Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kutsal ruh adına özür diliyoruz sizden majesteleri. Size sığınıyoruz. Bizi affedin." Ülkede ki din adamlarının hepsi kraliyetin başına toplanmış ve kralın önünde eğilerek af diliyorlardı. Yoongi elini alnına bastırarak gözlerini devirdi. Bu adamları öldürmek için içindeki sesi yok etmeye çalışıyordu ki içindeki sesi dinlese onları öldürmeleri bir saniyesini almazdı. Din adamları halkına arabuluculuk yaparak zihinlerini karıştırıyorlardı. Oysa Kral ülkesini en iyi şekilde yönetmeye ant içmişti fakat bu gibiler ortalığı karışması bir saniyelerini almıyordu. Yoongi onları öldürmezdi. Eski zamanlar olsaydı hemen öldürebilirdi fakat artık sistem, kurallar ve yasalar değişmişti. Öldürmek yoktu bu ülkede. Yoongi diğer krallar gibi acımasız olmayacaktı.
"Sizi affetmem için bir sebep söyleyin." Yoongi parmaklarını tahtının başlığına tıkladığında gözlerini beş tane art arda dizilmiş din adamlarına çevirdi. Din adamları birbirine baktıklarında kafalarını eğdiler. Diyecek bir şeyleri yoktu çünkü. Haksızdılar.
"Siz benim ülkemin halkını zehirleyim ve bende buna kayıtsız kalacağım öyle mi? Ne hakla hakkımı bana karşı korkutursunuz!" Yoongi sinirle yumruklarını sıktığında din adamları olduğu yerden sıçradılar.
"Çok özür dileriz. Bir daha böyle bir hata yapmayacağız." Din adamları mahcup bir şekilde baktıklarında Yoongi arkasına yaslandı ve derin bir nefes aldı. Hak edenleri gereğinden fazla cezayı hak ediyorlardı ve o yüzden onları bir haftalığına mahzene kapatacaktı.
Yoongi tahtından doğruldu ve askerlerini çağırdı. Askerler din adamların kolundan tutarak kralın emrini beklediler. Din adamları korkuyla krala bakınıyor ve şimdiden tanrıya dualarını etmeye başlamışlardı.
"Onları bir hafta mahzene kapatın." Askerler dediklerini yaparak kraliyetten çıkardılar. Yoongi yorgun bir şekilde arkasına yaslandı ve gözlerini yumdu. Son zamanlarda o kadar çok yoruluyordu ki artık nefes alamıyorlardı bile.
Yoongi gözlerini araladığında karışısında küçük bir beden belirdi. Yoongi kaşlarını çattığında biraz korkmuş gibi gözlerini büyütmüştü fakat bunu küçük kıza belli etmedim.
"Hee Ra? Gel bakalım güzellik."
Küçük kız utana sıkıla vücudunu sallıyordu. Kraliyette çok sıkılmış olmalıydı ki kralın karşısına çıkmıştı. Yoongi gülümsedi ve kıza gelmesi için ellerini uzattı. Küçük kız utanarak krala yaklaştı. Uzun siyah saçları ve tatlı yüzü.
"Hee Ra? Tanrım gel buraya." Ve küçük kızın sahibi onu tutarak kendine çekti ve ufak bir şekilde azarladı. "Kralın yanına gitmemelisin ve onu rahatsız etmemelisin."
Yoongi güldü ve kafasını iki yana salladı. "Sorun değil Jungkook. Biliyorsun Hee Ra'da benim bir kızım sayılır."
Jungkook gülümsedi ve kralın önünde eğildi. Küçük kızı kendine çekerek kucağına aldı ve yanağına küçük bir öpücük kondurdu. "Majesteleri aslında bu ufaklığı yıkayacaktım fakat suyu sevmediği için kaçtı. Babası da onu dışarıda arıyor."
