Beş

9.7K 676 71
                                    

Deniz

Dövüş antrenmanından yorgun argın geldiğinde düşünebildiği tek şey uyumaktı. Spor çantasını kenara fırlatıp hemen mutfağa koştu ve dolaba daldı. Evet, sportif bir insandı ama yemek yemeyi de en az spor yapmak kadar seviyordu. Belki de bu hayatta sevdiği nadir şeylerden birisiydi.

Karşı konulmaz lezzetlere karşı bir zaafı vardı, eh karşı konulmaz diye de boşuna demiyorlardı.
Aslında bunun içine seksi de katıyordu, o da bir lezzetti hem de en enfesinden.

Birden istemsizce birileriyle sevişme isteği duydu ama bu his hemen sönmüştü, daha üzerine düşünemeden telefonu çalmaya başlamıştı, titreyen cihazı cebinden çıkarıp ekrana baktı.

Hale arıyordu...

Bu akşam buluşacaklarını unutmuştu, bu plan günler öncesinde alınmıştı, Can'ı keşfetmekten de önce. Bu aralar kafayı Can'a taktığından her şey alt üst olmuştu, onu bir takıntı haline getirmişti ve elde etmeden de durmayacağını biliyordu.

Düşüncelerinin daha fazla yoldan sapmasına izin vermeden aramayı cevapladı, kızın sesi her zamanki gibi enerjikti:

"Hey! Naber?"

"Her zamanki gibi, sen?"

"Her zamanki gibi, harika, akşam buluşuyoruz değil mi? Seni biliyorum, unutmazsın ama yine de teyit edeyim dedim."

Deniz istemsizce güldü, bu aralar eskisi gibi değildi ve bu ilginç şekilde ona keyif veriyordu, hayatı monoton olmaktan çıkıyor gibi hissediyordu.

"Teyit ettiğin iyi oldu, sizin evde değil mi?"

"Evet, o zaman akşam 9'da?"

"Akşam 9'da." Dedi Deniz sırıtarak.

Hale'nin kapısının önüne geldiğinde, bir an yorgunlukla esnedi, bugün buluşacaklarını unuttuğundan sporla canını çıkartmıştı. Zile bastığında birkaç dakika içinde Hale kapıyı açmıştı, üzerindeki nefes kesici siyah elbiseyle çok şık duruyordu.

Deniz o an kızla hangi amaç için buluştuklarını hatırladı, sevişmek içindi, bunu yeni hatırlaması komikti çünkü hemen her buluştuklarında yaptıkları şey buydu.
Cidden iyi değilim, diye düşündü.

İçeriye girdiğinde samimice Hale'yle sarıldılar, genç kız içeride alt perdeden erotiğimsi bir ortam oluşturmuştu.
Hale ile ne zaman buluşsa farklı bir atmosferle karşılaşıyordu, kız gerçekten sürprizlerle doluydu kabul, fakat ilk defa bu atmosfer romantiğe daha yakındı.
Masaya oturmadan önce istemsize Hale'nin sandalyesini çekti, genç kız ona muzipçe tebessüm ederken o da yerine geçmişti çoktan. Hale masayı bahçeye kurmuştu ve bahçede sadece sarı ışıklar yanıyordu.

"Dışarıda buluşmak istemedim, bilirsin evler çok daha rahattır."

Deniz Hale'nin muzip gülümsemesine karşılık verirken kadehlere şarapları dolduruyordu, Hale ile uzun zamandır görüşüyorlardı ve açıkçası kızın ondan bir ilişki talep etmemesi Deniz'in işine geliyordu, bu nedenle hala görüşüyorlardı.

"Ama tabi henüz senin evini göremedik."

"Senin evin yeterince rahat." Diyerek otomatikmen sahte ama samimi bir gülümseme sundu.

Deniz kaldığı eve kimseyi almazdı, bu onun için çok önceden gelen bir kural olmuştu. O ev onun alanıydı ve Deniz'in hayatında olmayan kimse de o eve giremiyordu. Önce Deniz'in hayatına girmeleri gerekiyordu.

Yemeklerini yiyip içkiye içeride devam edecekleri sırada Deniz titreyen telefonuna baktı, mesaj gelmişti

0533...: Deniz?

Deniz: Evet?

0533...: Ben Mete.

Deniz istemsizce dudağını ısırdı, bu çocuğa numarasını ne zaman vermişti ki? Aslında vermesine gerek yoktu, kolayca başkasından ulaşabilirdi. Her neyse.

Deniz: Merhaba Mete, bir sorun mu vardı?

0533: Hayır sadece merak ettim, o sabah erken gitmiştin sanırım bir sorun yok dimi? Endişelendim

Deniz mesaja cevap vermeden telefonu cebine atıp bir sigara daha yaktı, neyse ki Hale'de evde sigara içiyordu. Genç kızın gözleri önce gözlerine sonra yaktığı sigaraya kaydı

"Geldiğinden beri yedinci sigaran bu, yaşına göre fazla içmiyor musun?" dedi sırıtarak, Deniz ise ona buruk bir gülümsemeyle karşılık verirken koltuktaki yerine yerleşti

"Onun yaşı mı varmış?"

Şayet ki varsa, ben zaten hiçbir şeyi yaşıma göre yaşayamıyorum, diye düşündü. Görünmez bir elin, görünmez bir iğneyle göğsünden aşağı çizdiği yolun ardında bıraktığı yakıcı hissi görmezden gelmeye çalıştı, Hale'ye dönüp tebessüm etti, kız bir şeyler anlatıyordu ve o hiçbirisini duymuyordu.

"...Haftaya geleceğini söylüyor, anlayacağın haftaya kadar yalnızım."

Meral'den bahsettiğini biliyordu, Meralle ev arkadaşıydılar ve kız – yanlış hatırlamıyorsa- bir aydır memleketteydi.

"Yalnızlığı sevdiğin için şanslı sayılıyorsun o zaman."

Tekrar o sıcak gülümsemesini gönderdi ve şarabından koca bir yudum aldı. Hale'de koyu kırmızı dudakları iyice gerilene kadar gülümsedi.

"Yalnızlığı seviyorum evet ama, biliyorsun... Yalnızlıkta bir yere kadar."

Ve bir anda Hale'nin gözlerinde o ışıkları gördü, gözleri irice açıldı, kenarları kırıştı, dudakları sonuna kadar gerildi, sonraki birkaç saniyede ise gözlerini kaçırmaya başladı.
Sen de mi diye geçirdi içinden Deniz.

"Evet, birçok insanın birilerine ihtiyacı vardır. Haklısın."

Hale koltukta Deniz'e yaklaşırken Deniz dibini gördüğü kadehini masaya koyuyordu

"Birçok konuda aşırı zeki olduğunu kabul ediyorum Deniz, ama bu konuda yanılıyorsun. Herkesin birilerine ihtiyacı vardır."

Sonra elini Deniz'in bacağında gezdirmeye başladı, ilginçtir ki Deniz ilk defa kendini modunda hissetmiyordu.
Zaten o gece Mete ile yattıktan sonra da kimseyle görüşmemişti, tek yaptığı şey Can'a ulaşmaktı ve çocuk henüz kendisine gelmemişti.
Çizdiği resim ilgisini mi çekmemişti yoksa?

Bu imkansızdı.

Ama ya öyleyse?

"Bugün biraz dalgınsın sanırım." Hale'nin eli Deniz'in sarı saçlarına çıkmış oynuyordu, Deniz ise bunu yeni fark ediyordu, uzanıp Deniz'in dudaklarına yapıştığında ise konuşacak vakti olmamıştı. Genç kızın dudakları dudaklarına değdiğinde ilk birkaç saniye o eski hazzı hissetti.

Ama gözleri kapanır kapanmaz gözünün önüne gelen tek şey şarkı söyleyen o tutkulu dudaklardı, daha sonrasında uyurken öne sarkmış ve hafif pembeleşmiş o tatlı dudaklardı.

Neden aklına Can geliyordu ki şimdi?

Ağzından istemsizce bir inleme kaçarken Hale bunu üzerine alınmış ve daha sert harekelere girişmişti, ama Deniz saniyesinde ondan ayrılmıştı.
Hale büyük bir şaşkınlıkla Deniz'e bakakaldı, çünkü bu ilk defa oluyordu, gerçekten ilk defa.

"Kusura bakma, bugün olmaz."

"Ne? Nasıl? Bir sorun mu var? Ben-"

"Hayır, hayır sadece-" hemen ayaklandı Deniz, ne yapacağını şaşırmıştı, halihazırda daha önceden de çekici bulduğu ve belki onlarca kez yattığı kızla öpüşürken aklında bambaşka birisi vardı.

Onun aklında kimse olmazdı ki.

"Gitmem lazım. Seninle hiçbir alakası yok. Gerçekten."

Hale de Deniz'le birlikte ayaklanmıştı "Deniz, iyi misin? Hiç senlik hareketler değil bunlar."

"Evet haklısın, geçici bir şey merak etme. Tekrar haberleşiriz, olur mu? Telafi edeceğim."

Hale şaşkınca kafasını salladı "Olur, tabii." Ve kapıdan hızla çıkan Deniz'in arkasından bakakaldı.

Too Close  (bxb) - [Tamamlandı]Where stories live. Discover now