“Yine yemeden çıktı odasına, iki aydır böyle, iyice zayıfladı çocuğum.” Karşısındaki koltukta saygıyla oturan iki gence umutlu bir bakış atıp devam etti. “Sizden bir şey saklamaz, varsa bir problem lütfen söyleyin çocuklar.”
Arif, onu gördüğünde artık sigarasını bile saklamaya tenezzül etmeyen oğluna olan hıncını, çocuklardan almak istedi. "Kesin biliyorlar Leyla'm, kesin!" Diye kükreyip, çocukların üzerine yürüdü, ama Leyla'nın ufacık bakışı adamı anında sindirip, geri püskürttü.
Adam kuzu kuzu karısının yanına oturup, masum masum af dilenme bakışları atarken Ahmet gülmemek için dudaklarını kemirdi. “bence çiftleşme dönemine girmiş o.” Dedi ortalığı yumuşatmak için, “bulalım bir kız baksın dalgasına.”
Karşısında kendisine bakan üç ifadesiz yüze zoraki sırıttı. “Şaka.”
Kimse gülmedi, hatta Arif; iyice sinirlendi. Tekrar ayaklandı. Ahmet, Arif'ten korkusuna, koca cüssesiyle, Bilal'in arkasına sığındı. Bilal, sevgilisi Meltem'in telefonunu üçüncü defa meşgule alıp, kendisine sığınan kankasını da koltukları altına aldı ve bu işi çözeceğine dair söz vererek, Ahmet’i Arif'in hışmından kurtardı.
Yukarı Barış’ın yanına çıktıklarında Barış kulaklığını takmış tavanı seyrediyordu.
“İnsan kapıyı çalar, hayvan oğlu hayvanlar!” Diyerek yattığı yerden doğruldu, ama geldikleri için memnun görünüyordu.Çocuğun yatağına uçarak atladı Bilal.
“Hazırlan! Dumagil'e içmeye gidiyoruz.”Ceylan, iki yıl önce, bu pis şeylere bulaştırmıştı onları. "İçki ve sigara içmeyene adam mı denir?" Diyerek dalga geçmişti onlarla. Örnek olarak Kurtlar vadisini kullanmıştı. "Bakın Polat'a, bakın Çakır'a. Her sahnede sigara içiyorlar, çok havalı değil mi? İkisi de ne erkek ama!" Demişti içini çeke çeke.
Bilaller, Ceylan'ın laflarından anında etkilenmişti ve havalı olabilmek uğruna, o tertemiz, gencecik ciğerlerini, o gün karartmaya başlamışlardı. Ama yanlış yaptıklarını anlamaları uzun sürmemişti. Havalı olayım derken, kendilerini havasız bıraktıklarını farkına vardıklarında, bu illetten kurtulmak için çok uğramışlardı, ama nikotin yakalarına yapışmıştı bir kere ve kolay kolay da onları terk edeceğe benzemiyordu.
Ara sıra da gizli kaçak içki içiyorlardı. Bünyeleri içkiye hiç alışık değildi. Tadını da pek beğenmiyorlardı aslında, ama hiçbirisi bunu itiraf edemiyordu. Ve bugün de, yine kimsenin sesi çıkmadı. Barış, içkiye sanki çok bayılıyormuş gibi hevesle yatağından kalkarken, Ahmet; Bilal'e, "ne yapmak istediğini anladım." bakışı attı.
Sarhoşken donunun rengine varana kadar her şeyi çekinmeden konuşurdu çünkü. Gusül abdesti almasına sebebiyet veren Rihanna'lı edepsiz rüyalarını, Şeyma karşısında soyunduğu zaman üstüne atlamamak için kendisini zor tuttuğunu, sivilcelerinden kurtulmak için yüzüne sperm sürdüğünü -Bilal bunu duyunca klozete zor yetişmiş ve yediği ne varsa hepsini geri çıkarmıştı- hiç çekinmeden anlatmıştı.
Ahmet Efe’nin denizin ortasında kıçından kayıp giden ve çocuğu dımdızlak bırakan şortunun altında yatan gizemin kaynağının kendisiyle Bilal’in ortak planı olduğunu da söylemişti başka bir içme partilerinde, şortun lastiğini kestiklerini itiraf etmişti kahkaha ata ata. Bilal Barış’ın boş çenesine küfür ederken, Ahmet ikisine de küsüp erkenden uyumuştu.
Dumangil, en son bıraktıkları gibi darmadağınıktı. Koltuğun üzerinde cips kırıntılarıyla, kahverengi çikolata lekeleri cirit atıyordu. Ayrıca pufun üzerindeki boş kuru yemiş paketiyle, devrilen bir bardak birbirlerine, bizim yerimiz burası değil, dercesine bakıyordu. Devrilen bardağın içinden dökülen kola halının desenlerine karışmış ve sanki halıya farklı bir şekil kazandırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER AN SENİNLEYİM
Teen Fictionİngilizcecinin tahtaya yazdığı anlaşılmaz kelimeleri zorlukla seçip defterine geçiren ve hocanın anlattıklarını pür dikkat dinleyen kız, kendisini de pür dikkat izleyen gözlerin varlığından habersizdi. O gözler için, kızın kolunu hafifçe kaşıması;...