Medya: Let You Let Me Down - Donna Missal
Deniz
"Mezuniyetinin tam tarihi ne zaman belli olacak Deniz?"
Telefonu omzumla kulağım arkasına sıkıştırırken bir yandan mutfağa iniyordum, arayan amcamdı. Okuldan mezun olmuştum fakat mezuniyet biraz ertelenmişti.
Ve bu durum amcamın hoşuna gitmiyordu, bir an önce resmî bir şekilde diplomayı almamı ve işlerle ilgilenmeye başlamamı istiyordu.
Filtre kahvenin kutusuna uzanırken cevap verdim "2 hafta kaldı aslında, çok değil."
Ağzından memnun olduğuna benzer homurtular çıkarken sırıttım "Güzel öyleyse Eylül gelmeden aradan çıkmasına sevindim."
Makineye kahveyi ve suyu koyup tezgaha yaslanırken telefonu elimle tutmaya başladım. Sıkıntıyla nefesimi verirken devam ettim
"Amca seninle konuşmuştuk sene içinde şirkete gelecektim hani?"
Arkadan amcamın sekreteri Sercan'ın sesini duyduğumda amcamın da sesi uzaktan gelmeye başlamıştı. İşle ilgili bir şeyler konuştuklarını varsayıp sessizce beklemeye koyuldum.
Göz ucuyla kahveye bakarken onun da henüz çekilmemiş olduğunu görüp önüme döndüm tekrar. O arada Ufaklık koltuğun üzerinden atlayıp ayaklarıma sürtünmeye başlamıştı. Dibimde durup miyavlarken aklıma aç olabileceği gelmişti.
Benden de bu kadar ilgili birisi olurdu, normalde de kafam yerine değildi ki hayvana bakayım.
Göz ucuyla mama kaplarına baktığımda gerçekten boş olduğunu görüp dolaptan çıkardığım mamayı kabına doldurdum.
Ufaklık hemen kafasını daldırmış hızla yemeye başlamıştı.
Mama kutusunu yerine koyarken suyunu da doldurup başını okşadım yavaşça. Kahve makinasının demlendiğini işaret eden sesi geldiğinde ayaklanıp kahveyi bardağa koydum o sırada amcamın sesi de daha yakından gelmeye başlamıştı."Ne diyorsun en son? Kusuruma bakma Sercan sabahki toplantının notlarını getirmişti bazı önemli noktalar vardı."
"Sorun yok, iyi geçti mi toplantı? Anlaşabildiniz mi Ayte birlikle?"
Kulağıma gülme sesi geldiğinde ben de masaya oturmuş ilerideki camlara bakarak ormanı izliyordum "Iyi geçti iyi geçti, bu kadar ilgili olmana seviniyorum. İyeye işaret. Bir de şirketin başına oturdun mu..."
"O mesele. Amca, dönem içinde diye konuşmamış mıydık? Daha Ağustostayız."
"Bu ısrarının sebebi o çocuk mu? Neydi adı? Can."
"Evet, vaktim varken onunla vakit geçirmek istiyorum."
"Eee güz dönemine girdiğimizde ne yapacaksın? Ayrılacak mısın çocuktan?"
Hemen hızlıca bir cevap çıktı ağzımdan "Hayır tabi ki-"
"O zaman? Hem şirketle hem onunla ilgilenebilecek misin?"
Sustum, düşünmeye başladım. Gerçi bunu hep düşünüyordum ama hallederim gibi geliyordu.
"Halledebileceğini düşünüyorsun değil mi?"
"Buna inanmıyorsun sanırım."
"Yoo pekala da inanıyorum, insanoğlu hatta özellikle sen istersen her şeyi yaparsın. Ama şirketi daha fazla erteleyemezsin Deniz. Eylül'de çok önemli bir ihale var, ve o ihale Turkiye'de gerçekleşecek. Beni biliyorsun Japonya'dan gelemiyorum işler başımdan aşkın. Orada birilerinin durması ve bu süreci idare etmesi lazım."
YOU ARE READING
Too Close (bxb) - [Tamamlandı]
Aktuelle LiteraturDeniz bir ressam, Can ise onun ilhamı.