On iki

9.5K 743 97
                                    

Medya: Circles - Post Malone Hollywood's Bleeding

Can

"Can! Masa 2'nin siparişleri hazır!"

Kaan'ın sesiyle hızlıca siparişleri masaya bırakırken köşedeki masaya yeni oturan kişilere ilerledim, elimdeki menüleri hızla önlerine bırakırken kıçımdan soluyarak tekrar Kaan'ın yanına gittim.

"Abi istiyorsan artık araya çık betin benzin attı."

"Şerefsiz Murat ortalıkta yok nereye gideyim burayı bırakıp? Zavallı Ali tek başına nasıl idare etsin?"

Şerefsiz işe 1 saat geç kalmıştı! Onun yüzünden fazladan bir saat çalışıyordum! Aslında normal şartlar altında bu benim için bir sorun değildi, fazladan her saat fazladan para demekti ama artık parayı düşünecek halim kalmamıştı. Kendime ayırabildiğim sadece 7 saatim vardı - ki onu da uyuyarak geçiriyordum.

Bana 'sende haklısın' der gibi anlayışla baktı, o sırada arkadan kabusum olan o zilin sesini duydum,mutfaktan yemekleri alıp Kaan'ın doldurduğu içkilere ilerledim, 'masa 5' diye mırıldandı.

Masa 5'in siparişlerini götürdükten sonra yeni gelenlerin siparişlerini aldım, o sırada sahnenin önlerinde bir yerde bir yer boşalmasıyla dolması bir olmuştu. Hızla oraya ilerlediğimde masada Deniz'i görmemle ufak bir duraksama yaşamıştım.

Neyse ki bozuntuya vermeden devam etmiştim kısa sürede. Bu çocuk artık neredeyse her gün buradaydı, ailemin yüzünü bile onunkinden az görüyordum anasını! Okulda ve çizim saatlerinde görmem yetmiyormuş gibi bir de çalıştığım yere geliyordu ama dürüst olmak gerek, bununla bir problemim yoktu, rahatsız değildim yani, hatta sanırım alışmıştım bile.

Belki de benimle alakası yoktu, ben abartıyordum. Evet, muhtemelen ben abartıyordum, düşünmeye ve sağlıklı bir zihne sahip olabilmem için kendime ayırdığım zamanda uykudan fazlasına ihtiyacım vardı ve şansa bakın, o da bende yoktu.

Deniz olayını kafama artık daha az takıyordum, önceden olsa bu kadar sık karşı karşıya gelmemizin ardında başka şeyler arayıp tam olarak şuan, burada onun yakasına yapışırdım beni takip etme olasılığına karşın ama onunla geçirdiğim birkaç haftadan sonra ona alışmaya başlamıştım. Hatta başlarla takıldığım biseksüellik mevzusunu artık hatırlamıyordum bile, diğer arkadaşlarımdan farklı değildi davranışları.

Sonuç olarak: Bir problemim kalmamıştı herifle. Hatta artık o kadar rahattım ki yanında soyunurken bile utanmamaya başlamıştım.

Masalarına vardığımda yanında tanımadığım üç kişi olduğunu gördüm, birisi kız diğer ikisi erkek. Aslında, o kızı tanıyordum, adı Ayşe'ydi sanırım, Melis'in arkadaşlarından.

Elimdeki menüleri önlerine koyduğumda Deniz'e ve Ayşe'ye başımla selam verdim, Ayşe anında bana geri dönüş olarak gülümserken Deniz yüzündeki garip ifadeyle beni izliyordu.

"Melis yok mu Can?"

Ayşe'nin sorusuyla gözlerimi Deniz'den çektim "Teyzesinin yanına gidecekti bugün."

bizim arkadaş olduğumuzu fark ettiklerinden olsa gerek yanlarındaki diğer iki erkekte bana gülümseyerek selam verdiler, onlara müşteri olduklarından dolayı zoraki bir gülümseme sundum yoksa tepki bile vermezdim, gözüm tutmamıştı, o an aklımda istemsizce bir soru belirivermişti.

Bu bir randevu muydu acaba?

Ve o soru beraberinde diğer soruları doğurdu, Ayşe, Deniz'in biseksüel olduğunu biliyor muydu? Bu çocuklar kimdi? Ve ben niye bu kadar meraklıydım?

Too Close  (bxb) - [Tamamlandı]Where stories live. Discover now