MAHİR

518 89 105
                                    

(BU KİTAP, BÜTÜN HER ŞEYİYLE BİRLİKTE, BANA HEP UMUT VEREN O'NA İTHAFENDİR...)

***

Ø

Her taraf karanlık olacak. Aydınlık bir alan bulmak için çaba sarf edeceksin.

O ellerin çok üşüyecek. Isınmak için ufacık bir mumun izini süreceksin.

Kaçacaksın, belki de kurtulmuş olacaksın. Ama başından beri hata, sen olacaksın.

Korkacaksın. Yeri geldi mi savaşacaksın. Kendini ne kadar korumasız hissetsen de, sen kendini korumak için direneceksin.

Belki de bu hayatta, ufacık bir su damlası için savaşa gireceksin. Her şeyden çok senin canın önemli olacak.

Bazı dünyaya gelen kişilerin bir sebebi olmaz ayakta dikilmeleri için. Onlar için tek sebep, yaşama tutunup yılanlarla başa çıkmak olacak.

Ve sana sesleniyorum, ey insanoğlu. Kendini bu dünyada boş biri sanabilirsin ama aslında bir savaşçısın. Senin de bu dünyaya gelmek için bir sebebin var her insan gibi. O da, sadece kötülere karşı savaşmaktır.

Her insan sebebini yerine getirince kaybeder ruhunu. Amacındır seni bu dünyada ayakta tutan.

Korkma; kendini koruduğun sürece kimse sana zehir bulaştıramayacak.

·

Saat gecenin yarısı olmuştu ama Hilal, hâlâ telefonundan Zemheri'nin Instagram hesabında geziyor, fotoğraflarına bakıyordu. Özellikle de yeni yükledikleri... Onun ağzını açık bırakmıştı çünkü son postunda üstü sırf çıplaktı. Baklavaları gözüküyor, kasları ortaya çıkıyordu. Özellikle de o damarları gözüken elleri ve kolları...

Her saniyesine düşüyordu.

En sonunda telefonun şarjı bitti ve yüzüne kapandı. O anda hokkalı bir küfür savurdu ve az pil uyarısını dikkate almadığı için kendine kızdı. Hızla ayağı kalktı ve şarj makinesini prize takıp telefonu ucuna taktı. Telefon şarj almaya başladı. Komidinin üzerine koydu ve yatağına doğru ilerledi.

Yatağına uzandı ve hızla yorganının altına girdi, sıcağa muhtaçmış gibi. Başını yastığa koyayım derken yatak başlığına vurduğu için başı sızlıyor ve acıyordu. "Ebeni senin..." diye fısıldadı ama devamını getirecek tahammülü yoktu. Biraz vurduğu yeri okşayıp başını dikkatli bir şekilde yastığa koydu.

Gece lambasını kapattı. Ellerini başının arkasında birleştirip pencereden gece mavisinin üzerine konulmuş yıldızları izlemeye başladı, ve tam o an, Zemheri ile ilgili olan bu geçmişi düştü gözlerinin önüne. Bir yıldızın kaydığını gördü ve hızla bir dilek diledi.

"Zemheri ile tekrar bir araya gelmek istiyorum."

Seneler Önce...

"Sen bizimle oynayamazsın!"

"Neden oynayamazmışım?"

"Çünkü sen bizim gibi çocuklardan değilsin!"

"Nasıl yani?"

"Bizim annemizle babamız bizi dövmüyor ama senin annenle baban seni dövüyor! Yazık sana bebek!"

Hilal, daha altı yaşındaydı. İlkokul birinci sınıfa gidiyordu ve orta dönemdeydi.

MAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin