Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Majesteleri, Cheon ailesinden bay Cheon Ho Jin size bir konuda danışmak için huzurunuza çıkmak istiyor.''
Yoongi tahtına iyice yaslanarak korumasına gelen kişinin gelmesi için elini uzattı. Jungkook tekrar önünde eğilerek gelen misafirin karşısına geçti. ''Majesteleri sizi bekliyorlar.'' Adam o kadar öfkeliydi ki sakinliğini kralın yanında koruması için derin bir iç çekti. Jungkook gelen adamı iyice süzdü. Oldukça soylu birine benziyordu. Galiba soylu askerlerden birinin babasıydı.
Adam uzun sakallı adam kralın önünde eğildiğinde kral tanımış olmalı ki hafif gülümsemişti. ''Bay Cheon Ho Jin. Buraya sizi hangi rüzgar attı?''
Adam endişe içinde yüzüne bakıyordu. Tekrar önünde eğildi. ''Majesteleri konuşabilir miyiz?''
Kral ayağa kalktığında konuşma köşeleri olan mindere doğru elini uzattı. ''Buyrun burada konuşalım.'' Yoongi ilerlerken eşinden saymadığı eşi yanlarına doğru geldi. Adamın önünde eğilen eşi Haechan ''merhaba efendim. Size yeşil çay getireyim.'' Yoongi içinden sabır dileyerek mindere oturmuştu. Yoongi adamın yüz ifadesinden bakılırsa çok endişeli kızgın göründüğünü tahmin edebilirdi.
''Buyrun sizi dinliyorum.''
Adam direkt konuya girmişti bile. ''Oğlum. Oğlum Cheon Nae Sang kayıp.''
Yoongi kaşlarını çattığında askerlerini aklına getirdi. Evet o askeri hatırlıyordu. Bir kaç hafta önce konuştuğu askerdi. Yeşil çayları gelince eşi ikisine de servis etti. Kendi de hızlıca çayını eline alarak yanlarında ki mindere oturdu. Yoongi'nin öfkeli bakışları Haecha'nın üzerinde belirdi. Her ne olursa olsun her konuşmada yanında oluyordu. Onu kovamazdı çünkü eşi olduğu için her şeyden her olaydan haberi olması gerekiyordu. Kaç yıllık kraliyetlerin kesin kuralıydı. Çünkü kral ölürse kendisinden sonra ki eşi kraliyeti yönetecekti.
''Nasıl kayıp? O da askerlerle beraber ya eğitimdedir ya da yatakhanededir.''
Adam kafasını iki yana sallayarak Kralın sözlerini reddettti. ''Hayır ekselansları oğlumu kraliyetti ki tüm askerlere sordum fakat kimse nerede olduğunu bilmiyor. Yatakhanede ki askerlere de söyledim hiç bir gece gelmemiş. Yatağı bomboş.''
Yoongi aniden ciddileşerek kaşlarını çatar. ''Biliyorsun hiç bir soylu askerlerimi savaşa göndermedim. Muhakkak kraliyetin içindedir. Şimdi bütün askerlerimi aramaya gönderirim ve aramadık delik bıraktırmam.''
Adam kralın önünde iyice harap düşmüş çaresizce bakıyordu. ''Lütfen maejesteleri. O benim tek çocuğum.''
''Merak etme .'' Kral ayağa kalktı ve koruması Jungkook'a seslendi. ''Jeon Jungkook, nöbet tutan askerler hariç tüm askerleri avluya topa.'' Jungkook önüde eğilerek koşuşturmaya başladı. Gördüğü tüm askerleri avluya gitmesini söyledi. Gözleri Taehyung'u arıyordu. Jungkook tir tir titriyordu. O kayıp olan çocuk bir ihtimal öldürdüğü çocuk olabilir miydi?
