Can
O kadar saat dersten sonra bir de yarım saat yolculuğun ardından kendimi Deniz'in evinde bulmuştum. Bir insan neden şehir dışına ev yapardı ki? Zaman kaybı gibi geliyordu, burada yaşıyor olsaydım hem iş hem okul canımı çıkarırdı. Gerçi, burada yaşıyor olsaydım eminim öyle sıkıntılarım olmazdı.
Sıkıntıyla nefes verip zile bastım, gerçi bulunduğum yerden içeriyi görebiliyordum, en son geldiğimden beri bir şey değişmemişti. Yine o ıssız ve huzurlu görünümdeydi ve hiçbir yer de dağınık değildi. Bu ev hep böyle miydi acaba?
Merdivenden inen ayakları gördüğümde düşüncelerime son verip ona baktım, altında yine siyah eşofmanı ve gri salaş bir uzun kolluyla dağınık saçlarıyla kapıyı açtı, yeni uyanmış gibiydi.
"Uyandırdım mı?"
İstemsizce bunu sorarken bulmuştum kendimi, yanındayken çenemi bir türlü kapalı tutamıyordum.
Dudakları hafiften yana kıvrıldığında içeri geçmem için yana çekildi"Az önce uyanmıştım."
Devamında bir şey söylemeden onu takip ettim, geçen gün uyandığım odaya girmiştik, burasının onun odası olduğunu yeni idrak ediyordum, ben onun odasında uyuduysam, o nerede uyumuştu?
Yatağın karşısındaki uzun koltuğumsu şeyi işaret ettiğinde düşüncelerimden koptum
"Şuraya uzanacaksın."
Ceketimi çıkarıp oraya ilerliyordum ki devam etti "Ama önce soyunman gerekiyor."
Pekala, ayrıntıları konuşmamıştık ama keşke konuşsaymışız. En azından kendimi psikolojik olarak hazırlardım lan! Donup kaldığımı fark ettiğim an kendimi toparlayıp kafamla onayladım, olabildiğince Deniz'e bakmamaya çalışıyordum ama Deniz işimi kolaylaştıracak gibi durmuyordu
"Gerginliğini azaltmak için ne yapmam gerekiyor?"
Gözlerim onu bulduğunda kaşlarım hafifçe yukarı kalktı, konuşmak için dudaklarımı araladım ama istemsizce tekrar kapanmıştı. Sanki sevişecektik amına koyayım!Tamam Can kendine gel, gerginliğimi ne azaltırdı benim?
Deniz'in yüzündeki gülümsemeyi görünce kaşlarımı çattım
"Çok eğleniyorsun sanırım." diye homurdandım, elindeki defteri ve kalemi yatağın üstüne bıraktı"Daha önce senin kadar kolay utananı görmemiştim."
Yanaklarım tekrar alev alırken muhabbetin nasıl bu noktaya geldiğini anlamamıştım bile, niye karşısında bu kadar utanıyordum ki?
Ben ona tepki vermeyince gülerek geri çekildi "Bir şeyler anlat bence, gevşersin."
Tişörtümü çıkarıp yatağın üzerine bıraktım sonra ellerim pantolonuma gitti, belki haklı olabilirdi. En azından bu kadar düşünmek yerine konuşursam rahatlayabilirdim.
"Bu ev hep böyle midir?" ben kemerimi çıkartırken o da bana döndü, daha önce yüzünde görmediğim bir tebessüm göndermişti,
"Nasıl?"
"Sessiz, sakin, toplu.
"Evet her zaman."
Sıra pantalonuma geldiğinde açıp çıkarmaya başladım, gerginlikten ölüyordum anasını! Kafamı kaldırıp Deniz'e baktığımda onun da beni izlediğini gördüm ama o bakışlarını kaçırmamıştı bile. Ağzımın kuruduğunu hissettim, kalbim göğsümü her an yarabilirdi.
"Ailen nerede? Bizi basmasınlar böyle." zorla gülmeye çalıştım, o da gülümsedi ama gülüşü gözlerine ulaşmamıştı. Niye birden modu düşmüştü ki?
YOU ARE READING
Too Close (bxb) - [Tamamlandı]
Ficción GeneralDeniz bir ressam, Can ise onun ilhamı.