''Jimin! Jimin kalk sevgilim çabuk!'' Yoongi telaşla yataktan doğrulduğunda Jimin'i hafif salladı. Jimin yeni uykuya daldığı gözlerini zorla açtığında sessizce mırıldandı. Daha önce kıyafetlerini giydikleri için şanslıydılar ama bu odadan hemen çıkmaları gerekiyordu. Jimin yataktan bir beden kedisini kalkması için zorlarken sonunda etrafına bakınmayı akıl etmişti. Kaldıkları da hep ateş içindeydi ve Jimin'in uykulu gözleri fal taşı gibi açıldı.
Odanın her yeri alev alırken bir yandan da içeride toplanan duman ile hunharca öksürüyorlardı. Yoongi Jimin'in ellerini sıkıca tutarak onunla beraber kapıya doğru koşmaya başladılar. ''Yoongi ne oluyor burada?'' Jimin sulanan gözleriyle konuşurken Yoongi sadece endişeli bir şekilde bu odadan çıkmaları için çabalıyordu. Ardından tam kapıya ulaşacakları sıra bir alev topu daha odaya girdi ve bu sefer kapının tam yanına çarpmıştı. Jimin gelen alev topu ile küçük bir çığlık atmıştı.
Kapı şimdi alevler içinde kalmıştı ve içeride mahsur kalmışlardı. Dört bir yanı alevler içinde kalırken Jimin hıçkırarak Yoongi'nin koluna sarılıyordu. ''Taehyung ile Jungkook haklıymış. Onları dinlemeliydin Yoongi.'' Jimin Yoongi'nin kolunu daha sıkı tutarken Yoongi zaten endişeliydi ve şimdi daha çok panik yapmaya başlamıştı. Ateşi dahi umursamadan kapıya doğru koşmak için hazırlandı fakat Jimin Yoongi'i sıkıca tutarak engelledi. ''Hayır yapma.''
Yoongi elini ensesine attığında ne yapması gerektiğini düşünmek için bir süre sessizce beklemeye başladı. Tekrar odaya düşen ateş topu ile düşünmesi çok sürmedi. Yoongi kendini umursamadı ve hızlıca kolundaki eli iterek kendini ateş almış kapıya attı. Kapı yavaş yavaş eridiği için hemen açılmıştı ve Yoongi'nin ağır bedeni yer ile buluşmuştu. Jimin Yoongi'nin bu yaptığına kocaman bir çığlık atmıştı ve öylece odanın ortasında beklemeye başalamıştı.
''Hadi gel Jimin!''
Jimin titreyen bacakları ile zorla yürüyerek kırılan kapının tam önünde durdu. Yoongi Jimin'in belinden tutarak hızlıca kendine çekti ve odadan kurtardı. Dışarı çıkmak için koridora koşarlarken çığlıkların kraliyette dağıldığını duydular. Sadece Kralın odası değil her yeri ateşe veriyordular. Yoongi'nin bir düşündüğü şeyde kraliyetiydi. Oraya gidip tahtını kontrol etmeli ve askerlerini yönlendirmeliydi.
Koşar adımlarla koridoru aşarak büyük salona geldiler. Büyük salonda herkes toplanmış ve çığlık içinde konuşuyorlardı. Kral hızlıca büyük salona geldiğinde tahtına bakındı. Evet kimse şuan tahtını ele geçirmemişti. Ölümde olsa tahtından kalkmamalıydı. Kafasını Jimin'e çevirdi ve alnına küçük bir öpücük kondurdu. ''Seni seviyorum Jimin.''
Jimin kafasını iki yana salladı ve eşine sıkıca sarıldı. Yoongi eşinin kokusuna içine çekerek saçlarını okşadı ve ilk defa gözünden tek bir gözyaşı damlamıştı. Jimin'i korumak istiyordu ve onların istediği sadece kral değil kraliyet idi. Tahta oturmak için yani hükümeti alabilmek için büyük salona bir zarar veremezlerdi. Yoongi şimdilik buranın güvenli olduğunu düşünüyordu. Yavaşça Jimin'den ayrıldı ve pürüzsüz yüzünden gözyaşlarını parmağı ile sildi. Jimin'i ağlarken ve o kıyamadığı gözyaşlarını dökmesine katlanamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the kingdomㄨ yoonmin ✓
FanfictionKöylüleri esir alan Kral Min Yoongi, içlerinden Park Jimin'i görünce hemen etkilenmişti. Başlangıç: 02.04.2021 Bitiş: 24.03.2023