Medya: Güzeldi - Fırat Ağacık
Deniz
Derin bir nefes verip elimdeki fırçayı usulca kenara bıraktım, gözlerim tuvaldeki Can'la karşımda uzanan gerçek Can arasında gidip geliyordu.
Hayır, ne çizersem çizeyim Can'ın hissettirdiklerini karşılamıyordu. Bu duyguları karşılamayan bir resim nasıl etkileyici olabilirdi ki?
Bunlarla yarışmaya katılamazdım.Ne ara oturduğu yerden dibime geldiğini anlamadığım sevgilim o büyüleyici gözlerini merakla açmış bana bakıyordu
"Bir sorun mu var, ne oldu?"
Elimde olmadan gülümsedim, böyle büyüleyici bir şeyi nasıl tuvale aktarabilirdim ki? Tanıştığımız ilk zamanlar bu, o kadar da zor gelmemişti gözüme.
Sonuçta sanat, sanatçının gözünden yaratılmış bambaşka bir dünyaya sokardı bizi. Ve bu benim için hiçbir zaman bu kadar zor olmamıştı.
Ama şimdi bir türlü dünyaya Can'ı nasıl gördüğümü gösteremiyordum. Ne yaparsam yapayım yetersiz kalıyordu.
"Hiç, sadece bugün günümde değilim sanırım. Çizebiliyormuşum gibi gelmiyor."
Can tuvalin arkasından çıkıp çizgilerime bakındı. Sonraki an yüzündeki bariz şaşkınlıkla bana döndü
"Ciddi misin sen?"
Bozularak tuvale döndüm tekrar "O kadar mı kötü? Bugün günümde değilim demiştim-"
"Deniz bugün gününde olmadığın belli. Bu resimler harika, her zamanki gibi."
Birkaç saniye duraksayıp sonunda rahatlayarak gülümsedim, iyi çizdiğini biliyordum, sadece yeterince iyi değildi ama onun ağzından bunları duymak ister istemez iyi hissettiriyordu.
Onun beğenisi benim için çok önemli olmuştu.
Uzanıp ellerini yüzüme yerleştirdiğinde boyalı ellerimi unutup çıplak beline sarıldım. Soğuk boyanın etkisiyle saniyelik dikleşip sırıtırken gülüşüm genişlemişti.
Ona daha çok sokulurken kulağına fısıldadım "Senden harika değiller."
Gözleri parlarken dudaklarıma kapanmıştı. Tamamen mizacına zıt şekilde yine kızarmıştı. Bu hâlleri fazla hoşuma gidiyordu, dışarıya fazlasıyla sert ve asabi olan o çocuk benim karşımda çok kolay kızarıyordu.
Her iki anlamda.
Zihnime yavaşça süzülen bu düşünce içimin karıncalanmasına sebep olmuştu. Kendime engel olamadan dudağına sertçe asılırken daha sıkı kavradım onu.
Arayı çok açmadan çekilirken aklıma gelen düşünceyle sırıtıp hızlıca dudağına öpücük kondurdum.
"Belki de direkt seni koymalıyım oraya."
Kaşları hayretle havalanırken fazlasıyla neşeli bir hâlde ciddiliğimi sorgularcasına yüzüme baktı, sonra takip edemedigim bir hızda yüzüme boya sürmüştü. Sırıtarak Can'ı kucağıma çektiğimde kolları boynuma dolanmıştı
"Bana hava hoş, o kadar ilgi görünce kıskanma da sonra."
Kahkaha atarken yüzüme sürdüğü boyanın fazlasını alıp burnuna sürdüm " O barda yeterince hayranın var zaten, dalga geçiyordum söz konusu bile olamaz."
Bu sefer onun kahkahası odayı doldururken daha çok sokulmustu bana, boynuma gömüldüğünde sıcak nefesi içimi karıncalandırmıştı
"Yanlışım varsa düzelt ama resmimi yapman da aynı şey değil mi?"
YOU ARE READING
Too Close (bxb) - [Tamamlandı]
General FictionDeniz bir ressam, Can ise onun ilhamı.