesine kafamı kaldırdım, hızlıca neredeyse bitmek olan sigarayı söndürüp uzaktan çöpe fırlattım. Arabaya bindiğimde yine her zamanki gibi arabada müzik açık değildi. Deniz'in müzik dinlemek gibi bir alışkanlığı yoktu sanırım.
Ben ilk iş radyoya uzanırken onun ilk yaptığı şey beni durdurup dudağıma yapışmasıydı, ilk başta şokla duraksasam da çok uzun sürmeden karşılık vermiştim. Ama hemen sonra hala apartmanın önünde olduğumuzu hatırlayıp hızla geri çekilmiştim
"Ya hadi sen ben de akıl bırakmıyorsun, sen düşün en azından apartmanın önündeyiz hala!"
Sırıtıp önüne dönerken geri geri giderek yola çıkmıştı tekrar "Ben de akıl bıraktığını nerden çıkarttın?"
Sırıttım ama ona bakmamıştım, uzanıp radyoyu açarken arkama yaslandım "Resim işi nasıl gidiyor? Benim stajdan iflahım kesildi unutuyorum bazen yarışmayı."
"Üzerine düşündüğüm birkaç taslak çıkarttım, biraz daha geliştirirsem belki içlerinden birisi olabilir."
Yüzüne baktım, pür dikkat yola bakıyordu. Resim konusunda her ne kadar önemli değilmiş, halledebilirmiş gibi davranmaya çalışsa da ne kadar önemsediğini biliyordum.
"Kaç ay kalmıştı?"
"4 ay."
Sıkıntıyla önüme döndüm ben de, bu kadar az kaldığını düşünmemiştim. "Bence halledeceksin, içine sinen bir şeyler çıkaracağına eminim."
Bana kısa bir bakış atıp gülümsemişti, sonra önüne tekrar döndü ama hala gülümsüyordu "Umarım dediğin gibidir. Yoksa bir beş yıl daha beklemem gerekecek ve o kadar beklemeye niyetim yok."
Kafamı yana yatırıp Deniz'i izledim bir süre, ilk tanıştığımız zamanlarda bu resim konusunda fazla iddialıydı, kazanacağına ve benim ona model olacağım konusuna da. Ama şimdi umudunu yitirmiş gibiydi sanki.
Peki neden?
Zihnimde aniden beliren soruyla asıl kafamı kurcalayan şeyi fark etmiştim, olayın kilit noktası resim yarışmasıydı. Bu yarışma neden bu kadar önemliydi? Çünkü Deniz konu bu yarışma olunca adeta kumarbaz birisine dönüyordu. Kendi kendine iddiaya giriyor gibiydi.
"Bu yarışma neden bu kadar önemli senin için?"
Düşüncelerim birden ağzımdan çıkmıştı, ama gerçekten merak ediyordum. Deniz direksiyonu sola kırarken kaşlarını çatmış şekilde bir süre sessizce arabayı kullanmaya devam etmişti. Sonra kısa bir bakış attı bana.
Bu tepkisi daha çok merak etmeme sebep olmuştu.
Arabayı durdurduğunda kırmızı neon tabelada Gafil adını görmüştüm, ama arabadan inmemiştik. Deniz kemerini çıkartıp bana dönmüştü "Nedenini bilmiyorum sadece önemli."
YOU ARE READING
Too Close (bxb) - [Tamamlandı]
Ficción GeneralDeniz bir ressam, Can ise onun ilhamı.