Soğuk boğucu bir hava vardı ve kraliyetin tüm kapıları bu sabah gün doğar doğmaz açılmıştı. Batı kraliyeti halkı dahil tüm halk kraliyetin avlusunda toplanmıştı. Tek bir ses bile çıkmıyordu ve kuş bile uçmuyordu. Havada atıştıran küçük yağmur parçaları insanların yüzlerine ağır ağır düşerken kraliyetin huzurunda beklemeye devam ettiler. Bugün ölen soylu askerin anıtı vardı ve ayrıca öldüren kişiye uygulanacak ceza. Bugün oldukça ürkütücü ve korkunç bir gün olarak belirlenebilirdi.
Haechan eşinin karakterizesini giydirerek saçlarına bandajını tutturdu. Kılıcını özenle temizleyerek kralın bel tarafına yerleştirdi. Yoongi eşinin kendisine yardım etmesini asla istemiyordu fakat karşısında kendilerini izleyen bir annesi izlerken bu biraz zordu. Annesi iki elini önden birleştirmiş bir şekilde ciddiyetle bakıyordu.
''Bunu da takalım sevgili kralım. Bu siz güç verir.'' Haechan eşinin bileğini tutarak kırmızı ipliği bileğine bağlamak isterken Kral hızla bileğini çekti. Gözleri bir o kadar sinirli ve sakindi. ''Gerek yok buna.'' Katlanamıyordu ona ve annesine. Buradaki olan hiç bir şeye katlanamıyordu. Son zamanlarda olan olaylar, bu ülkenin güzel yönetemediğini gösteriyordu. Bir gün halk isyan çıkarabilirse çok fazla olay olacağını düşünüyordu. O yüzden acilen bir şeyler yapması gerekiyordu.
''Hazırsan gidebiliriz.'' Annesi sakin bir tonla konuşurken duruşunu bile bozmadan arkasına döndü. Yoongi sadece iç çekti. Kuruyan dudaklarını birbirine bastırdı ve ağır ve keskin adımlarla annesinin yanında durdu. Kafasını yana çevirip bir süre göz göze geldiler. Annesi ilk defa güçlü bir şekilde oğluna gülümsemişti.Ama bu sefer içtenlikle. Yoongi gözlerini hafif kırptı ve kaçırarak önden yürümeye başladı. Annesi sağ tarafından ilerlerken diğer yanında eşi Haechan vardı. Bu şekilde istemiyordu. Sadece ülkesinde refah ve huzurluk getirmek istiyordu ama yapamıyordu. Belki yönetme şekli çok yanlıştı.
Kraliyatten muhafızları ile beraberinde Kral halkının karşısına çıktı. Artık Batı kraliyeti ile birleştikileri için oranın halkı da kendi halkı sayılıyordu. Kral uzun zaman sonra halkını bir arada görüyordu. Artık halkı ile de ilgilenme vakti gelmişti ve geçiyordu da.
''Evet burada toplanma sebebimiz, ölen askerlimizden biri olan Cheon Nae Sang'ın ölüm anıtını anacağız.'' Yoongi derin bir iç çekerek gözlerini kırpıştırdı. Gözleri hizmetkarların yanında duran Jimin'e kaydı. Jimin bu olaydan oldukça korkmuş ve endişeyle olacakları bekliyordu. Jungkook için çok endişeliydi. Yoongi sadece bu işi curcunasız halletmek istiyordu. Sevdiği kişiyi de düşünmek zorundaydı. Jimin. Hâla kendisine sinirliydi ve dargındı. Geçecek gibi değildi. Çok özlüyordu. Gülüşünü, sesini ve her şeyini özlüyordu.
"Evet devam edecek misin?" Annesinden gelen tiz sesi onu düşüncelerinden uzaklaştırmıştı. Hafif yutkundu ve derin nefes alarak tekrar dikkatini halkına verdi. Herkes tedirgin içindeydi ve korkuyorlardı. Asıl amaç halkına korku değilde cesaret vermek istiyordu. Yoongi bu şekilde olmasını asla istemiyordu. Bu durumu düzeltmek için elinden geleni yapmaya hazırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the kingdomㄨ yoonmin ✓
FanfictionKöylüleri esir alan Kral Min Yoongi, içlerinden Park Jimin'i görünce hemen etkilenmişti. Başlangıç: 02.04.2021 Bitiş: 24.03.2023